6

2.8K 123 74
                                    

Dua bitimi kardeşiyle biraz konuşmuştu, ona cevap vermeyeceğini bile bile konuşmuştu. Katil olayı da kapanmıştı, adam ölmüştü. Onlara musallat olma nedeniyse Melih Cellatoğlu idi çünkü katil onun eski dostuydu. Ama ne yazık ki Melih Bey ihanet etmişti, onun nişanlısı olan Efsun hanımı ayartmıştı. Sonra da gözlerine soka soka evlenmiştiler, katliyama kadar da adamın onlara yapmadığı kötülük kalmamıştı.

Bir ara Ebrar'ı bile kaçırmıştı, çocuk zor bulunmuştu. Daha doğrusu Ferkan Cellatoğlu bulmuştu çünkü babası olan it umursamamıştı. Hatta şehri terk etmek adına bavul hazırlamıştı ama Ferkan gidince iş değişmişti. Çünkü onun tek isteği erkek evlâttı ve o da diğeri için gitmişti. Kardeşi için adamın verdiği adrese hiç düşünmeden gitmişti. Dayak bile yemişti çünkü gider gitmez tuzağa düşmüştü ama yinede kurtulmuştu. Zorda olsun kardeşini alıp ordan ayrılmıştı. Ancak bugüne bakıyordu da pek işe yaramamıştı çünkü kardeşi kara toprak altına girmişti. Bu şeyde Melih Bey yüzündendi çünkü bu olayı ilk o başlatmıştı. Dostunun nişanlısını ayartmış sonunda da adam dellenip elini kana bulamıştı. Hem onları öldürmüş hemde eski nişanlısına tecavüz etmişti. Ferkan onun kim olduğunu sonradan öğrenmişti, merak etme nedeniyse adamın devamlı eski mahalleye gelip rezalet çıkartmasıydı. Tabi öyle olunca da Ferkan doğal olarak nedenini sormuştu. Melih Bey'de mecbur olayı anlatmak zorunda kalmıştı.

Evet zorunda kalmıştı çünkü anlatmak gibi bir düşüncesi yoktu, çocuklar bilmesin istemişti. Ona göre; böylesi daha iyiydi, onların bilmesine hiç gerek yoktu. Çünkü dostundan bir süre ses gelmeyince onun ihanetine sustuğunu sanmıştı. Ancak adam çocukların gittiği her yeri bilir, gizliden okullarına kadar takip ederdi. Ama en çokta Ferkan'ı takip ederdi çünkü o aileye hiç benzemiyordu. Başka soydan geldiğini belli ediyordu, hem bir kere o yeşil gözlüydü. Aileyse komple kahverengi gözlüydü, akrabalar bile öyleydi. Ama nedense bu aileden uzaktaydılar, Ferkan hiçbirini tanımıyordu. Neyse işte adam çocukları ve çifti her yerde adım adım takip etmiş sonra da ağır darbeyi vurmuştu. Ölmelerine neden olmuştu, o an sadece Ferkan'a dokunamamıştı. Italyan onu adamlarına buldurup öldürtmüştü, bu yüzden de Ferkan sağ idi. Aslında onlarda sağ olabilirdi ama Melih Bey burnunun dikine gitmişti. Oysa Ferkan ona gelin şehirden taşınalım demişti, buradan gitmenin daha doğru bir fikir olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Ama olmamıştı, olmayınca da ortaya polise ihbar etme fikrini atmıştı. Lâkin adam bir türlü kabul görmemiş, sonlarını kendi isteğiyle getirmişti. Olansa ufacık yaşta toprak altına giren Ebrar'a olmuştu.

Ferkan olay kapandı diye düşünüyordu, sonuçta katilin ceseti bulunmuştu ama kapanmamıştı. Çünkü onun ifadesi lâzımdı hâlâ ifâde alamamışlardı, bu yüzden de onu almaya gelmişlerdi.

Karakol!

Olan ne varsa tek tek anlatmıştı, herşey sonunda ortaya çıkmıştı. Katil ölüydü, birdaha ona yada başka birine bela olamazdı. Ferkan güvenlik altındaydı ve bu şeyler Italyan mafyası sayesindeydi. Onun yardımıyla sağ sağlim bu beladan kurtulabilmişti. Kardeşleriyse onun kovması sonucunda eve dönmüştü, mezarda kardeşiyle özel konuşmak isteğini söyleyip onları alalen kovmuştu. Hatta gitmezlerse eve dönmeyeceğini söyleyerek tehdit etmişti. Hoş zaten eninde sonunda gidecekti ya...Ama bir müddet kalmalıydı, en azından liseyı bitirip üniversiteyi kazanana kadar kalacaktı. Çünkü üniversiteyi burada okumak istemiyordu, gidecekti. Kardeşinin öldüğü şehirde durmayacaktı. Hem belki geri birdaha dönmezdi, dönse de sadece mezar ziyareti için dönerdi.

Polis - Ifadenize başka birşey eklemek ister misiniz?

Ferkan - Hayır diyeceklerim bu kadar...

Polis - Peki, gidebilirsiniz Ferkan Bey!

●●●●

Hava birden soğumuş ve yavaştan da yağmur başlamıştı. Ama bu onun için sorun değildi, o yağmuru çok severdi. Yağmur sesi onun huzuruydu, onu rahatlatıyordu. Her damlasıysa onun göz yaşlarını gizleyen tek şeydi, onun sayesinde kimse göz yaşlarını fark edemiyordu. Bundan dolayı da umursamadan yürümeye başlamıştı ama aniden önüne çekilen araçla kaşlarını çatmıştı. Araç içi görünmüyordu, lüks bir arabaydı ve simsiyahtı. O anda açılan camla gözleri büyümüştü çünkü gördüğü adamı yakından tanıyordu. Araç;

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin