Yanlış anlama!

1.3K 92 82
                                    

Iyi olacak hastanın doktor ayağına gelir derler... Bende doktorumu kendim buldum onlar artık kavgasını kendi düşünsün.
Ferkan Kurtuluş...

Ferkan'dan devam...

Bir duvar önüne oturmuş geleni geçeni izliyordum. Bu saatte sokakta gezen çok kişi vardı, evden çıkmıştım. Bir kişi bile görmemişti, halbuki direk çıkışı kullanmıştım. Korumalarsa birbirleriyle derin bir sohbet içindeydi, sanırım bu yüzden beni görememişlerdi. Ama kesin babamdan fırça yiyecekler yada yediler... Neyse şuana gelirsek; yalnızlığımın içinde sakinleşmiş gibi hissediyorum, hızlı atan kalbim düzelmişti. Artık bana zorluk yapmıyor, bundan dolayı rahatım.

Şuan saat kaç hiç bilmiyorum ama uykum gelmeye başladı. Kavga etme isteğim geçip gitmişti, kendime geldim. Sadece boş boş etrafa bakıyorum, işte o anda yanıma bir adam oturmuştu. Kimdi bilmiyorum ama ben korkunç biriyim adlı bir aurası vardı. Neden burdaydı? Neden yanıma gelmişti bilmiyorum ama merakta etmiyorum. Zaten bu merak işleri pek benlik değildi.

₺ - Bu saatte sokakta ne işin var küçük? Hem yağmur başladı, hava dersen zaten soğuk...

- O zaman eve gidin beyefendi, ben üşümüyorum.

Dediğimde gülmüştü, gülüşü fazla güzeldi. Hayır ben gay filan değilim. Sadece adamın sesi, gülüşü güzel geldi. Başka bir nedeni yok, hem bir evladı filan varsa şanslı diye umuyorum. Çünkü bu adam kötü bir aura salda dahi yanında duruşuyla güven hissettiriyor. Korkuları çekiyordu yada sadece bana öyle his vermişti. Bu arada beyefendi sonunda gülmeyi kesmişti, artık neye güldüyse gülerken can verecekti zavallı!

- Yakmazsanız sevinirim.

Dediğim an çıkarttığı sigara paketini aldığı gibi cebine geri koymuştu, bense şokla ona bakıyordum. O az önce beni mi dinledi yoksa ben mi yanlış anladın?

- Öylece beni mi dinleyeceksin?

Dedim safça, o ise bana cevap vermiyip sadece önüne bakmıştı. Durgun bir hâli vardı, belli ki onunda dertleri vardı. Hoş zaten bu havada hangi salak durduk yere dışarıda olurdu ki? Şahsen ben kalmazdım, burda olma nedenimse evde ki saçma kavgaydı. Gökmen dedikleri herif tam olarak şerefsizdi, hem abime de saygısızca davranıyordu. Evet sayısızdı, oysa abim devamlı onu alttan almak istemiş, sakin kalmayı denemişti. Ancak sözleri sağolsun abim dayanamayıp kavga etmişti ya hatta ben bile dalmıştım. Sözlerimle mors etmiştim hıyarı, rengi atmıştı.

₺ - Ne düşünüyorsun da sırıtıyorsun?

- Hiç.. Peki sen neden buradasın? Yoksa bir derdin mi var?

₺ - Dertsiz insan mı var küçük? Bu dünyada kim dertsiz ki?

- Haklısın...

Dedim dudak bükerek, sonuçta herkesin bir derdi vardı. Kimisi dalgaya alırdı, kimisi acılarla yanardı. Ama hepte acı çekmeye devam ederdik, bazen saklardık bazende göstere göstere acı içinde feryat ederdik. Yinede dertler son bulmazdı, ağlasakta sızlansakta bu dertler bitmezdi.

- Şey telefonunu kullanabilir miyim? Ben evde unutmuşum da...

₺ - Tabikide, al bakalım.

Dedi telefonu bana verirken, bense zorda olsun ezberlediğim numarayı yazıp aramıştım. Lan bu numara kayıtlı ya, oha! Nasıl ya?

₺ - Bir sorun mu var?

- Hayır.

  Lan adamda benim babanın numarası var ya, off ya birde 1 numara diye kaydetmiş... Hayır kesinlikle kızmayacağım ama kim la bu hıyar? Ne iş lan bu? Yoksa babam şey mi? Hayır hayır kesinlikle kabul edemem, kesinlikle yanlış anladım. Benim babamın erkekle o manada işi olamaz, olmaz demi?

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin