8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun! Kadınların gerçekten anlaşıldığı, yaşamın döngüsünde, hayatın her alanında çok büyük bir yerleri ve emekleri olduğunun farkındalığıyla nice günlere... 🥰 💪🏻
(Yazardan)
Dünya Kulüpler Şampiyonası için geri sayım devam ediyordu. Voleybol severler arasında bu turnuvayı önemsiz görenler vardı fakat takımı turnuvaya katılacağı için kupa kazanmayı düşleyenler de vardı.
Havaalanından çıktıktan sonra direkt onları bekleyen otobüse bindiler. Çekik gözlerin sahibi koltuğa yerleşir yerleşmez başını cama yasladı. Yanına kimse oturmadı. Simge aynı hizada diğer köşeye oturmayı tercih etti. Kulaklıklarını takmış müzik dinliyordu.
Hande bir süredir kapalı tuttuğu müziği tekrar açmaya niyetlendi fakat aniden bastıran yağmur bu düşüncesinin önüne geçti. Cama vuran yağmur damlalarının buğusunun, sesinin keyfini sürmeye karar verdi.
Tahminen en geç otuz beş dakika sonra otele varacaklarını düşünüyordu. Karnı acıkmaya başladı. Oteldeki odalara yerleştikten kısa süre sonra akşam yemeği yiyeceklerini bildiği için rahattı. Mutfak kültürü epey farklı olduğu için Hande'nin deplasmanda en zorlandığı yerlerin başında geliyordu Çin. Bir kişinin daha kendisiyle hemfikir olduğuna emindi. Bu konuda ona katılan pek çok arkadaşı olabilirdi fakat onun aklı yine tek bir kişiye gitti. Bir süredir onu düşünmediğini de o an fark etti. Rahatladı biraz ama bu kısa sürdü. Bir korku kapladı içini. Kendi içinde vedalaşmaya hazır değildi. Nasıl hazır olabilirdi? Zehra'yı çok seviyordu, hiçbir şekilde kıyamıyordu. Bu hep böyleydi. Değişen şey bu sevginin usul usul aşka evrilmesiydi.
Çekik gözleri yaşlarla doldu. Boğazındaki yumrunun verdiği boğucu hissi atmak için yutkundu. Yeterli olmadı. Matarasını çıkarıp birkaç yudum su içti. Joana'nın yerinden kalktığını gördü. Bedenini arka tarafa çevirdi Joana. Usul usul Hande'ye doğru yürümeye başladı. Hande, takım arkadaşının kendisine doğru geldiğini görünce yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirdi. Joana onun durgun olduğunu fark eden isimlerden bir tanesiydi. Hande'nin bu aralar ruh halini saklamak konusunda en başarılı olduğu yer saha ile sınırlıydı. Sosyal hayatında her ne kadar güler yüzlü olsa da arada dalıp gitmeleri onun keyifsizliğini ele veriyordu.
"Seni böyle düşünceli görmek tuhaf," dedi Joana. İçtenlikle gülümsedi. Ona göre Hande takımın en enerjik ismiydi.
Yanına oturdu. İşaret parmağıyla Hande'nin gamzesinin olduğu yere dokundu. Bu hareketiyle Hande'yi gülümsetmeyi başardı ve gamzelerinin ortaya çıkmasını sağladı.
"Seni güldürmeyi başardım," dedi gülerek.
"Nadiren de olsa enerjim düşebiliyor. Zamanla alışırsın," dedi Hande. Gülümsemeyi sürdürdü. Telefonunu yüzünün hizasına kaldırdı. Kamerayı açtı. Joana başını Hande'nin başına yasladı. İki fotoğraf çekti Hande. İkisini de Instagram hikayesinde esprili bir yazıyla paylaştı. Elbette Joana'yı etiketlemeyi de unutmamıştı. Bir kare de Joana paylaşmak istedi. Onun telefonundan da fotoğraf çekildiler. Hande kolunu arkadaşına atmış ve başını omzuna yaslamıştı. Fotoğraf için bu şekilde poz verdi. Kulübün paylaştıklarıyla birlikte arkadaşının hikayesini de kendisininkine ekledi. Kalp koydu.
"Şimdi daha iyisin."
"Teşekkürler Joana. Sohbet iyi geldi."
Otobüsten inip onu bekledi Joana. Birlikte otele giriş yaptılar. Simge ve Elif iki adım önlerinden ilerliyorlardı. Joana otobüste yaptığı hareketi tekrar yaptı. İşaret parmağını yavaşça Hande'nin gamzesine doğru bastırdı. Gıdıklanıyor gibi başını geri çekti Hande. Gülümsemesi sırıtmaya döndü.
