Kabus.....

396 35 10
                                    

 Tim yaptığı baskınla Ferkan Üsteğmen'i bulabilmişti, hâli iyi değildi. Hemen tedaviye alınması lazımdı, aceleci bi tavırla onu gelmiş olan helikoptere koydular. Evren adında ki askerse ilk yardımı yapıyordu, tedavi işleri her daim bu askerindi. Uraz endişeyle durumunu sorunca hüzünle durumunun ağır olduğuna dair birşeyler söylemişti. Hastaneye gitmeleri lazımdı, kendinde bile değildi. Geçici gelen üsteğmen bile endişe duymuştu, onu az çok uzaktan tanırdı. Ferkan'ın şanını, başarılarını iyi bilirdi. Hayrandı da biliyor musunuz? Şahsen tanışmak isterdi ama hiç denk gelememiştiler. Şuansa pek mümkün değildi.

☆☆☆☆☆☆

Zaman atlaması/ Hastane!

  Aile ve tim herkes hastanedeydi, Ferkan bulunmuştu. Onun için buradaydılar, yolda bi iç kanama geçirmişti. Durumu ağırdı, bu nedenle ailesi/ nişanlısı hep buradaydı. Bulundu haberiyle engelleri aşıp geçte olsa görev yaptığı şehre gelebilmiştir. Çakır ameliyathanenin önünde oturmuş kardeşini bekliyordu, gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. O dahil herkes berbat haldeydi, içeride ameliyat masasında yatan bedeni kaybetmekten korkuyordular. Ne durumda olduğunu bile bilmiyordular çünkü şahsen görememişlerdi. Saatlerdir de içerideydi, tek umut içeride ki doktordu, durumuyla yakından ilgileniyordu. O anda çıkan hemşireyle hepsi ayağa fırlamıştı, ne olduğunu merak ediyordular.

Balaban B : Durum ne, o-oğlum iyi mi?

Hemşire : Çok kan kaybetmiş, kan lazım. AB Rh Negatif kan lazım.

..: Benimki uyuyor, nerde vermemiz lazım?

Uraz : Bulut harbi mi lan? Harbi tutar mı?

Bulut : Evet komutanım uyuyor, ben veririm.

Hemşire : Benimle gelin lütfen...

3 Gün sonra

   Günlerdir uyuyordu, doktorların gözetimi altında tutuluyordu. Herkes bekliyordu, günlerdir o uyanacak diye bekliyordular. Doktorun demesine göre ameliyatı başarılıydı. Genel olarak iyi gibiydi ama bedeninde çok hasar vardı. Bileğine yeniden dikiş atılıp sarılmıştı. Bir gözünün kenarında kesik gibi bir çizik vardı, evet gözünü az kalsın oyacaklardı. Ama vazgeçmiştiler, aile odaya alınırken az çok görmüştü. Hâli içlerini acıtmıştı, hepsi o çizdiği sorguluyordu. Neden vardı diye düşünüyordular.

Dağhan : Eli haraket etti.

Diyince hepsi heyecan yapmıştı, dedeler dahi gelmişti. Heskes vardı, Albay Korbilek askerine uzun süreli bi izin vermek istiyordu. Dinlenmesi için izne ihtiyacı vardı, zor günlerden geçmişti. Ferkan zihnine dolan anılarla kaşlarını çatmıştı, başı ve bedeni ağrıyordu. Kendine geliyordu, sonunda uyanıyordu. Ancak gözünü açmakta zorlanıyor gibiydi, göz kapaklarında ağırlık var gibiydi. Kulağı uğulduyordu, hâlâ o boğuk gelen çatışma sesini duyabiliyordu. Bu ona bilinç altının oyunuydu, susamıştı. Su istiyordu, dudağı yara içindeydi.

Birkaç uğraş sonu gözlerini aralamıştı, ilk puslu görse bile sonradan görüş açısı düzelmişti. Beyaz bir tavan görmüştü, artık o kalleşlerin elinde değildi. O an nedense tüm hayatı gözünün önünden geçmişti, komadan ilk çıktığı vede tanımadığı bir çift görüşü gözleri önüne geliyordu. Sonra doğum lekesi, DNA testi, Italyan... Herşey bir bir yeniden zihnine doluyordu, o sırada haber edilen doktor kontrol için odaya girmişti.

Dr : Ferkan Bey nasıl hissediyorsunuz?

Dedi kontrol ederken, genel olarak iyi gibiydi. Solgundu, yavaş yavaş düzelecekti. Ferkan pürüzlü sesiyle sadece "iyi" demişti, bitkin hissediyordu. Başını yana yatırıp bakınca onu bekleyen kalabalığı görmüştü, babası ona hafif el sallayınca huzur bulur gibi olmuştu. O da hafif el sallayınca Balaban Bey dolu gözlerle tebessüm etmişti, neyse ki iyiydi.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin