ÖZGÜRLÜĞE

1 0 0
                                    

[Raphael: Benimle taşşak geçme!] havada beliren büyü çemberinden siyah bir uzun kılıç çekti ve iki eliyle kılıcın sapını kavrayıp doğrudan Shiro'ya saldırdı.

Shiro, kılıcı ile saldırıyı bloklamayı denedi fakat Raphael kaybolmuştu. Etrafta onu ararken arkasında hissettiği rüzgarın ardından hemen kendini savunmaya geçse bile uzun kılıç, sırtını sıyırıp geçti.

[Raphael: Reflekslerin iyiymiş.] yine ince havaya karışıp gözden kaybolmuştu.

[[Shiro: Odaklanmalıyım. Saldırısından hemen önce onu hissedebiliyorum. Eğer zamanında tepki verebilirsem onu tek hamlede ikiye bölebilirim.]] planı hakkında düşünürken yine arkasında bir esinti hissetti ve hemen kılıcını o yöne salladı ama kimse yoktu. Raphael'i önünde belirirken gördüğünde kılıcını tekrar kaldırmaya zamanı yoktu, dolayısıyla tek yapabildiği, kalbini hedefleyen kılıcı, kendi kılıcının sapıyla saptırmaktı. Uzun kılıç, omzunu delip geçti.

[Shiro: Gh!]

[Lyla: SHIRO!]

[L'ese: Saldırı büyülerini hiçe sayıyor olabilir ancak Raphael'in kendisini güçlendirdiği büyülere karşı savunmasız... Böyle giderse, Shiro...]

Shiro, kılıcını sol eliyle tutarken, sağ eliyle, sol omzuna saplanmış kılıcı kavradı.

[Raphael: Tüm parmaklarını kaybetmek istiyorsun sanırı-] kılıcını çekmeye çalıştı ama kılıcı kıpırdatamıyordu [Raphael: Bir insanın bu kadar sıkı kavraması imkamsız!] Shiro'nun sağ koluna baktığında durumu kavramıştı [Raphael: Demir kol...]

[Shiro: Rrraaaah!] sol eliyle kılıcını savurdu. Raphael, uzun kılıcı bırakıp geriye doğru sıçradı [Shiro: HIIAAAA!] omzundaki kılıcı çekip Raphael'e fırlattı ve hemen ardından kılıcını çift elle kavrayıp uzun kılıcın peşinden sıçradı.

Raphael tekrar ışınlanmıştı, sonuç olarak Shiro, devasa raflardan birine çarpıp yere yığılmakla kaldı. Raflar, domino taşları gibi devriliyordu.

[Raphael: Çok sığ görüşlü savaşıyorsun. Kılıcı düzgün kullanamamana şaşmamalı.] kafeslerin önünde belirdi.

Kılıcından destek alarak kitap yığınının altından kalktı ve öylece bekledi.

[Raphael: Açık veriyorsun!] kanatlarını açtı ve başka bir kılıç çekip son hız Shiro'nun üstüne atıldı.

[Shiro: Teşekkür ederim Lyla...]

[Raphael: Huh..?] henüz havadayken Shiro'nun demir elinin eksik olduğunu fark etti. Kol oradaydı ancak elini göremiyordu. Bunu düşünmekle meşgulken, tam kılıcını Shiro'ya saplıyordu ki etrafında beliren ince tellere dolandı [Raphael: N- Ne?!]

[L'ese: İnanamıyorum... Tuzağını rakibinin gözünün önünde kurabilmek için basit bir saldırı yapıyormuş gibi davrandı. İlk kılıcı fırlattığında demir eli o kılıca bağlıydı ve kendisi atılırken, uzun kılıcı duvarlardan sektirerek diğer kitaplıklara doladı. Daha sonra tek kitaplığı devirerek diğer kitaplıkları da devirdi ve iplere yük bindirerek etrafında ince telden bir ağ ördü...]

[Shiro: Halat kolu henüz tamamlanmadığı için kullanmayacağıma söz vermiştim ama sözümü tutamadım, özür dilerim Lyla.]

Ağzını tutarak Shiro'nun kanamaya başlayan sağ tarafına baktı [Lyla: Bağlantı mekanizması parçalandı ve ipler sana da dolandı...] gözleri dolmuştu.

[Shiro: Umarım seni de bu kadar sıkıyordur şu ipler, Raphael.]

[Raphael: Beni lanet olası birkaç iple durduramazsın!] bedenini alevlerle sararak ipleri yakmaya çalıştı fakat yapamıyordu.

[Shiro: Şimdi...] demir eline bağlı ikinci bir halatla onu geri çekerek koluna bağladı. Uzun kılıç da onunla birlikte gelmişti. Raphael'i bağlayan asıl ipler, bileğin altındaki ufak bir bölmeden geliyordu ve tuzağı kurduğu esnada, eliyle buradaki ipi tutup elini fırlatmıştı.

[Raphael: Bu kadar zayıf birine kaybedemem! KOSKOCA CEHENNEMİN EFENDİSİYİM BEN!]

[Shiro: Bu, yaptıklarının kefareti.] Raphael'in gözlerinin içine baktı.

[Raphael: H- Ha...] Shiro'nun etrafında Salamander'in aurasını hissediyordu. Sesi ve bakışları, sanki Salamander ile yüz yüzeymiş gibi hissediyordu [Raphael: D- Dalga geçiyor olmalısın...]

[Shiro: Kılıcın önceki sahiplerine verdiğin intihar görevi, acı çektirdiğin onca varlık ve Vire'yi buraya hapsedişin.] uzun kılıcı demir koluyla parçaladı ve Ruh İçen'i havaya kaldırdı.

[L'ese: Bu... Salamander mi..?]

[Shiro: YOLUNDAN ŞAŞTIN LUCIFER!]

[Raphael: H- H- HAYIR! DİNLE ESKİ DOSTUM! Dİ-] tek hamlede ortadan ikiye bölünüp küle dönüşerek yok oldu.

[L'ese: ...]

Kafesler kaybolurken, kütüphane yavaşça siliniyor ve yerini dolunaylı bir gecenin altında, geniş bir bozkıra bırakıyordu.

L'ese, hiçbirini fark etmeden dizlerinin üstüne yığılan Shiro'nun yanına koştu [L'ese: Kan Faktörü!] elini Shiro'nun göğsüne bastırıp bütün yaralarını iyileştirdi [L'ese: İyi misin?! Fiziksel yaralarını iyileştirebilirim ancak yorgunluğunu geçirmek için dinlenmen gerek!] diğerleri de yanlarına geldi.

[Shiro: Hahahaha!]

[L'ese: Neye gülüyorsun..?]

Ayağa kalktı ve elini, dizlerinin üstündeki L'ese'ye uzattı [Shiro: Artık özgürsün.]

[L'ese: ...] Shiro'nun elini tutup ayağa kalktı ve etrafına baktı. Gördüğü manzara karşısında ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu [L'ese: O kadar uzun zaman oldu ki...]

[Shiro: Artık istediğin yere gidebilirsin. Bizimle kalmak zorunda değilsin.]

[L'ese: Hayır, sana bir söz vermiştim hatırlamıyor musun? Amacına ulaşana kadar hayatımı sana adayacağım.]

[Shiro: Gerçekten zorunda değilsin. Bize yeterince yardım ettin.]

[L'ese: Bu özgürlüğü sana borçluyum. Benim yaptığım, sizinkinin yanında hiçbir şey. Sizinleyim.]

[Shiro: O zaman hoş geldin.] elini uzattı.

Gülerek Shiro'nun elini sıktı [L'ese: Hoş buldum!]

Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the WonderlandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin