Yolculuk için gerekli malzemeleri toplamış, yola çıkmışlardı. Aisha'nın pusulası sayesinde doğrudan kuzeye doğru ilerlediler. Ağaçlar giderek seyrekleşirken hava soğuyor, her yer beyaz bir örtü ile kaplanıyordu. Birkaç insan dışında herhangi bir tehlikeyle karşılaşmamaları garip gelmişti Aisha'ya. Orman olması gerekenden daha sessizdi.
Hava kararmaya başladığında artık kamptan çok uzaktaydılar. Fabrikaya giderken katettikleri mesafenin 5 katını gelmişlerdi.
[Aisha: Üşüyor musun Shiro?]
[Shiro: Evet, sen?]
[Aisha: Çok ama burada ateş yakamayız. Çok dikkat çeker.]
[Shiro: Bu kadarına dayanabilirim.]
[Aisha: Ben...] karın üstünde diz çöktü ve kollarını bedenine doladı [Aisha: Yoruldum ve üşüyorum...]
Aisha'yı kucakladı [Shiro: Dinlenebileceğimiz bir yer bulacağım.]
[Aisha: Shiro...] kafasını delikanlının göğsüne yasladı. Sıcaklığı hissedebiliyordu.
Daha da seyrekleşen ağaçların arasında koşmaya başladı Shiro. İki ağacın arasına gerilmiş halata takılıp yere düşene kadar koştu.
Halata bağlı tenekeler, orman boyunca yayılan sesler çıkardı.
[Aisha: İyi misin Shiro?] düştüğü yerden kalkıp Shiro'nun yanına koştu.
[Shiro: İyiyim, sen?]
[Aisha: İyiyim ama artık bu tuzağı kim kurduysa burada olduğumuzu biliyor. Saklanmalıyız.]
[???: Bak sen şu işe.] ağaçların ve çalıların arasında beliren onlarca göz ile birlikte duyuldu kadının sesi. Yavaşça Aisha'nın tarafından çıktı mavi tenli, geniş şapkalı kadın. Sarı gözleri, görünen diğer gözlerden daha parlaktı [Kadın: Ormandan geliyorsunuz demek.] sırtında bir tüfek asılıydı. Belinde ise bir adet kamçı bulunuyordu.
[Aisha: Kimsin sen?]
[Kadın: O nezaketi sizden bekliyorum. Bölgemde ne işiniz var?]
[Aisha: Ben Aisha, o ise Shiro. Kuzeye gitmeye çalışıyoruz.]
[Kadın: Ah, surlara ulaşmaya çalışan acemilerdensiniz demek.] uzun boyunlu ve kürklü bir hayvan çıkageldi kadının yanına. Emekleyen bir insan gibi yürüyordu ve boynunda kafalardan oluşan bir kolye asılıydı [Kadın: Bunları da eklersek 10 olacak.]
Kafalardan biri bağırdı [Kafa: Yardım edin!]
[Aisha: Yaşıyorlar...]
[Kadın: Elbette yaşıyorlar. Avlarımı canlı tutmak hoşuma gidiyor.] belindeki bıçağı çekip yaladı [Kadın: Şuradaki delikanlıyla biraz eğlenmek daha da hoşuma gider.]
[Aisha: Shiro'dan uzak dur!] kollarını iki yana açtı Shiro'yu arkasına alarak.
[Kadın: Genç aşıklara bak sen.] Aisha'ya yaklaştı ve kızın çenesini okşadı [Kadın: Ne güzel bir yüz. Koleksiyonumda güzel duracaksın bebeğim.]
Kadının elini tuttu ve öfkeyle gözlerine baktı Shiro.
[Kadın: Demek aşkını koruyorsun.] dirseğiyle Shiro'ya vurup onu arkasındaki ağaca çarptırdı.
[Aisha: Shiro!] yanına koşmaya çalıştı ancak kadın ayağına çelme takarak onu yere düşürdü ve sırtına bastı.
[Merilda: Bana Merilda derler. Khan çetesinin avcısıyım. Gerçi siz acemilerin bu gibi şeylerden pek haberi yoktur.] yaralı yüzünde yalnızca tek gözü olan goril benzeri bir hayvan geldi ve Merilda'nın yerine Aisha'yı tuttu.
[Aisha: Bırak beni!]
[Merilda: Fiziksel acıdan önce biraz duygusal acı iyi gelir. Etinin yumuşamasına yardımı olacaktır.] Shiro'ya yaklaşıp eğildi.
Baygın taklidi yapan Shiro aniden hançerini çekti ve saldırmak istedi ancak Merilda, hançeri tutan eli yakalayıp diziyle delikanlının hayalarına bastırdı.
[Shiro: Nhg!]
[Merilda: En çok acıyan yerin aynı zamanda en çok zevk vereni olması böyle bir şey. Biraz ön sevişmeye ne dersin?] sivri dişlerinin arasından uzun dilini çıkardı ve Shiro'nun dudaklarına yaklaştı.
Shiro diğer eliyle altıpatları çekip kadına ateş etti ve sağ omzunu yaralamayı başardı. Kadın son anda hızlıca geri çekilmeseydi kafasını delip geçmiş olacaktı.
[Merilda: Ne numaraların varmış öyle.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...