Geçmeyecek bir travma!

513 42 23
                                    

" Allah depremde aile - eş - dost kaybedenlere yardımcı olsun. Yaşamasam bile zor olduğunu, acıdan ibaret oluşunu gördüm. Tabi haberde de ne kadarı gösterilirse onu gördüm, Allah yardımcınız olsun, geçmişler olsun..."

●●●●●

Deprem sonu:

Birçok bina yerle bir olmuştu, enkaz altında kalanlarda vardı. Ortam tam bir facia idi, ağlayan, dualar eden, çığlıklar atanlar vardı. Çok zor bir andalardı, deprem olmuştu. Hâlâ da sarsıntı vardı. Ferkan ve timi nasıl olduysa iyilerdi, şans belli ki onlardan yanaydı. Iyilerdi, şuansa deprem zedelere yardım ediyorlardı.

☆☆☆☆

Bir bina önündelerdi, yıkıktı ve alttan sesler geliyordu. Hepsi birer acıdan ibaretti, deprem olmuştu. Kimse ne olduğunu anlamıyordu, birden bire deprem olmuştu ve az kalsın timde yıkıntı altında kalacaktı. Allah korumuştu, son anda kurtulmuşlardı, binaysa neyse ki yıkılmamıştı. Ama orda da kalınmazdı, tehlike barındırıyordu. Işte o anda yeni bir deprem olmuş ve gözleri önlerinde bir bina yerle bir olmuştu. Ortalık toza dumana karışırken çığlık atanlar vardı. Ferkan ise gözünden akan yaşla şunu fısıldamıştı.

Ferkan - Allah'ım sen koru yarabbi, yerin göğün yaratıcısı sadece sensin.

Deprem oluyordu, binalar yıkılıyordu. Allah bir kez daha bu diyarın yaratıcısının sadece kendisi olduğunu gösteriyordu. Gücün onda olduğunu, kimsenin sonsuza dek yaşayamayacak olduğunu gösteriyordu. O anda cebine son anda tıkmış olduğu telefonu çalınca cebinden çıkarıp aramayı cevaplamıştı. Kim diye bakmamıştı bile, gözleri hâlâ az önce yıkılan binadaydı. Eli ayağı titriyordu, iyi hissetmiyordu.

₺ - Oğlum iyi misiniz?

Ferkan - Değiliz baba, ortalık yıkılıyor. Deprem oldu, hâlâ da oluyor. B-ben seni sonra arayım mı?

Balaban B - Kurban olduğum dikkat edin, Allah'ım sizleri korusun.

Dedi acı sesle, fakat kulağı uğuldayan Ferkan sözlerini pek duyamıyor gibiydi. Bu yüzden sadece içinden geldiği gibi konuşuyordu, gözü yaşlı olduğundan dolayı da puslu görüyordu. Içinde bir alev yanıyordu, kalbi paramparça olmuştu. Boğazındaysa gitmek bilmeyen yakıcı bir yumru vardı. Iyi hissetmiyordu, korkuyordu.

Ferkan - Baba hakkını helal et ve benim için sakin kal.

Balaban B - Helal olsun.

Bir süre sonra aramayı kapatmıştı, telefonu cebine atttıktan sonra da millete yardım etmeye devam etti. Elinden geldince yardım etmeye devam etti. Ortalık mahşer yeri gibiydi, millet ağlıyordu. Kiminin annesi - babası, kiminin dostu - sevgilisi vb. vardı. Herkesin bir akrabası, tanıdığı şuan göcük altında olabilirdi. Saat akşam 8 idi, karanlık çökmüştü. Şuan herkesin evde olup sohbet içinde olması gerekirdi yada başka bir uğraşta olması lazımken çoluk çocuk herkes dışarıdaydı. Çıkamayanlarsa göcük altında kalmıştı, yürekler yanıyordu. Her ailenin göz yaşları bu akşam sel olmuştu. Ferkan üsteğmen acı içinde "niye böyle oldu ki? Niye bu akşamımız yangın yeri oldu?" diye düşünüyor, bir yandan da halka yardım ediyordu. Gözü yaşlıydı, timi iyiydi ama halk iyi değildi. Göçük altında çok insan vardı, yaralılar - ölenler vardı.

( Yazar: bu olay üstü fazla durmak istemiyorum, niye koydum inanın bilmiyorum. Tek duam; Allah birdaha öyle bir acı vermesin. )

1 ay sonra.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin