Keyifli okumalar. 🥰
(Yazardan)
Birkaç kez koluna dokunduğu kızdan ses gelmeyince gözlerini zar zor açtı. Dün gece Hande'nin isteği üzerine onunla kalmış ve kendi evine gitmemişti Zehra. İyi ki böyle yaptım, dedi içinden. Burnunda onun kokusu, teninde teninin sıcaklığı ve izleriyle uyumak masalsı denecek kadar iyi hissettirmişti. Bu his yanında uyuyan kızda da mevcuttu.
Enerjisi tükendiği için uyku hali devam ediyordu. Karınlarını doyurmaları lazımdı, ikisi de normal öğün saatlerini geçmişti.
Uykulu bir mırıltıyla "Hande," diye seslendi. İkisinin de saçları dağınık, dudakları biraz şiş duruyordu. Çenesini Hande'nin sırtına yasladı Zehra, Hande şu an yüzüstü uzanıyordu. Ellerini yastığın altına yerleştirmişti, gözleri kapalıydı. Uyumuyordu ancak tekrar uykuya dalması an meselesiydi.
"Hey!" dedi Zehra. Çenesini bir anlığına Hande'nin teninden kaldırıp tam o noktayı öptü. Çenesini geri koydu. Sakin gülüşü, çekik gözlü kızın da yüzünü güldürdü. Gözlerini açtı. Sırtında hissettiği çene ve usul usul çıplak tenini dolaşan parmaklar adeta ruhunu okşuyordu.
"Açlıktan enerjim eksilere indi. Bir şeyler yiyelim."
Pis pis sırıttı Hande. "O sadece açlıktan değildir yavrum. Efor sarf ettik."
İma ettiği şeyi anlamak zor değildi. Utangaç ve bir o kadar da keyifli bir sırıtışla ona baktı Zehra. Hande'nin halinden çok memnun halleri gözden kaçacak türden değildi.
"Eserinle gurur duyuyorsundur," dedi Zehra. Yüzünü yastıktan birkaç santim kaldırdı Hande. Dudaklarını büzer gibi öne çıkarıp Zehra'yı öpmek için harekete geçti. Zehra hemen dudaklarını birleştirip kısa ama tutkulu bir öpücükle tamamlamış oldu.
Ardından bir öpücük daha...
"İmalar yapan sizsiniz hanımefendi," deyip göz kırptı. Nazik ve sevgi dolu dokunuşların tadını çıkarıyordu.
Karnı guruldayınca utanarak gözlerini kapattı. Zehra'nın gülüşlerini yanıtsız bırakamayıp kendisi de gülmeye başladı. Yatakta sırtüstü döndü. Başını Zehra'nın boyun girintisine yasladı.
"Kahvaltımızı nerede yapalım?" diye sordu.
"Bilmem. Aklımda bir yer yok."
Eliyle telefonunu yokladı Zehra. En son salonda bıraktığı çantanın içinde olduğunu hatırladı.
"Arayanlar olmuştur. Saat kaç onu da bilmiyoruz."
"Aman boş ver. İki keyif yapalım dedik, burnumuzdan gelmesin."
Gülmekten çenesinin ağrımaya başladığını hissetti Zehra. Bunda Hande'nin payı çok büyüktü. Başını çevirip yüzüne doğru baktı. Gülüşünü bastırmak için birkaç saniye bekledi.
"Keyif yaptık canım," dedi manalı bakışlarıyla. Hande ise sanki konudan kopmuş, sadece onun varlığına kapılmış gibi dolu dolu gözlerle yüzünü izliyordu.
Yavaşça yatakta doğruldu. Sırtını geriye doğru yasladı. İşaret parmağıyla yüzüne düşen saçları geriye doğru itti. Eğilip alnından öptü. Gözlerini cama çevirdi. Günler sonra İstanbul'da güneş görmek ikisine de iyi hissettirecekti.
"Nihayet güneşli bir havaya uyandık," dedi Zehra sakin bir tavırla.
"Evet, en son böyle çıplak uyandığımızda gök yere iniyordu."