Ona güvenme, o bir Hırsız!

1.1K 79 100
                                    

Ertesi gün

Çakır giyinip aşağı inmiş sonra da yemek salonuna girmişti. Onun dışında herkes masada bulunuyordu.

Çakır - Günaydın.

Herkes - Günaydın!

Çakır - Bakıyorum da enerjiler yerine gelmiş, akşam bir değişiktiniz.

Balaban B - Değişik?

Dedi çatık kaşlarla ilk aileye sonra da ona bakmıştı, çalışmak adına yanlarından ayrıldığı için ne olduğunu bilmiyordu. Çakır'sa yerine oturunca tekrar konuşmuştu.

Çakır - Ferman ve Derman salonda uyuyordu, Ferkan'ın her an uyuyacak gibi bir hâli vardı. Ama odasına çıkmaya erinmiş, lakin kahveyle bile kendine gelemeyince pes edip odasına gitti. Amcamla Dağhan'sa çok sessizdi, birşey oldu sandım ama yemekten dediler. Hâlbuki aynı yemeği bende yedim.

Mirza B - Dediğim gibi yemek sonu oldu, bir keyifizsizdik.

Dedi kahvaltı ederek, Çakır ise tam ona cevap verecekken gördüğü görüntüle gülümseyip şunu söylemişti.

Çakır - Abisinin gülü tek ekmek kemirme, sen fare misin?

Ferkan - Sonunda fare de olduk, var mı başka bir lakap?

Çakır - Boncuğum, yavru kurt, yeşil... Aşk olsun abiciğim neden küfreder gibi bakıyorsun? Ben şimdi ne dedim?

Diyince aile gülmemek için zor durmuştu, Ferkan ise homurdanmaya benzer bir ses çıkartınca Çakır sırıtmıştı. Onunla uğraşmaya bayılıyordu.

Şirket gezisi...

Ferkan - Odan güzel, sevdim.

Dedi orda ki büyük koltuğa oturarak, Balaban Bey ise gülümsemeyle kendi koltuğuna oturup telefonu eline aldı.

Balaban B - Kahve içer miyiz?

Ferkan - Sade olsun.

Balaban B - Iki sade kahve getir.

Diyip telefonu bıraktı, Ferkan ise etrafı inceliyordu. Oda griydi, masa üstünde aile resmi ve ayrıdan oğullarının olduğu resim vardı. Ferah bir odaydı.

Balaban B - Yeşilim bugün 3 tane toplantım var, o anlarda beni burda beklesen senin için sorun olur mu? Söz senin için telefonu açık tutarım ama senden ricam ben gelene kadar sadece mesaj at.

Ferkan - Tamam beklerim.

Balaban B - Sarj cihazı lazım olursa solda ki dolaptan alabilirsin. Zaten benim şarj cihazı telefonuna uyumlu, takabilirsin. Yemeği de dışarıda yeriz, burdan az ileride hoş bir restaurant vardı.

Ferkan - Yemekleri nasıl?

Dedi merakla, sonuçta bu çok önemliydi. Kötüyse yemek saçma olurdu ama o güzeldir diye umuyordu. Çünkü onun bildiği Balaban Bey asla kötü yemek yemezdi, hep en iyiye kaçardı.

Balaban B - Bence güzel, ancak ben öyle yerleri sevmem dersen başka bir yere gidebiliriz.

Ferkan - Bilemedim, şuan aç değilim.

Balaban B - O zaman ne yemek istediğimize acıktığımız an karar verelim. Ne dersin?

Ferkan - Tamam bana uyar.

Balaban B - Canına kurban olduğum, nasılsa uslu benim oğlum.

Ferkan - Seninle kendimi çocuk gibi hissediyorum. Neden ayarlarımı bozdun?

Dedi mırıldanarak ama babası duymuştu, o anda kapı çalmış Balaban Bey'in gel demesiyle de kahveler gelmişti. Kahveyi getiren kadınsa servisini yapıp çıkmıştı. Onlarsa sohbete devam etmişti, bir yandan da kahveleri içiyorlardı.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin