_5_

1.5K 148 45
                                    

Günümüz

(Yazardan)


Bileğine bakarken yumruğunu sıkıp bıraktı Hande. Çekik gözlerinden düşünce akıyordu. Henüz tam anlamıyla dinlenemeden VNL'in ilk haftasına giriş yapacaklardı. Yıllardır böyle yoğun tempoda hayatlarını sürdürüyorlardı. Çıktıkları tatiller bile neredeyse son dakika ayarlanmış planlar oluyordu ve kısa sürüyordu.

VNL için takımca heyecanlıydılar. Yeni bir başantrenör, onunla beraber gelecek olan kadrosu ve yeni hedefler vardı. Değişmeyen tek şey değişimdi. Hande bunun farkındaydı ancak garip bir şekilde hayatında değişmeyen şeyler de vardı. Buna anlam veremiyordu. İleriye bakıyordu, her insan gibi o da ilerliyordu. 

Tek bir konu vardı ki Hande o konuda hep sıkışıp kaldığını, ilerleyemediğini düşünüyordu. Can sıkıcıydı. Şu aralar birçok şey onun için can sıkıcı olmaktan öte gidemiyordu. Hande bundan hoşnut değildi elbette. Peki elinden bir şey geliyor muydu? Hayatına devam etmek dışında hiçbir şey elinden gelmiyordu.

"Canın çok mu acıdı kız?" diye sordu Simge. Elini arkadaşının bileğine koydu. Onun bu şefkatli tavrına gülümseyerek karşılık verdi Hande.

"İyiyim," dedi fısıldar gibi.

"Sızlıyor sadece. Büyütecek bir şey yok."

Soyunma odasında oturmuş öylece bekliyordu Hande. Sanki birisi onu kaldırmadan harekete geçemeyecek gibi bir hali vardı.

"Birazdan gideriz," dedi Simge. Bir planı var gibi duruyordu ve eğer öyleyse Hande bundan haberdar değildi.

"Nereye?"

"Evlere dağılırız kız, nereye olacak?" deyip neşeyle güldü Simge. Arkadaşına karşı tepkisiz kalmamak için tebessüm etti Hande. Çekik gözlerini kapatıp havluyu yüzüne bastırdı. Teri henüz soğumamıştı.

"İstersen güzel bir yere gidip yemek yiyelim," dedi Simge. Bir yandan da gitmek için hazırlanıyordu.

"Belki başka zaman gideriz. Bizimkiler evde beni bekler."

"Baladın Family bekliyorsa gecikmek olmaz tabii."

Yerinden kalkacağı sırada koridordan gelen sesle kulağını oraya verdi Hande.

"Zehra'nın gülüşü koridorun başından geliyor vallahi," dedi Simge. Kendisi de sesli güldü.

"En yakın arkadaşım bile görmüyor, anlamıyor," diye düşündü Hande. Ayağa kalktı. Şu an omuzlarında türlü yük taşıyor gibi hissediyordu.

Kapıdan içeri önce Melissa sonra Zehra girdi. Bir şeyler konuşuyorlardı. Konu Zehra'nın ilgisini fazlasıyla çekmiş olacak ki gözlerini başka yere çevirmiyordu bile. Neredeyse Hande'ye çarpacaktı. Hemen arkasına döndü. Az öncekinin aksine daha durağan bir yüz ifadesiyle "Pardon," dedi.

"Önemli değil."

Önemliyse bile karşı taraf üzülmesin diye bunu söylerdi zaten. Bu iki kelimeyi en çok Zehra'ya kullanmış olabilirim, dedi içinden.

"Mile!" diyerek içeri daldı Ebrar. Kızın dikkatini kendi üstüne çekerek aslında farkında olmadan Hande'ye iyilik yaptı Ebrar. Hande'nin kötü bir niyeti olduğundan değildi elbette fakat bir anda böyle kaynaşmaları tuhafına gitmişti. 

Takımdaki herkesle çabucak kaynaştı Melissa fakat Hande'nin istemsizce dikkatini çeken şey Zehra'yla olan yakınlığıydı. Gülerek iki arkadaşını izliyordu Zehra. Bir yandan da hazırlanmaya çalışıyordu. Duşunu evde almaya karar verdi. Üstelik akşam için planları vardı. Ebrar'ın davetini severek kabul etti Melissa. Zehra bu plana dahildi, sadece eve gidip duş alacağı ve hazırlanacağı için gecikmeli olarak mekana gidecekti.

"Buket'i de arayalım," dedi. 

Ebrar başını salladı. "Buket'in haberi var. Ayçalar da gelecek," dedi.

"Süper! Yarın çift antrenman var, bu akşamın tadını çıkaralım," dedi Zehra. Bir çift çekik gözün onu izlediğini tesadüfen başını çevirince fark etti. Hande'nin kaşları çatık, gözlerindeki ifade buruktu. Neden böyle baktığına anlam veremedi Zehra. Gülümsemesi solup gitti.

Ebrar ve Melissa'nın sohbet etmesini fırsat bilerek ona doğru yaklaştı. O, adım atmaya başladığı an kafasını çevirip çantasının fermuarını kapattı Hande. Daha fazla burada kalmak istemiyordu. Duvarlar üstüne üstüne geliyordu.

"İyi misin?"

"İyiyim."

"Bileğini sordum. Antrenmanda bir ara bileğini tutup sızlanmıştın," diyerek Hande'yi şaşırtmayı başardı. Hande'nin yüzüne alaycı bir ifade yerleşti. Gözleri muziplikle parladı. Elini duvara koydu, gözlerini Zehra'nın yeşillerine çevirdi.

"Aa sen bunu fark ettin mi ya?"

Kendini gülmeye zorladı ve başarılı oldu.

"Fark ettim de sen neden böyle dedin ki şimdi?"

Zoraki gülüşü sinir bozukluğuna evrilince daha yüksek sesli gülmeye başladı. Elini duvardan çekti. Zehra'ya fazla yakın durduğunu fark etti ancak geri çekilmedi. Soyunma odasındaki diğer kişilerin odağının başka yerde olmasını fırsat bilerek ona temas etmek istedi. Sol elinin işaret parmağıyla kendisinden biraz daha uzun olan kızın çenesine dokundu. Sonra oradan ağır ağır boğazına doğru yol çizerken gözlerine baktı.

Her şey yolunda numarası yapma konusunda ne kadar kabiliyetli olduğunu o an fark etti Hande.

"Çünkü ilgin benim dışımda herkeste..."

Parmağını tekrar yukarı çıkardı. Bu kez alt dudak çizgisinde dolaştırırken gözlerini de oraya çevirdi.

"Çünkü bir süredir ben senin için yok gibi bir şeyim."

Aniden parmağını geri çekti. Zehra afalladı. Öyle bir şey yoktu. Hande bunları nereden çıkarıyordu? 

"Olur mu öyle şey? Saçmalama Hande. Sen benim ar-"

"Biliyorum," diyerek cümlesini tamamlamasına engel oldu Hande. 'Arkadaş' kelimesini duymak istemedi o an. 

Çantasını omzuna aldı. "Yarın antrenmanda görüşürüz," dedi. Hızlı adımlarla kapıya yönelip arkasına bile bakmadan çıktı. Zehra kafası karışık bir ifadeyle arkasından bakıyordu. Anlam verememişti fakat içine oturduğu da bir gerçekti. 

Simge'ye soracak oldu ve diğer tarafa döndü. Simge gideli iki dakika oluyordu. Bunu da yeni fark etti Zehra.

Ebrar'ın çekiştirmesiyle kendine geldi. "Ne oldu be? Hande niye öyle hışımla çıkıp gitti?"

"Bilmem. Pek kendinde değil gibi."

"Nasıl yani?"

"Bilmiyorum Ebrar," dedi Zehra. Kolunu arkadaşından kurtardı. Çantasını koyduğu yere yöneldi.

"Ben çıkıyorum. Hazırlanınca mekana geçerim. Orada görüşürüz," dedi. Kapıdan çıkar çıkmaz gözleri Hande'yi aradı. Zehra çıkışa yönelirken Hande çoktan arabasını otoparktan çıkarıp gaza basmıştı. Bu olaya çok kafa yoracak değildi hatta olay bile sayılmayacağını düşünüyordu. Hande'nin neden böyle söylediğine hâlâ anlam veremiyordu.

"Çünkü ilgin benim dışımda herkeste..."

"Çünkü bir süredir ben senin için yok gibi bir şeyim."

Bir insan arkadaşına neden böyle söylerdi?

"Hem sen de çok ilgili sayılmazsın Baladın," dedi Zehra. Arabasına binip aynayı düzeltti. Yanda Aslı'nın arabası duruyordu. Dikkatli bir şekilde otoparkın çıkışına doğru arabayı sürdü. Eve gider gitmez duşunu alıp hazırlanacaktı. Günün stresini atmak şu an en büyük isteğiydi ve ne olursa olsun akşamını eğlenerek geçirecekti.


Alenen trip yedin Zehra. 😄 

Hande'nin tavrı size ilgi istemesinden kaynaklı gibi gelmesin. Öyle bir karakteri yok. Bölümün sonunda sitem etme sebebi sanki ikisi yıllardır arkadaş değil gibi Zehra'nın ondan uzak olması. Bu Hande'yi içten içe üzüyor aslında.

OLUR YA (G&G - HanZeh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin