Giriş/ baba mı?

12.5K 319 87
                                    

Insanlar gösteririz hanelerde yaşarlar
Olaylar anlatırız hanelerden şaşarlar
O hane, bu hane her hane bahane!
Ne anlarsak şahane...
Bahane bahane her hane bahane
Ne anlarsak şahane ...

Ilaç evi eczanenin türkçesi
Patiseri pastanenin incesi
Internettir postanenin kuması
Garip olur hastanenin gecesi
Şahanedir tophanenin nargilesi...
Genel evdir kerhanenin kibarı
Dershaneler zaten para tuzağı
Darpanemiz Amerikan pazarı
Olmaz olsun mapushane duvarı

..- FERKAN!

Diye bağıran sesle irkilen genç gitarı kenara koymuştu. Sonra da yataktan kalkıp odadan çıkmıştı, bağıran annesiydi. Tahmini kardeşi yine birşeyler kırmış ve annesi ondan yardım istiyordu. Çünkü kardeşi tek onun sesiyle/ görünce uslu bir kız olurdu. Evet bir kız kardeşi vardı ve daha 7 yaşında anca vardı. Pekte yaramaz birşeydi.

Ferkan - Prenses anneyi niye kızdırıyorsun?

Kız - Kucak!

Dedi tatlı bir sesle, bunun üzerine abisi onu nazikçe kucağına alıp saçlarına uzun bir öpücük kondurup kokusunu içine çekmişti.

Anne - Ferkan meşgul değilsen onunla biraz vakit geçir yoksa akşam yemeğini yapamayacağım oğlum.

Dediği sırada Ferkan tamam diyip tam kardeşiyle birlikte odasına gidecekken çalan kapıyla hemen kapıya yol aldı.

Ferkan - Babamız geldi!

Kız - Oley!

Dedi onunla bir kapıyı açarak ama karşılarına çıkan babaları değil yabancıydı. Fakat bu yabancının gözleri tıpkı Ferkan'ın ki gibi yemyeşildi. Ona şefkatle bakıyordu...

1 gün öncesi!

Bir aile oturmuş sabah kahvaltısı yapıyordu, o anda çalan kapıyla bir hizmetçi kapıyı açmıştı. Fakat kapı önünde kimse yoktu, tam kapıyı kapatacakken yerde mektup bulmuştu. Hemen alıp kapıyı kapatmış ve ailenin yanına yol almıştı.

Hizmetçi - Balaban Bey bunu kapı önüne bırakmışlar, kimse de yoktu.

Dedi mektubu verirken, adamsa çatık kaşlarla mektubu alıp incelerken arkasında Balaban Kurtuluş! yazdığını görmüştü. Bu onun ismiydi, biri ona mektup yollamıştı, zarf simsiyahtı. Ailesi merakla ona bakarken o ise zarfı açmış ve içinden mektup ile bir resim çıkmıştı. Ilk mektubu çıkartıp açıp okumaya başladı. Sesli okuyordu.

Sevgili Dostum Balaban...

Biliyorum benden nefret ediyorsun hatta ailende nefret ediyor. Haklısınız çünkü ben oğluna sahip çıkamadım, benimleyken kayboldu. Ama yemin ederim ki ben bilerek kaybetmedim. Bak o günü sana anlattım ama inanmadın, hoş o an ben olsam bende inanmazdım ya... Oğlunu kaybetmiştin, daha 2 yaşındaydı. Acıdan kime dalacağını bile bilmiyordun yani en azından ben kendimi böyle avuttum.

Bak kardeşim o gün cidden dediklerim doğruydu. Onu kaçırdılar, o an ne oldu tam bilmiyorum ama bayıldım, uyanınca da yanımda Ferkan yoktu. Ancak söz veriyorum bunu telefi edeceğim, şimdilik bay bay!

Eski dostun Yaver Özkaya...

●●●

Balaban B - Yaver evimde ne işin var?

Dedi hiddetle ama birden ona gösterilen resimle kalbi hızlanmıştı. Resimde ki tatlı bir gençti ve onun üçüzlerine benziyordu, evet bu 2 yaşında ondan kopartılan minik oğluydu.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin