Gece bölümü oldu bu. Keyifli okumalar. 🥰
(Yazardan)
Eve girdikten sonra kendini direkt odasına attı Zehra. Evdekilere sadece selam vermekle yetinmişti. Hal böyle olunca bir tatsızlık çıktığını düşündü ailesi. Oysa Zehra'nın keyfi çok yerindeydi, birazcık yalnız kalmak istemişti. Kafasındaki düşünceleri, yaşadıklarını, geçen iki günü ama en çok da dün geceyi sindirmesi gerekiyordu. Hande'yle böyle bir şey yaşayacaklarını tahmin dahi edemezdi ama oldu.
Ceketini çıkarıp rastgele bir yere attı. Şu an o ceketin odada nerede olduğunu bile umursamıyordu. Yatağına sırtüstü uzandı. Ellerini başının altında birleştirdi. Dudaklarını birbirine bastırarak gülümsedi. Ne hissedeceğini, bundan sonra Hande'ye nasıl yaklaşacağını kestiremiyordu. Peki Hande ona nasıl yaklaşacaktı, şu an ne hissediyordu? Zehra bunları da düşünüyordu.
Ellerini serbest bıraktı. Yarın antrenmanlara kaldıkları yerden devam edeceklerdi. Zehra bugünü tamamen kendisine ayırıp, kafayı kulüp hedeflerine odaklamadan önce boş vakti olmasına seviniyordu. Whatsapp'a girdi. Eski bir arkadaşıyla mesajlaşmaya başladı. Kulüp arkadaşlarının olduğu grupta da mesajlar akıp gidiyordu. Zehra gülümseyerek mesajları okuyordu. Arkadaşıyla buluşmaya karar verdi. Birlikte bir kahve içecekler ve oradan Zehra kuaföre geçecekti. Günün planını yaptığı için yataktan kalktı. Kıyafet dolabına doğru yürüdü. Bir elinde telefon vardı. Hande'nin Instagram hikayesinde bir şey paylaştığını gördü. Bir şarkı atmıştı. Şarkının ismi tanıdık gelmedi. Hazırlanırken dinlemek için hemen şarkıyı açtı Zehra. Şarkının sözleri fazla anlamlıydı. Hande'nin bu şarkıyı paylaşırken ikisini düşündüğünü anladı hemen. Bu bir jest mi bilemiyordu fakat umursandığını bilmek, Hande tarafından düşünüldüğünü bilmek Zehra'yı mutlu etti. Hande'nin gözlerinde o sevgiyi ve ilgiyi bariz görmüştü. Dün aralarından görünmez bir duvar kalkmıştı sanki.
Bir şikayeti yoktu fakat ilerisi için endişeleri devam ediyordu. Yazın çoğunu birlikte geçiriyorlardı ve bir aksilik çıkmadığı sürece birlikte geçirmeye devam edeceklerdi. Bazı konuları konuşmaları gerektiğine inanıyordu Zehra. Sonuçta belli bir yaşa gelmiş ve kendi sorumluluklarının farkında olan iki insandı onlar. Kariyerlerini düşünmeleri gerekiyordu. Bu konuda taviz verecek bir insan değildi Zehra. Voleybolu en nihayetinde bir oyun olarak görse de buralara kadar gelirken verdiği emeklere zarar gelmesini istemiyordu. Hande'yle konuşma fikrini şimdilik bir kenara koydu. Hazırlandı ve salona gitti. Birkaç dakika ailesiyle oturdu. Akşam yemeğinde evde olacağını söyleyip evden çıktı. Arabası park halinde onu bekliyordu. Arkadaşına, yola çıktığını yazdı. Telefonu çantasına attı.
__________________________
Ece'nin ısrarıyla onun evine gitti Hande. Kendi yatağında uzanmak, boş günün tadını çıkarmak ve yaşadıklarını düşünmek için şu an evde olmayı tercih ederdi fakat Ece'yle vakit geçirmeyi de çok seviyordu.
Kahve yapmak için mutfağa girdi Ece. Bir yandan Hande'ye başına gelen olayı anlatıyordu. Anlatırken ara ara gülmek için duruyordu. Kahve makinesinin bozulduğu anlayınca sustu. Gözleri hayal kırıklığı ve şaşkınlıkla söndü. Ağzını araladı ama bir süre konuşamadı. En sonunda konuştu.
"Lan! Makine bozulmuş. Nasıl ya?"
Koyu gözlerini tavandan çekti Hande. Başını mutfağa doğru çevirdi. Kendi düşüncelerinin arasında savrulup gittiği boş bakışlarından anlaşılıyordu.
"Ne dedin?"
"Makine bozulmuş. Günümün içine sıçtı resmen."
Kaşlarını çattı Hande. Uykulu, durgun sesle konuştu. "Öyle deme. Yeni bir makine değildi zaten."