_18_

1.4K 153 56
                                    

Selam! Umarım hepiniz iyisinizdir, sağlığınız yerindedir. Ben maalesef hastayım. Toparlanmaya çalışıyorum. Yine de sizi bölümsüz bırakmak istemedim. İyi okumalar. ❤️


(Yazardan)


Vakıfbank A takımı günün ikinci antrenmanını tamamladı. Soyunma odasına gitmek yerine benche oturup öylece kaldı Zehra. Bedeninde en çok bacaklarının dinlenmeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu. 

Su şişesinin dibindeki damlaya kadar içip bitirdi. Derin bir nefes aldı. Çıkmak için hazırlanan takım arkadaşlarının yanına gitti. Hızlıca üstünü değiştirdi. Saati kontrol etti. Ebrar'ı havalimanından alması gerekiyordu. Takım arkadaşlarına öpücükler yollayıp kapıdan çıktı. Arabaya binince telefonunu her zamanki yerine yerleştirdi. Ne olur ne olmaz diye Ebrar'ın ineceği saatten daha erken oraya ulaşmak istiyordu. Hem başka bir planı da yoktu. 

Ebrar hemen kendi arkadaşlarıyla buluşacaktı ve Zehra da davet edilmişti, davet edildiği gibi de reddetmişti. Tek isteği dinlenmek ve kalabalıklardan uzak olmaktı. Şu aralar sosyal tarafı pek aktif değildi. Her ne kadar kulüp ortamında 'her şey yolunda' havasıyla dolaşsa da gerçekler başkaydı. Ruh hali herkesten uzaklaşmaya uygun durumdaydı. 

Öndeki araba bir anda sinyal vermeden şerit değiştirince neredeyse bir kazaya sebebiyet verecekti. 

Öfkeyle direksiyonu daha sert kavradı Zehra. "Salak!" dedi dişlerini sıkarak.

"Trafiğin bağrında neyin şovunu yapıyorsun?"

Havalimanını işaret eden tabelayı takip etti. Yolu ezbere biliyordu fakat dikkatli olmakta fayda var diye düşünüyordu.

Ebrar, uçaktan inekten inmez Zehra'yı aradı. Zehra'nın arabasının çok ileride olduğunu gördü. Zehra, yavaşça arabadan indi. Kollarını kocaman açtı. Ebrar'ı kucaklamaya hazırdı. Ebrar da onu kucaklamaya hazırdı. İki arkadaş birbirlerine sıkıca sarıldılar. Zehra, şimdi mutlu hissetti. Bu mutluluk yaz yağmuru kadar kısa sürdü.

"Başımın tatlı belası," deyiverdi Zehra. İçtenlikle gülüyordu. Arkadaşını gerçekten çok özlemişti.

"Hoş geldin takımımızın delisi," diyerek milli takımdaki lakabına bir gönderme yaptı.

"Hoş buldum."

"Nasıl gidiyor? Neler yapıyorsun?"

Arabanın bagajını açtı. Ebrar'ın bavulunu kaptığı gibi boş alana yerleştirdi. Bagajın kapanmasını beklemeden arabaya bindiler. Arabayı çalıştırdıktan sonra bagajın kapandığını gördü Zehra. Dikkatli bir şekilde oradan çıktılar. Önlerinde iki tane havalimanı taksisi vardı. Kuyruk oluştuğu için biraz beklemeleri gerekiyordu.

"Aynı şeyler ya. Antrenman, maç, fırsat kalınca gezmeler tozmalar."

"İyi iyi," dedi Zehra sırıtarak.

"Sende durumlar nasıl?"

"İyi," dedi hevessiz biçimde. Sırıtışı bir an sonra yüzünden silindi. Kuruyan dudaklarını yaladı. Ebrar'ı görmeden önceki tatsız ifade yüzüne geri döndü.

"Yoğun bir takvimdeyiz, biliyorsun. O şekilde devam ediyorum."

"Biliyorum yavrum," dedi Ebrar. Koltuğu biraz geriye itti. Bacaklarının rahat etmesini istiyordu. Sol bacağını sağ bacağının üstüne attı. Zehra kıkır kıkır güldü.

"Rahat edemedin mi?"

"Sorma. Uçakta iki büklüm kaldım zaten."

"Nereye gidecektik?"

OLUR YA (G&G - HanZeh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin