Birini avlamak adına dev solucan bölgesinden geçiyorlardı. Tayfa, kaptanın bu kararını mantıksız bulmuştu ancak emirlere uymaktan başka seçenekleri yoktu. Gemide Shiro ve Nymera ile toplam 12 kişi bulunuyordu.
Gemi, yerden yükselen büyük bir sarsıntının sesinden sonra aniden gökyüzünü saran kumlarla çevrelendi.
[Shiro: Bu hep olur mu?]
[Kaptan: Daha önce kum fırtınası yaratabilecek kadar güçlü bir sarsıntıyla karşılaşmadık. Tanrı yardımcımız olsun.]
Kum fırtınası öylesine kuvvetliydi ki kaptan köşkünden güverteyi görmek bile imkansızdı. Tafya oradan oraya koşturuyor ve gemiyi sabit tutmaya çalışıyorlardı. Birkaç kişinin çığlığıyla birlikte herkes duruldu.
[Kaptan: Neler oluyor orada?!] kimse cevap vermedi [Kaptan: Hey!] kum fırtınası biraz seyrelmişti. Güvertede yalnızca tek ayağı kopmuş birisi kalmıştı. Geri kalan herkes kayıptı ve güverteyi kan götürüyordu.
Ayağı kopuk adam, kollarını öne uzattı [Adam: Kaptan... Yardım et...] ağlıyordu. Aniden yoğunlaşıp tekrar sönen bir kum esintisinden sonra o da kaybolmuştu.
[Kaptan: Geri dönüyorum!] elini dümene koydu ancak pusulaya baktığında ibre çılgınlar gibi dönüyordu [Kaptan: Hangi yöne..?]
[Nymera: Ne yapacağız Shiro?! Ölmek istemiyorum!]
[Shiro: Kapalı bir yerde olduğumuz sürece güvendeyiz gibi. Bu şey ne kadar daha yükselebilir kaptan?]
[Kaptan: Ne tarafa yükseleceğimi bilmiyorum...]
[Shiro: Ne?]
[Kaptan: Göstergelere göre koca gemi bir top gibi rastgele yönlere dönüyor... Yerçekimini manipüle ederek bizi istediği yöne götürmeyi amaçlıyor olmalı...]
[Shiro: Gemide ne kadar silah var?]
[Kaptan: Elimizde kalanlar bir altıpatlar ve dört pala.]
[Shiro: Hepsini bana ver.]
Kaptan, belindeki altıpatları Shiro'ya uzattı [Kaptan: Palalardan biri zaten sende, kalan üçü şuradaki duvarda.]
[Shiro: Sağ ol.] diğer palaları da alıp hepsini belinin iki yanına ikişer tane olacak şekilde taktı ve altıpatları inceledi [Shiro: Başka mermi yok mu?]
[Kaptan: Hayır.]
[Nymera: Bekle, onu kullanmayı bildiğinden emin misin?]
[Shiro: Evet.] kaptan köşkünün kapısına yöneldi.
[Nymera: Ne yapıyorsun?!]
[Shiro: Burada bekleyin.] pelerinini burnuna kadar çekti ve kapıyı açıp dışarı çıktı. Kısa süre sonra fırtına yoğunlaşmaya başlamıştı.
Tenine sürtünen kumda bir şeyler hissetti. Büyü yüklü kum taneleri onu kesmeye çalışıyordu ancak Shiro'ya işlemedi.
Altıpatları beline takıp iki pala kuşandı. Fırtına hafiflerken onları havada tutan balonun ve kanatların paramparça olduğunu gördü ama havada kalmaya devam ediyorlardı.
Etrafa bakınırken güvertede bulunan dev zıpkınlar dikkatini çekmişti. O esnada geminni sol tarafında kum fırtınasının içinden devasa bir gölge belirdi. Yılan gibi bir gövde. Boynunun iki tarafında kobra boynu benzeri çıkıntılar. Sekiz tane yemyeşil parlayan zümrüt gözler. Bol dişli bir ağız. Kum fırtınası dev solucanın pullarının altına bir vakum gibi çekilirken karşılarında duran şey buydu. Üstelik gökyüzünün aşağıda, zemininse yukarıda kaldığını fark etti Shiro.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...