Lunapark

547 47 48
                                    

Oyun - eğlence!

  Kardeşler birlikte lunapark'a gelmişti, eğleniyorlardı. Dönme dolap - gondol - korku tüneli ne varsa deniyorlarlardı. En son korku tünelinden çıkmışlardı, çıkar çıkmaz Çakır kardeşinin birini kolunun altına alarak konuşmuştu.

Çakır - Eğlenceye kısa bi ara, hadin size birer pamuk şeker alalım.

Dağhan - Evet alalım.

Ferkan - Ben istemiyorum.

Dedi hemen çünkü pamuk şekeri hiç sevmezdi, o şekerli olarak çikolata yada baklava severdi ama pamuk şekeri tercih etmezdi. Sadece uzaktan bakınca biraz güzel dururdu ama dediğin gibi uzaktan iyiydi. Yakında olması, hele de yemek hiç onluk değildi.

Çakır - Neden?

Ferkan - Pamuk şeker sevmiyorum.

Ferman - Bende sevmem, bunlar yesin bizde etrafı gezelim.

Ferkan - Olur, bana uyar.

Çakır - Telefonları açık tutun yemeğe de gideriz.

Diyince ikili "tamam" diyerek gezmeye gitti, onlarsa pamuk şekercinin yanına gitti. Tek tek hangi renk istediklerini söyleyen kardeşlerle pamuk şekerci şekerleri vermeye başladı.

■■■■■

Ferman - Üçüzüm yoluna bak lütfen!

Dedi tutarak çünkü tutmasa az kalsın düşecekti. Ferkan ise umursamadı, gezmenin kuralı olarak gördüğü şeylerden birini yapıyordu. " özenle etrafı inceliyordu."

Ferkan - Çok güzel!

Ferman - Lunaparklar her daim güzeldir kardeşim, gel şuradan geçelim.

Dedi boşluktan geçerek, etraf kalabalıktı. Tahminen çocuk olsalar kaybolmuş olacaklardı ama değillerdi. Onlar yetişkindi, buna rağmen gezip oynamaya gelmişlerdi. Ferkan hoş duran yeşillerini etrafta gezdirirken gördüğü bedenle kalbi bi hoş olmuştu. Ama gördüğü beden hayali süliyet gibi kaybolunca kaşlarını çatmıştı. Çünkü gördüğü süliyet Uraz komutan'ının kız kardeşi Manolya'ya aitti. Manolya cici bici, güzel bir kızdı. Güzelliğiyle Ferkan'ı sarsmıştı, Ferkan yavaştan aşka düşmeye başlamıştı ama farkında değildi.

Ferman - Iyi misin?

Ferkan - Evet, su alalım mı?

Ferman - Gel bakalım.

●●●

   Balaban Bey oyuncakçıya gelmişti, Ferkan'ın söylerini elbette ki unutmamıştı. Ona ayıcık alacaktı, özellikle yumuşak olmasına dikkat ederek seçiyordu. O anda beyaz ve kocaman olan bi ayıcık görünce sırıtmıştı, hem uzaktan bakınca da yumuşak gibi duruyordu.

Balaban B - Bu iş görür.

Diyip yumuşak oyuncağı kucağına aldı, oğlu hergün evde kalmasa bile odasında kalabilirdi. Geldiği anlarda da isterse oynardı, oynamasa da oyuncağa sarılıp uyurdu. Ayıcık harbi yumuşaktı, tamda sarılıp uyanacak üründü.

Balaban B - Yeşilim çok beğenecek, inanıyorum.

Zaman atlaması
Kurtuluş Malikhanesi!

    Balaban Bey oyuncağı yatağa bıraktıktan odadan çıkmıştı, çıkar çıkmaz da önünde biten Ferkan ile irkilmişti. Evet hepsi eve dönmüştü, kardeşler olarak çok eğlenmişlerdi. Bu defa işle değil de oynarken yorulmuşlardı, Ferkan uykuyla dinlenmek istiyordu. Ama odadan çıkan babasıyla denk gelmeyi beklemediği için safça ona bakmıştı.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin