Kül bulutları yüzünden güneş ışığının ulaşamadığı soğuk toprak, geçidin ışığıyla aydınlandı. Leonhardt bu kaosla kaplanmış dünyaya ayak bastığında her şey için çok geç olduğunu anlamıştı.
[Leonhardt: Bu dünya çoktan...]
Zhang!
Gökyüzünü saran kör edici ışığın kaynağına baktı. Siyah zırhlı ve pelerinli bir adam, elindeki saçma derecedeki büyük kılıcı, vücuduna yüzlerce kılıç saplanmış ejderhanın boynuna saplamıştı.
[Leonhardt: ...]
5 yıl önce...
Yumuşak.
Tanıdık ve güven verici.
Gözlerini açtığında, dizlerinde yatmış olduğu Lyla'nın endişeli gözlerini gördüğünde kendine geldiğini anlamıştı. Bir ağacın altındaydılar.
[Lyla: Shiro!]
[Shiro: Lyla... Neredeyiz..?]
[Lyla: Bilmiyorum, kendin görmek isteyebilirsin.]
[Ostad: Harbi görmen lazım abi!] ağacın arkasından çıkagelmişti.
Kalktı ve çevresine baktı [Shiro: Bu...] geniş bir ovada, ufuktaki surlarla çevrili şehrin manzarası altında huzurlu bir mekandaydılar. Hafif rüzgar tenlerini okşarken, ovadaki çiçeklerin kokusu kaplıyordu her yanı [Shiro: Leonhardt'ın bizi gönderdiği dünya...]
[Ostad: Eskisinden güzel olduu kesin!] saçını karıştırdı [Ostad: Ama napcaz şimdi?]
[Leonhardt: Sen önden git ve endişelenme oğlum. Baban yakında gelip dünyayı kurtaracak.]
Leonhardt'ın sözlerini hatırladı [Shiro: O gelene kadar bekleyeceğiz. Geldiğindeyse...] yumruğunu sıktı.
[Lyla: Belki o zamana kadar şu şehirde konaklayabiliriz. Çevre hakkında bilgi edinsek de iyi olur.]
[Shiro: Haklısın, hadi gidelim.]
Ovayı aşarak surların kapısına uzanan yola çıktılar ve şehirden ayrılan at arabalarının ve insanların arasında yürüdüler.
[Ostad: Nere gidiyolar abla?] Lyla'nın elini tutuyordu.
[Lyla: Tüccardırlar belki...] yanlarından geçen insanların bitik ve yorgun yüzlerini süzdü.
[Shiro: Böyle suratlar takınabilmek için büyük şeyler yaşamış olmak gerek.]
[Ostad: Yukardaki şehirden çok farklı... Bunlar gerçekten insan...]
[Lyla: Öte yandan, şu surlarla çevrili şehre baktığımda çok tanıdık bir his alıyorum.]
"Şehre mi gidiyorlar?" diye fısıldadı bir kadın, yanındaki kadına.
"Gencecik halleriyle "rüya"yı kovalayan ailelerden olmalılar... Hepsi umutsuz bir yalandan ibaret..." diyerek yüzündeki hüzünle karşılık verdi kadın.
[Asker: Durun!] Shiro'nun önünü kesti iki asker. Zırhla donanmışlardı ve mızrakları vardı.
[Ostad: Hop durduk!]
[Shiro: Sorun nedir?]
[Asker: Başkent Wonderland'e gelme amacınız?]
[Shiro: Wonderl- Ha?!]
[Asker: Geçiş izniniz var mı? Buranın vatandaşı olmadığınızı sanıyorum.]
[Shiro: Geçiş izni mi?]
[Asker: Son zamanlarda denetimler sıkı. İzniniz yoksa sizi alamam.]
[Lyla: Umm... Lütfen, bir istisna yapamaz mısınız? Uzun zamandır iki çocuğumuzla yollardayız ve kalacak bir yere ihtiyacımız var...] karnını tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasiÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...