Akşam saatlerinde Shiro, köprüye bakan parmaklıkların önünde oturan Lyla'nın yanına yaklaştı.
[Shiro: Lyla.]
[Lyla: Benden nefret ediyorsun değil mi?]
[Shiro: Sence bu mümkün mü?] yanına oturdu.
[Lyla: Size yalan söyledim.]
[Shiro: Yalan söylemiş sayılmazsın. Toplama olduğunu da iddia etmiyordun sonuçta.]
[Lyla: Çok garip birisin Shiro.] gülümsedi.
[Shiro: Hah! Bana garip diyene bak!]
[Lyla: Hahaha!] Shiro'ya yanaştı [Lyla: Shiro...]
[Shiro: Dinliyorum.]
[Lyla: Sana her şeyi anlatmak istiyorum.]
[Shiro: Anlatabilirsin.]
Başını Shiro'nun omzuna yasladı [Lyla: Ben, aşağıda bir elin parmağını geçmeyen insanların toplandığı küçük bir yerleşkede doğdum. 4 5 yaşlarımdayken bize bir toplama çetesi saldırdı ve erkekleri öldürüp parçalarını topladılar, kadınlarıysa kaçırdılar. Buna, yerleşkedeki tek çocuk olan ben de dahildim.] gözyaşlarını tutamıyordu.
[Shiro: Sakin ol.] Lyla'nın gözlerindeki yaşı temizledi.
[Lyla: Sonra... bizi götürdükleri kampta kafeslere konulduk. Bir seferinde annem, beni alıp kaçmayı denedi ama yakalandık. Çetedekiler, bana zarar gelmemesi karşılığında onunla bir anlaşma yaptılar. Ona...] gözyaşları şiddetlendi ve kafasını Shiro'nun göğsüne gömdü [Lyla: Ona gözümüzün önünde ölene kadar tecavüz ettiler! Annemden sonra sıra diğerlerine de geldi ve hepsi aynı şekilde öldü!] kafasını tekrar Shiro'nun omzuna koydu [Lyla: Ç- Çok çaresizdim. Küçücük bir kafese kapatıldım ve şehirde köle olarak satıldım. Beni alan kişi Fargus idi. Bana çok iyi davrandı ve kendi kızı gibi büyüttü. Hysteria ekibe katıldığında ailemi katleden o çeteyi bulduk ve hepsini öldürdük. Sonra siz geldiniz zaten.]
[Shiro: Üzgünüm Lyla...]
[Lyla: Hayır, üzülme. Senin bizi mutlu etmeye çalıştığın gibi ben de mutlu olmanı istiyorum.] Shiro'nun elini tuttu [Lyla: Ben... seni seviyorum Shiro.]
[Shiro: Ne diyeceğimi bilemiyorum...]
[Lyla: Bırak vücutlarımız konuşsun öyleyse.] Shiro'nun dudaklarına yapıştı ve öpüşerek parmaklıkların yanındaki aralığa girdiler.
Lyla, büyük bir şehvetle Shiro'nun üstünü soyarken kendi üstündekileri de çıkarıyordu.
Lyla'yı kucağına alan Shiro, kızı duvara yasladı ve uzunca seviştiler.
Güneş doğduğunda eve dönerlerken yolda Xander ile karşılaştılar.
[Xander: Aranızdakileri çözmüşsünüz gibi görünüyor.]
[Shiro: Evet, hallettik.]
Elini uzattı [Xander: Düzgünce tanışma fırsatımız olmamıştı, ben Xander.]
Xander'in elini sıktı [Shiro: Shiro.] Xander'in belinde asılı olan mavi taşı işaret etti [Shiro: Şu taşın, yaptığın büyü ile bir alakası var mı?]
[Xander: Evet, bu taşı Suyun Leydisinden bir hediye olarak aldım. Bana gücümü veren şey, onun güzelliği ve nazikliğidir.]
[Shiro: Suyun Leydisi mi? Ormanın Leydisi ile bir alakası var mı?]
[Xander: Suyun Leydisi, Ormanın Leydisi, Ateş Kralı, Toprağın Hanımı, Havanın Hanımı, Aydınlığın Leydisi ve Karanlığın Leydisi. Eski çağlarda hüküm sürmüş bu kutsal ruhlar, kainatı yaratan elementlere hükmeder. İnsanlar ortaya çıktıktan sonra ortadan kaybolan bu varlıklara rastlayacak kadar şanslı olanlara bir dilek hakkı sunarlar. Ben Suyun Leydisiyle karşılaştığımda ölmek üzereydi... Onu kurtarabilmeyi diledim ama bana kalbi olan bu taşı verdi ve öldü. Kalbini bana vermesini, benimle yaşamayı sürdürmek istemesine bağlıyorum. Böylece dileğimi gerçekleştirmiş oldu.]
[Shiro: Anlıyorum...]
[Xander: Ostad, benimle konuşmak istediğinizi söyledi.]
[Shiro: Doğru söylemiş. Size yardım etmek istiyoruz.]
[Xander: Nasıl ve ne karşılığında?]
[Shiro: Köprüyü geçme konusunda yardım edeceğiz. Karşılığındaysa bizi Leonhardt'ın kulesine götürmeni isteyeceğim.]
[Xander: Köprüyü geçmek ha? Sayımız o kadar az ki şehirdeki ordunun bizi en iyi ihtimalle buraya tıkması saniyeler sürer.]
[Shiro: Neden her gün köprüyü geçmeye çalışıyorsun öyleyse?]
[Xander: Güçlenmek için.]
[Shiro: Güçlenip ne yapacaksın?]
[Xander: ...]
[Shiro: Özgür olmak istediğinizi biliyorum. Bir sonraki adım korkutucu geliyor diye şimdi atacağın adımdan vazgeçemezsin.]
[Xander: Bak, bu sadece benim verebileceğim bir karar değil tamam mı? Burada yaşayan herkesin hayatı söz konusu.]
[Shiro: Herkesi buraya topla o zaman.]
[Ostad: Biz o işi çottan halletik!] Rei ile birlikte koşarak geliyorlardı ve arkalarında 50 kişilik kasaba halkı vardı.
[Lyla: Harikasın Ostad!]
[Ostad: Sağ ol ablam! Köprüyü geççenizi tahmin ettiğimden topladıydım herkezleri!]
[Shiro: Herkes burada olduğuna göre konuşabilirim.] nehrin kenarındaki korkulukların üstüne çıktı [Shiro: Size açık konuşacağım. Bizler aşağıdan gelmiş, bu dünyayı değiştirmeye çalışan kişileriz. Bu değişim yolunda amaçlamak istediğimiz şey, özgürlük. Siz burada kapana kısılmış haldeyken öylece çekip gidemezdik, çünkü sizlerin içinde kendimizi görüyoruz. Eskiden gölgeler içinde saklanıp koca bir şehre sadece 6 kişi kafa tuttuk ve sesimiz öyle kuvvetli çıktı ki özgürlüğümüzü elimize alıp buralara kadar geldik. Bu yolda kaybettiklerimizi onurlandırmak için sonraki adımı atmaktan korkmadık. Siz de korkmayın! Çocuklarınızın sizler gibi bu delikte çürüyüp gitmesini mi istiyorsunuz?! Siz kendinize baktığınızda çaresiz, çulsuz, güçsüz insanlar görüyor olabilirsiniz ama ben size baktığımda özgürlük hasreti görüyorum! Bir köprünün sizi durdurmasına izin vermeyin! Savaşın!] insanların umutla dolan gözlerine bir bakış attı ve bağırdı [Shiro: Bizimle misiniz?!]
[Halk: EVEEEET!] alkışlar ve ıslıklar yükselirken Xander şaşkındı.
Shiro'ya yaklaştı [Xander: Onları hiç bu kadar mutlu görmemiştim.]
[Shiro: Ee? Anlaştık mı?] korkuluklardan indi.
[Xander: Sizinleyiz efendim.]
[Shiro: Efen-] önünde diz çöken Xander'e ve peşindeki kasabalılara baktı, şaşkındı. Ostad bile diz çökmüştü.
[Rei: Sanırım seni liderleri ilan ettiler.]
[Shiro: Sağ olun dostlarım. Hazırlıklara hemen başlayalım ve bu prangaları parçalayalım.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...