Kan..

1.2K 85 121
                                    

Zaman atlaması.

Sinema salonunda filim izlemek yerine uyumak mı? Evet evet uyumak, Ferkan film izlemek yerine uyuya kalmıştı. Balaban Bey ise onu alıp sinemadan ayrılmıştı, şimdiyse onunla eve gelmişti. Hatta odasına bile çıkartmıştı, ayakkabıyı kapı önünde eşi çıkartmıştı. Çünkü Ferkan onun kucağındaydı, kendi çıkartamamıştı. Şimdiyse yatırmış olduğu oğlunun çorabını çıkartıyordu, üstüne fazla basınca hafif kanamıştı.

Balaban B - Önemsizmiş, birde üstünde tepinip durdun.

Dedi pansunan için mazleme almaya giderken, Ferkan ise gözlerini aralamıştı. Kendini odada bulunca ilk şoka girse bile sonradan gözlerini geri kapatmıştı. Babasın getirdiğini az çok anlamıştı. O anda geri gelen Balaban Bey ise onun ayak ucuna oturup yara bandını çıkartmaya başladı.

Ferkan - Baba?

Balaban B - Birşey yok sadece biraz kanamış, sen uyu ben pansumanı yapıyorum.

En fazla 5 dk sonra Ferkan uykusuna yenik düşerken kısık sesiyle seni seviyorum demişti. Bunu duyan babasınınsa dudaklarında küçük bir gülümseme oluşmuştu. Oğlu ona alışıyordu, onunla vakit geçiriyordu. En önemlisi de temas sorunu yavaş yavaş ortadan kalkıyordu.

Ertesi gün

Balaban B - Yeşilim istersen sen otur, ayakta çok durdun.

Dedi etleri çevirirken, güzel bir mangal keyfi yapıyorlardı. Ferkan'ın terden saçları anlına yapışmaya başlamıştı, üstü de koku sinmişti. O sırada gelip onun yerini alan Emir şunu söylemişti.

Emir - Git otur antep fıstığı, ayağını daha fazla acıtma!

Ferkan - Tamam.

Dedi pes ederek sonra da elinde ki biber olan tabağı ona verdi. Hem zaten ayağı sızlamaya başlamıştı, oturması onun için iyi olacaktı. Hemen bir sandalye çekip oturmuştu, yanında da küçük kardeşi oturuyordu. Hâlâ sessizliğini koruyordu, Ferkan onun neyi olduğunu merak ediyordu. Ancak ne olduğunu sormaktan fazlasıyla çekiniyordu, sonuçta kardeşi durumu gizlemek istemeyebilirdi.

Ferkan - Karadenizde gemilerin mi battı Dağhan Reis?

Dağhan - Ha?

Dedi safça ona bakarak, geldiğini yeni fark ediyordu. Çakır ikiliye bakar gibi olsa da yeniden muhabbete devam etmişti. Erkek kuzenler bir araya gelmiş maç muhabbeti ederken büyükler iş konuşuyordu. Kadınlarsa masanın son düzenini yapıyordu.

Ferkan - Iyi misin?

Dedi kolunu onun sandalyesine atarken, karşıdan bakan sanki omzuna kolunu attı sanardı. Ama umrunda değildi, Dağhan ise dudak büzerek şunu fısıldamıştı.

Dağhan - Dostlarım ihanet etti, tek başıma kaldım. Sevgilimde en yakın dostumla sevgili oldu.

Ferkan - Boşver be yavrum onlar kaybeder, hem daha küçüksün elbet birgün daha iyisini bulursun.

Dağhan - Abi sen hiç aşık oldun mu?

Diyince hepsi genç adama bakmıştı çünkü bunu sesli demişti. Hepsi net bir hâlde duymuştu, Ferkan'sa bunu umursamıyordu. Duymaları hiçbirşeyi değiştirmezdi, zaten o asla aşık olmamıştı. Aşk ona yalan geliyordu, gördüğü aşklar hep sonu kötü bitenlerdendi. Bu yüzden asla aşka inanmazdı.

Ferkan - Vaktim olmadı.

Gonca H - Daha gençsin, elbet birini bulursun çimen gözlüm.

Ferkan - Aşka inanmam, bana fazla boş geliyor.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin