Merhaba. Nasılsınız HanZehler? 😄 HanZeh bebeklerinden buraya geçişimiz çok sürpriz olmadı mı? İki ismimizi de seviyorum. 😂 🥰
(Yazardan)
Ailesini ve takım arkadaşlarını ziyaret etmek için Türkiye'ye geldi Ebrar. Orada keyfi yerinde olsa da buraları epey özlediğini hissediyordu. Akşam kimin evi müsait ise orada buluşalım diye bir karar aldılar. Aile evinde yaşayanlar kendilerini biraz geri plana atmak durumunda kaldılar. Elif şu an evin uygun olduğunu söyleyip kızları davet etti. Hepsi de kabul etti.
Sırasıyla Simge, Aslı, Kübra, Cansu, Melis, Zehra ve Hande eve giriş yaptı. Kimse eli boş gitmeyi tercih etmediği için mutfak tezgahı bir anda doldu. Ellerini yanaklarına yaslayıp arkadaşlarına döndü Elif.
"Bu genç aç kalmasın diye büyük çaba sarf etmişsiniz. Var olun ablalarım," dedi Elif. Abartı bir yüz ifadesi takınarak arkadaşlarını güldürdü. Kapı çaldığı an oraya yöneldi. İlkin'in geldiğini biliyordu. Bir tanecik dostu da eli boş gelmedi elbette. Beslenmelerine dikkat ettikleri bir dönemde olsalar da bugün ipin ucunun biraz kaçacağı belliydi. Kübra ve Aslı aç oldukları için bir an önce yemek faslına geçmenin derdindeydiler. Simge bir köşede sevgilisiyle konuşuyordu. Aslı gözleriyle onu işaret ederek manalı biçimde sırıttı.
"Aa bu da her fırsatı sevgilisiyle konuşarak geçiriyor. Bana bak Simge," deyip onun dikkatini kendisine çekti. Simge utanarak güldü.
"Yazın beraber tatile gidersek ve telefon trafiğin olursa bozuşuruz."
Sesini kasıtlı olarak yükseltti ki eniştesi de duysun istedi.
"Duyuyor musun enişte?"
Kendine has gülüşüyle evi çınlattı Kübra. Simge, Aslı'nın söylediklerini bir bir ulaştırdı sevgilisine. O da bu cümleleri gülerek karşıladı.
"Kübra Abla orada duracağına gel yardım et," dedi İlkin.
"Antrenmandaydım İlkinciğim, epey yorgunum," diyerek bahanesini sundu Kübra. Simge, telefon konuşması bittikten sonra mutfağa girdi. Zehra şef görevi görüyordu. Kızları o yönlendiriyordu. Kendisi de bir şeyler hazırlıyordu. Hande bir kenardan onu izliyordu. Arkadaşlarına yardım etmekten yana sıkıntısı yoktu tabii ama mutfakta olma sebebi tamamen Zehra'ydı. Sanki bir şey alacak gibi Zehra'nın yanına geçti.
"Çekmeceyi açacağım, müsaade eder misin?" diye sordu kibarca. Hemen kenara çekildi Zehra. Hande'nin parmakları bileğini sarınca önce o temasa, sonra ona baktı. Uzun ve zarif el bileğinden kolunun üst kısmına doğru çıktı. Dokunuşu çok hafif, çok nazikti. İçi ışıldayan kahverengi badem gözlerini sevgilisinin yeşil gözlerine dikti. Kuruduğunu hissettiği dudağını diliyle ıslattı. Göz temasını kesmenin ikisi için de en iyisi olacağına inanarak başını önüne çevirdi Zehra. Hande'nin etkisi altına girmeye çok yakın bir durumdaydı. Elinin tersini Zehra'nın bacağına sürdü. Sesini çıkarmamak için dudağını dişledi Zehra. Diğer yandan gülmemek için gayret gösteriyordu. Hande ise etkisinin farkında olarak keyifle sırıtıyordu.
Su almak için arka tarafa dönünce bu ikilinin dip dibe olduğunu Simge. Hande'nin elinin gittiği noktayı görecek kadar uzun bakmadı, hemen kafasını çevirdi. Başını hızlıca sağa sola salladı.
Hep beraber harika bir sofra kurdular. Hande bilerek Zehra'nın yanına oturdu. Yemeye başlamadan önce birkaç fotoğraf çektiler. Kızların hepsi bunu Instagram hikayelerinde paylaştı. Hande, Zehra'nın paylaştığını alıntıladı. Telefonu cebine atarken Zehra'nın yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Parmak uçlarını onun bacaklarında gezdirdi. Gıdıklandığı için sesli biçimde güldü Zehra. Hande bilmezlikten geldi. "Ne oldu Zehra?" diye sordu sırıtarak.
