_46_

1.1K 132 25
                                    

Merhaba. Nasılsınız? Umarım keyifler yerindedir. Hatalar varsa affola. Hepinize keyifli okumalar dilerim. 🥰


(Yazardan)


Aslı'nın söylediklerine gülüyordu Zehra. Hande o anlarda sporuna odaklanmış vaziyette olsa da ara ara sevgilisine aynadan bakmadan duramıyordu. Ebrar, Aslı'yı antrenmanları bittiği için peşinde sürükleme derdindeydi. Zehra ise teri soğumadan Aslı'yla sohbeti kesip az önceki yerine geçti. Yüzünde halen içten bir gülümseme vardı. 

Aslı, Ebrar onu sürüklerken Zehra'ya bakıp "Devamını yarınki antrenmanda anlatacağım, unutturma," dedi. Başını hızlıca salladı Zehra.

"Merakla bekliyor olacağım Aslı."

Hande'yle aynadan göz göze geldiler. Şu an yalnız olduklarını fark etti Zehra. O anlarda salonun diğer kısmındaki kızların sesi dahi gelmiyordu. Birbirlerine gülümsediler. Hande'nin gözlerinden bir parıltı geçtiğini görse de sorgulamadı Zehra. Hande'nin her zamanki hali diye düşündü ancak yanılıyordu. Hande'nin aklından geçen düşünceden habersizdi.

Kaldığı yerden egzersizine devam ediyordu Zehra. Hande ise elindeki ağırlığı bir kenara bırakıp su matarasına uzandı. Sudan kana kana içerken gözlerini sevgilisine çevirdi. Zehra'nın çoktan odaklandığını gördü. Biraz uğraşmaktan zarar gelmezdi. Yavaş yavaş ona doğru yürüdü. Zehra'nın göğüs hizasında durdu ve onun ellerindeki ağırlığı üstten kavradı. Parmakları Zehra'nın parmaklarına değdi. Dişlerini gösterircesine sırıtmaya başladı. Sağ bacağını sevgilisinin bacaklarının arasına yerleştirdi.

Nefes nefese onun ismini söyledi Zehra.

"Hande."

Tutku dolu yüz ifadesine tezat sesiyle "Sana yardımcı oluyorum hayatım. Biraz nefeslenmeye ihtiyacın var gibi," dedi. Başını sağa sola salladı Zehra. Anından tüm hücreleri harekete geçmiş, sevdiğini arzulayan konuma gelmişti.

"Hayır. Beni delirtmeye çalışıyorsun," dedi. Gözlerinin içi parlıyordu. Odadaki hava bir anda ağırlaştı sanki. Şu an kapı açılsa ve içeri birisi girse o havayı sezebilirdi. Bu ikiliden yayılan enerji ise cabasıydı.

Dizini oldukça yavaş hareket ettirerek Zehra'nın bacak arasına sürttü. Saniye geçmeden dizinin baskını hassas noktasında hissetmesi için itti. Nefesini hızlı bir şekilde verdi Zehra. Gözlerini kapıya çevirdi. Kimsenin sesi gelmiyordu. Sanki şu an baş başa olmaları için türlü fırsatlar ayaklarına gelmiş gibi hissetmeye başladı.

"Biri gelecek, yapma."

Dudağını dişleyip keyifli sırıtışını bastırdı. Şu an aldığı hazzı inkar edecek hali yoktu. Temkinli tavrıyla ikisini de koruyordu ancak Hande böyle yaparak işi yokuşa sürüyordu.

"Gerçekten büyük bir risk alıyorsun Hande," dedi dişlerini birbirine bastırarak. Hande ise transa geçmiş gibi bakıyordu. Hissettiği sıcaklık düşünme yetisini geri plana attırmıştı.

"Evet," dedi boş bulunur gibi. Onun çoktan yörüngesine girdiğini anladı Zehra. Kendini tutamayıp küçük çaplı bir kahkaha attı. Ağırlığı yerine sabitledi. Ellerini karnına yerleştirdi. Hande'ye bakarken dişlerini gösterircesine gülümsemeyi sürdürüyordu.

"Güneş'imi çok özledim."

Elini sevgilisinin açıkta olan göbeğine indirdi. Parmak uçlarını tenine sürtmeye başladı. Zorlukla yutkundu Zehra. Bu kızın canına kastı mı vardı? Çok kısa bir süreliğine zaman ve mekan kavramını yitirdi Zehra. Gözlerini yumdu. Titrek bir nefes verdi. Bu temasın daha uzun sürmesini isterdi ancak gözlerini açıp nerede olduklarını hatırladı.

Onun ne kadar güzel, ne kadar harika olduğunu düşündü Hande. Sağ elinin başparmağıyla çenesini okşamaya başladı. Böyle durmaya devam ederse beli ağrıyacaktı ama şu an umurunda bile değildi.

"Çok güzelsin Güneş'im. Dünya'da harika olan ne varsa kıskandıracak kadar güzelsin."

Doğrularak oturdu Zehra. Kolunu Hande'nin kalça hizasından geçirip onu kendine çekti. Dudaklarını onunkilerle birleştirdi. Zehra'nın yüzünü avuçları arasına alıp öpücüğüne karşılık verdi Hande. Bir dakika geçmeden ayrıldılar. Alnını Zehra'nın alnına yasladı Hande. Zehra'nın gözleri kapandı Hande ise onun yüzüne bakıyordu.

"Güzel olan da harika olan da sensin Hande. İyi ki benimlesin," deyip sarıldı. Başını Hande'nin karnına koydu. Gözlerini kapalı tutmaya devam ediyordu.

Başının tepesine kondurulan masum öpücük ruhunu okşadı. Hande'yle sevgili olmak böyleydi işte. Bir an tutkulu, bir an tutkudan uzak tamamen masum, hep içten, hep sevgi dolu. Birkaç dakika boyunca birbirlerinin varlığının tadını çıkarmak istediler. Saniyeler önceki öpücüğü karşılıksız bırakmayıp Hande'nin avcundan öptü Zehra. 

Son saniyeleri Eda, Ebrar ve Melissa gördü. Bir dakika geçmeden Aslı da geldi. Ne olur ne olmaz diye Aslı'yı gözleriyle susturdu Eda. Başını sallayıp ağzına fermuar çekti Aslı. İçeri girmeleri gerekiyordu ama bölmek istemiyorlardı. Melissa ve Ebrar'ın yüzlerinde imalı gülümsemeler vardı. Onların aynı şeyi aklından geçirdiklerine emindi Aslı. Şu an Hande'ye bunu doyasıya sormak istiyordu ancak yapamazdı.

"Bu romantik atmosferi sezmemiş gibi yapın," dedi Eda gülümseyerek. Elinde su şişesiyle içeri girdi. Aslı, sırıtışına engel olamıyordu. Ebrar ise ciddi bir ifade takınarak onu epey şaşırttı. Ne yani takımın çılgın çocuğu bir anda ciddiyet mi giyinmişti?

Hande ve Zehra onlar içeri girdikten birkaç saniye sonra ayrıldılar. Melissa'nın gözlerindeki muzip parıltıyı gördü Hande. Daha çok keyiflendi. Anlaşılan bu ekip en az bir dakikadır kapıdaydı.

Elleri Zehra'nın omuzlarındaydı. "Masörlüğe mi geçtin Handan?" diye sordu Eda gülerek. 

Hızlıca başını salladı Hande. "E yapıyoruz bir şeyler abla," dedi. 

Onun sırtını sıvazlayarak yanından geçti Eda. Hande'yi kendi kardeşi gibi seviyordu. Üzülmesini hiç istemezdi, yüzü gülünce mutlu olurdu. Zehra ile aralarında farklı bir enerji olduğunu hissedeli çok uzun zaman olmuştu ancak adını tam koymamıştı, buna gerek görmemişti. Az önce gördükleriyle emin olduğu bir şey vardı, bu ikili birbirine aşıktı. İşlerinin zor olduğunu bildiği için içinden onlara kolaylık dilemekten başka bir şey yapamadı. Az önce kızları ikaz eder gibi bakışlar atma sebebi de ağızlarını tutmalarını istemesinden kaynaklanıyordu. Ortalık yangın yerine dönsün istemiyordu. Hem takımın iyiliği, hem de bu ikilinin iyiliği için böylesi daha doğru olacaktı.

"Rüyamda bizim takımı gördüm," diyerek söze girdi Hande. Gerçekten de rüyasında takımı görmüştü. Kızlar ona kulak kesilince konuşmayı sürdürdü.

"Olimpiyat şampiyonu olmuştuk, kürsüde altın madalyamızı ve kupamızı alıyorduk, mutluluktan gözlerimiz dolu dolu olmuştu, İstiklal marşımızı okuyorduk. Çok güzel bir histi be. Uyandığımda bir süre etkisinden çıkamadım. Gerçeğini yaşarsak mutluluktan havalara uçarız."

Elini Hande'nin koluna atarak yavaşça sıktı Zehra. Hande ona dönünce gülümsedi.

"Gerçeğinin yaşanmaması için hiçbir sebep yok. Başarmak için sahada olacağız. Az kaldı," dedi. 

Onun sesindeki sakin tını, inanmışlık hissi Hande'nin yüreğini okşadı. Gerçekten de az kalmıştı ve başaracaklarına inanıyordu Hande. Zehra'ya göz kırpıp kendi antrenmanına döndü. Dakikalarca dudaklarındaki gülümsemeler silinmedi. 

OLUR YA (G&G - HanZeh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin