Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland

NÜKLEER ETKİ

[Rei: Neden geldin?] yıkıntıların arasında karşılaşmışlardı.

[Shiro: Lyla'nın dediğine göre seni durdurabilecek güçlü bir silahları var. Geri çekil Rei.]

[Rei: Beni durduramazlar. Beni durdursalar bile ablamı durduramazlar!] ablası, dokungaçlarını Shiro'ya yöneltti.

[Shiro: Kardeşinin ölmesini mi istiyorsun?] dokungaçlar tam bedeninin önünde durdu.

[Rei: Ne yapıyorsun abla? Vur şuna!]

[Shiro: Eğer bu devam ederse kardeşin tehlikede olacak. İkimiz de onu korumaya çalışıyoruz.]

[Rei: Korunmaya ihtiyacım yok benim! Amacımızı unuttun mu abla?! İntikam almalıyız!]

[Abla: Clementine...] çarpık ve bozuk bir ses çıkardı.

[Rei: Hı..?] gözleri faltaşı gibi açıldı [Rei: Bu isim...]

[Abla: Yuuki...]

[Rei: Bizim isimlerimiz...]

[Clementine: Yuuki...] ağlamaklı bir ses çıkardı.

[Rei: Abla!]

Gökyüzünde uçan bir şey belirmişti.

[Lyla: Silah size çok yakın Shiro! Kaçmalısın!]

[Shiro: Silah geldi!]

Kanatları olan metal makinenin altındaki kapak açıldı ve büyük bir kütle, üzerlerine doğru düşüşe geçti.

[Lyla: Shiro! Kaç!]

[Clementine: Yuuki...] ağzını açtı ve Rei'yi içeri alıp dokungaçlarını kendine sardı.

[Shiro: Lanet olsun!] alandan uzaklaşmak için var gücüyle koştu. Yeterince uzaklaştığını düşündüğünde, yıkıntıların arasında bir deliğe girdi ve oraya çöktü.

Bombanın yere düşmesiyle birlikte inanılmaz büyük bir gürültü ve sarsıntı oluştu. Yayılan şok dalgası çevredeki her şeyi yok ediyor, gökyüzüne ulaşan devasa bir mantar bulutu şeklini alıyordu. Shiro'nun bilinci çarpışmanın etkisiyle çoktan kapanmıştı.

Saatler sonra bedeninde hissettiği yüksek sıcaklıkla birlikte uyandı ve molozların arasından yüzeye tırmanmaya başladı. Sarsıntı yüzünden daha da derine çökmüş olmalıydı.

Yüzeye çıktığında tüyleri diken diken oldu. Devasa mantar bulutu tam karşısındaydı ve havaya kızıl bir renk hakimdi. Her yer sessiz ve yalnızca esen radyoaktif rüzgarın uğultusu duyuluyordu.

Yalpalayarak Rei'nin durumuna bakmaya gitti. Dev kraterin kenarına geldiğinde, tam merkezde duran ablasını gördü. Üst kısmı yoktu ve Rei, önünde ağlıyordu.

[Rei: ABLAAA! NEDEN?! LÜTFEN GERİ DÖN! ÖZÜR DİLERİM!]

[Shiro: Rei...] yavaşça kratere indi ve Rei'nin yanına vardı.

[Rei: Shiro, bunu kim yaptı?] ciddi bir ifade takınıp ayağa kalktı.

[Shiro: Bilmiyorum. Seni buna karşı uyarmaya çalışıyordum.]

[Rei: Shiro.]

[Shiro: Dinliyorum.]

Alnını Shiro'nun göğsüne koydu [Rei: Seni yine kullanmama izin verir misin?]

[Shiro: Yine bana karşı çıkacak mısın?]

[Rei: Bunu yapanı öldürmeme engel olmadığın sürece hayır.]

[Shiro: O zaman anlaştık. Birlikte bunu ablana yapanı bulacağız ve onu öldüreceğiz.]

[Rei: Teşekkür ederim...]

Shiro, dizlerinin üstüne düşerken Rei onu yakaladı [Shiro: Çürüme...]

[Rei:4 Seni üsse götüreceğim.]

Üsse kadar yürüdüler ve kapıyı çaldılar. Geç olsa da Fargus tarafından açıldı kapı.

[Fargus: Shiro?! Rei?! Yaşıyorsunuz!]

[Shiro: Hey Fargus.] elini salladı.

[Rei: Shiro'nun çürümesi var.]

[Fargus: Hemen içeri geçin.]

İçeri girdiklerinde Aisha, endişeli halde Shiro'ya yaklaştı.

[Aisha: Şükürler olsun!] ağlıyordu.

[Lyla: O cehennemin merkezinden sağ çıkabilmenize şaşırdım.]

[Rei: Ablam sayesinde...] dedi, Shiro'yu koltuğa yatırırken.

[Lyla: Oh... Üzgünüm Rei...]

[Rei: Başınıza açtıklarımdan dolayı özür dilerim. Artık daha mantıklı davranmaya çalışacağım.]

[Lyla: Sorun yok Rei.]

Odaya girdi [Hysteria: O aptal nerede?] koltukta yatan Shiro'ya baktı [Hysteria: Buradaymış.] koltuğa yaklaştı [Hysteria: Aferin, ben baygınken bir halta yaramışsın.] arkasını dönüp odasına geri girdi.

[Shiro: O neydi şimdi..?]

[Lyla: Hysteria işte. Duygularını belli etmeyi pek beceremez de...]

[Aisha: Haksız diyemeyeceğim. Çok pervasızsın Shiro...]

[Shiro: Kusura bakma... Sadece arkadaşlarımdan birini arkada unutmuştum...] Rei'ye göz kırptı.

Kızarıp gözlerini kaçırdı ve duvara döndü [Rei: T- Teşekkür ederim...]