Haneler!

Korkutan haber!

Saatler sonra

,- Gelmese be deli komitan!

Dedi geri giderek ama uçurum gibi bir yere gelince adımları durmuştu. Aşağıda eski bir yol gibi birşey vardı, önünde ki askerse dik dik ona bakıyordu. Her bir adımda önünde ki terörist geriliyor, korkuyordu. Ölmekten vede askerin eline düşmekten korkuyordu. Çokta canı yanıyordu, yürürken dahi zorlanıyordu.

,- Gitsene öte!

Komutan -  Korkuyorsun demek.

Dedi alayla, önünde ki beden fazlasıyla yaralıydı. Ölebilirdi, koldan bacaktan vede karından yaralar almıştı. Buna rağmen gebermemişti, zor gidiyordu. Topal lakaplı şerefsiz sonunda yolun kıyısına varmış, kuyruğu sıkıştırmıştı. Bir süre sonra Deliler Timi de gelmişti, bu kancığı sıkıştıransa elbette ki Ferkan üsteğmen idi. Kendisi de koldan kurşun yemişti, şimdiyse öyle bir noktalarda ki o bile düşebilirdi. Bu it onu tutup çekse belki de ikisi birlikte aşağı düşeceklerdi. Ama adamın öyle bir harekete cesareti yoktu, elinde de sorunlar vardı. Komutan cidden dediği gibi parmaklarını tek tek kırmıştı. Kaçmasıysa sadece şanstı.

Uraz - Üsteğmenim dikkatli ol.

Dese bile Ferkan onu dinlemiyordu, yüzü gözü kan içinde ki adama alayla bakıyordu. Adamsa korkuyla ardına bakmıştı, aşağı düşşe cidden ölürdü. Ölmekte istemezdi, elindeyse bir sürü şehit kanı vardı. Şimdiyse silahsız korkak birşeydi, Ferkan üsteğmen yüzünden cesareti tuzla buz olmuştu. Şuan sadece korkuyordu, iyi hissetmiyordu.

Ferkan - Askerime dokundun, şehit ettin.

Topal - Dayanıksız çıktı ben neydem komitan? Ölem mi?

Ferkan - Öleceksin merak etme!

Topal - Sen silahsız birine sıkmazsın komitan, etme ne olursun.

Demesine bile kalmadan karın boşluğuna yediği kurşunla sendelemişti. Az kalsın düşecekti, son anda engel olmuştu. Zangır zangır titriyordu, düşecek gibiydi.

Ferkan - Boş konuşuyorsun.

Topal - S-sen nereliydin?

Ferkan - Kime ne? Hem direnmeyi kes artık!

Topal - Rüyaya yat komitan, olmaz!

Ferkan - Ne gidecek yerin var nede silah kullanacak sağ elin var. Yaşama şansın bile yok, teslim ol!

Topal - Asla eskere teslim olmam.

Diyip kendini aşağı atınca hepsi şoka girmişti, akserlere teslim olmak yerine kendini aşağı atmıştı. Timden yana endişe edip hiç düşünmeden atlamıştı, şimdiyse kanlar içinde aşağıda yatıyordu. Ölüp gitmişti, yaşaması imkansızdı.

Ferkan - Şivesine - cesaretine soktuğum, tavuk!

Evren - Intihar etti manyak herif.

Uraz - Komutana bilgi geçsek iyi olur.

Dedi uzatılan telsizi alırken, emir komuta ondaydı. Bilgi geçmekte şuan onun göreviydi,  sıhhiye olan askerse yaralı olan üsteğmenin yanına varmıştı.

Evren - Komutanım kolunuza baksak mı?

Ferkan - Sıyırdı, sorun yok.

Evren - Ama bir baksak mı?