Telafi?

1.7K 98 65
                                    

Çakır - Ufaklık senin seansı akşam yapsak olur mu çünkü acil bir hastam var. Tamam senden önemli değil ama...

Tam devam edecekken Ferkan onu durdurup şunu söylemişti.

Ferkan - Anlıyorum benim için sorun yok.

Çakır - Söz telafi edeceğim.

Diyip onun yanağına ufak bir öpücük kondurup eşyalarını alıp evden ayrılmıştı. Aileyse sessizce Ferkan'a bakıyordu, nede olsa âni şeyleri sevmediğini belirtmişti ve bu öpücükte biraz âni olmuştu. Ferkan bu öpücüğün etkisiyle derince yutkunmuş vede birşey demeden salondan çıkmıştı.

***

Ferkan Kurtuluş...

Artık soyadım Kurtuluş oldu, mutluyum ama abimin öpmesi... Sakin ol Ferkan, birşey yok! O senin abin, sana zarar vermeyecek! Korkulacak hiçbirşey yok, ter temizsin, hem haberde görmedin mi italyan öldü. Nefes al, sakinleş!

Yazardan...

Düşünceler eşliğinde yüzüne su çarpmıştı, hiç iyi değildi. Eli ayağı titriyordu, kriz geçirmek üzereydi. Devamlı yüzüne su çarpıyordu, kötü bir tramvası vardı ve bu Italyan yüzündendi. Çünkü ilk kaçırdığında hem bedenine işaretler yapmış hemde ona dokunmuştu. Bu yüzden de ona benimsin derdi, küçük yaşta onu kirletmişti.

Ferkan - Birşey yok, abi o, abim... Benim abim!

Dedi son kez yüzüne su çarparken, en sonda yüzünü havluyla silip lavabodan çıkmıştı. Sonra da odaya koyduğu ilaçlarından birini alıp yutmuştu. Üstüne de su içmişti ama hâlâ eli titremekteydi, kesinlikle bunu abisine demeyecekti. Onu korkutmak istemiyordu, nefes alış verişi bile bozuktu. Üçüzleriyse aşağı da rahatsız hissetmişti çünkü duygularını hissedebiliyorlardı.

●●●

Kendine gelir gibi olunca da üstünü çıkartıp kendini banyoya atmıştı. Suyla da bedeni gevşerken gözleri hemen kapanmıştı. Ruhuna, bedenine bırakılan tüm izler canını yakıyordu. Kötü anıları dur durak bilmez gibi gözleri önüne seriliyordu. Bu anılar zihnini sarmışken daha fazla kendini tutamaz gibi ağlamaya başlamıştı.

Bedenine dokunulma anı gözleri önüne geliyordu, hoş zaten hiç gitmezdi ya... Hep zihninin bir köşesindeydi ve çıkacağı ânları beklerdi.

O sırada aile!

Gonca H - Balaban bir baksan mı? Bayağıdır sesi soluğu çıkmıyor.

Balaban B - Tamam ben bakayım.

Dedi sinirle ordan ayrılırken çünkü saatlerdir aynı şeyi o diyordu ama kimse dinlemiyordu. Aksine oturda çocuk tek başına durup dinlensin diyordular, Balaban Bey ise huzursuzdu. O gittiğinden beri peşinden gitmemek için direniyordu, ailede yanlız kalsa daha iyi olur diye düşünüyordu. Bu yüzden de ona bile engel olmuşlardı.

Işte şimdi de için için onlara küfrederken çoktan üst kata çıkmıştı, oğlu için korkuyordu. Genç adamınsa ağlaması diner gibi olmuştu, şimdiyse sessizce duşunu alıyordu. Göz yaşları dinmişti ama ruhunun acısı hâlâ devam ediyordu.

■■■

Duştan çıktıktan sonra hızla giyinmişti, bu sefer komple siyah giyinmişti. O giyinene kadar da babası ona seslenmeyi bir an bile kesmemişti. Oğlu için korkuyordu, Ferkan işi bitince kilitlediği kapıyı açmıştı. O anda gördüğü korkulu yeşillerle kalbi teklemişti, Balaban Bey ise kızarmaya yüz tutmuş yeşillerle yutkunmakta zorluk yaşamıştı.

Haneler!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin