YENİ KRALİÇE

3 0 0
                                    

Cehennemin merkezi ve en derin noktası, cehennem kalesi. Bütün ihtişamıyla orada dikiliyordu. Beyaz deriden cübbelere sarılmış şeytan rahipler, taht odasında toplanmışlardı ve tahtın önünde baş rahip duruyordu.

[Baş Rahip: Ve böylece kendimi yeni Şeytan Kral ilan ediyorum!] kollarını iki yana açtı ve rahiplerden biri basamakları tırmanarak tacı getirdi.

[Rahip: Cehennem sizi kutsasın efendim.] başını eğip tacı yukarı kaldırdığı esnada odanın kapısı sertçe açıldı. İçeri giren kişi Ilkiya idi. Vergo'nun paltosunu giymişti ve sol yanağında derin bir yara izi vardı.

[Baş Rahip: Bu saygısızlık da neyin nesi?! Kimsin sen alçak varlık?!]

[Ilkiya: Pek izleyici yok gibiydi o yüzden geleyim dedim.] alkış tuttu [Ilkiya: Harikasın kral!]

[Baş Rahip: Atın şunu dışarı!]

[Ilkiya: Hop dedik. Tahtın asıl sahibi geldi. Ben Ilkiya ve Öfke İblisini içimde taşıyorum.]

[Baş Rahip: Ö- Öfke İblisi mi?! Demek sendin! 2000 yıldır onu bulamamazın sebebi sendin!]

[Ilkiya: Sizin çocuklara biraz sıkıntı çıkardığım doğrudur.] ayağının altındaki şeytan kellesini birkaç kez ileri geri yuvarlayıp ileri şutladı.

[Baş Rahip: Kaleye nasıl girdin?!]

Ilkiya'nın arkasından başka şeytanlar da odaya doluştu [Ilkiya: Diplerde yaşayan şeytanlara pek iyi davranmamışsınız. Şimdi onlarla birlikte bu kaleye ve şehre el koyuyoruz. Ölmek istemiyorsanız geri çekilseniz iyi olur.]

[Baş Rahip: Hepinizi cezalandıracağım! Saldırın!] diğer rahiplere saldırmalarını emretti fakat hiçbiri istekli değil gibiydi [Baş Rahip: Saldırsanıza aptallar!]

[Rahip: Ben artık zorla alıkonmaktan bıktım. Bir şeylerin değişmesini istiyorum.] konuşan, tacı tutan rahipti. Basamakları geri indi ve Ilkiya'nın önünde tacı kaldırıp kadının kafasına yerleştirdi [Rahip: Cehennem sizi kutsasın efendim.] bu rahip ve kalan 5 rahip, Ilkiya'nın önünde eğildiler.

[Baş Rahip: Hainler! Raphael'in ölmesini ne zamandır bekliyorum haberiniz var mı?! Cehennem hepinizi alsın!]

[Ilkiya: 2000 yıl bu bok çukurunda hayatta kaldım. Siz burada göt büyütürken ben her an ölebileceğim korkusuyla savaştım. Artık hakkım olanı alma zamanı geldi.] tabancalarından birini Baş Rahibe doğrulttu.

[Baş Rahip: Benim hakkım! Hepsi benim hakkı-] alnının ortasına işleyen gümüş mermiyle yavaşça bir toz bulutuna dönüştü.

Rahiplerin arasından ilerleyerek tahtın basamaklarını tırmandı ve tahta oturdu Ilkiya. Odadaki herkes önünde diz çöküyordu.

"Cehennem yeni efendimizi kutsasın!" sesleri yükseldi şeytanların arasından. Artık yeni kraliçeyi bütün cehennem tanıyordu.

[[Ilkiya: İstediğini aldın, şimdi sıra bende.]]

[[Dimera: Emin ol bu iş sana da yaradı. Yeryüzüne çıkmadan önce daha güçlü müttefikler edinmeliyiz.]]

[[Ilkiya: Haklısın.]]

Shiro'nun evi...

Yattığı yerde gözlerini açtı ve tavana baktı Shiro. Evdeydi. Yatağın yanındaki sandalyeye oturup uyuya kalmış Lyla dışında odada kimse yoktu.

[Shiro: Lyla?] doğruldu.

Gözleri aralandı ve Shiro'yu doğrulmuş görünce birden panikledi [Lyla: Shiro! Şükürler olsun iyisin!]

[Shiro: Ne zamandır uyuyorum?]

[Lyla: Birkaç gün oldu. Jubilee seni getirdiğinde perişan haldeydin. O kadar fazla iyileştirme büyüsü kullandım ki bayılacak gibiydim.]

[Shiro: Teşekkür ederim karıcığım.] Lyla'nın ellerini tuttu ve öpüştüler.

[Lyla: Jubilee her şeyi anlattı.]

[Shiro: "Her" şeyi mi?]

[Lyla: Evet. Böyle devam edemezsin sevgilim. Seni kaybedemem.]

[Shiro: Merak etme, en azından bebeğimiz doğana kadar burada kalacağım. O sürede şu zehir hakkında başka ne öğrenebilirim bir bakayım.]

[Lyla: Teşekkür ederim.] ağlamaya başladı. Shiro gözyaşlarını silmek için elini yanağına koyduğunda, o eli sıkıca tuttu [Lyla: Yanımda olmana ihtiyacım var.]

Gülümsedi [Shiro: Yanında olacağım aşkım, söz veriyorum.] birkaç dakika sıkıca sarıldılar.

Birlikte alt kata indiklerinde herkes oturma odasında oturuyordu. Ostad, babasını gördüğü gibi koşup ona sarıldı.

[Ostad: Baba!]

[Shiro: Selam evlat.] Ostad'ın kafasını okşadı.

[Jubilee: Sonunda uyandın dostum!]

[Shiro: Beni eve getirdiğin için teşekkür ederim.]

[Jubilee: Lafı bile olmaz. Hadi geçin oturun da biraz laflayalım.]

Boş koltuğa oturdular ve aralarına da Ostad oturdu.

[Shiro: Şimdi, en başında neden tek başına o mağaraya gittiğini açıkla bakalım.]

[Jubilee: Şey...] başka yöne baktı [Jubilee: Kafa dağıtmak için.]

[Shiro: Kafanı meşgul eden ne var?]

[Jubilee: Sizin etrafınızda biraz enerjik olduğumun farkındayım ama kendimi tutamadım. Yıllarca savaş alanını evim bildim ve her günümü dışarıda uyuyarak geçirdim. Şimdi sizin gibi bir ailenin yanındayken nasıl davranmam gerektiğini bilemedim. Heyecanlıydım... Rahatsızlık verdiysem özür dilerim. İsterseniz gidebilirim.]

[Shiro: Saçmalama.] Lyla'ya bakıp onayını aldı [Shiro: Sen de bu ailenin bir parçasısın. O gün biraz kırıcı konuşmuş olabilirim, asıl ben özür dilerim.]

[Lyla: Sayende Shiro'ya tekrar kavuştum. Seni öylece bırakacak değiliz.]

[Ostad: Sensiz kiminle oyun oynarım ben Jubilee abla?]

[Madeline: Ev işlerine yardım ettiğin için teşekkürler, arada alırım yine yardımını.]

[Nymera: Sen yokken etraf çok sessizdi.]

Gözünün yaşardığını çaktırmamaya çalışarak birasını kafaya dikti [Jubilee: Teşekkür ederim çocuklar!]

Birkaç saatlik sohbetin ardından Lyla ve Madeline, Ostad'ı yatağına götürmek için üst kata çıktı.

[Shiro: Jubilee, Nymera sizden bir şey rica etmeliyim.]

[Nymera: Nedir?]

[Shiro: Kumzarı hakkında edinebildiğiniz bütün bilgiyi istiyorum.]

[Jubilee: Çevremden birkaç kişiye haber uçurdum bile. Bir şey çıkarsa haber veririm.]

[Nymera: Aslında... bize yardım edebilecek birini tanıyorum.]

[Shiro: Kimi?]

[Nymera: İblisin genelde kullandığı formdan bahsediyorum. Logar isminde birisi. Eğer onu bulabilirsek bir şeyler bilip bilmediğini sorabiliriz.]

[Shiro: Onu da bana yaptığı gibi bir yerde tutuyor olabilir mi?]

[Nymera: Seni getirdiği ev o adama aitti ama gerçek Logar'ı hiç görmedim.]

[Shiro: Jubilee, bu adamı da araştırabilir misin?]

[Jubilee: Oldu bil!]

[Shiro: O zaman şimdilik uyuyalım ve yarın arayışa başlayalım.]

Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the WonderlandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin