18 Mart 2085
Huzurlu bir pazar sabahıydı. Kuşlar ötüyor, sıcak rüzgar içleri ısıtıyor ve güneş parıldıyordu. Sert geçen kışın ardından sonunda bulutsuz gökyüzüne kavuşmuştu Almanya halkı.
Profesör Leonhardt Morgenstern, bu güzel günü tek katlı evinin bahçesinde çocuklarıyla futbol oynayarak geçiriyordu.
Yirmili yaşlarında lise aşkıyla evlendikten sonra Berlin'e taşınan Leonhardt, üstün zekasıyla tanınan ünlü bir bilim adamı haline gelmişti. Siyah dalgalı saçları ve sarı gözleriyle hanımların ilgisini de çekiyordu.
Futbol oynamaya devam ederken güzeller güzeli karısı Veronica, bahçe kapısını araladı ve seslendi [Veronica: Leo, kapıda seni görmek isteyen bir adam var!]
[Leonhardt: Geliyorum hayatım.] topu oğluna pasladı ve eve girip giriş kapısına yöneldi.
Kapıda takım elbiseli, cüsseli, siyahi bir adam vardı ve siyah camlı gözlük takıyordu.
[Adam: Profesör? Tatilinizi böldüğüm için özür dilerim.]
[Leonhardt: Buyrun?]
[Lincoln: Ben, FBI'dan Lincoln Crane.] rozetini gösterdi [Lincoln: Size bir iş teklifi için geldim.]
[Leonhardt: Kusura bakmayın, daha önceki maillerinize verdiğim cevap ile aynı fikirdeyim.]
[Lincoln: Bunu değiştirmek için buradayım.] silahını Leonhardt'ın karnına dayadı [Lincoln: Benimle geliyorsunuz.]
[Leonhardt: ...] kapının yanındaki askılıktan paltosunu aldı [Leonhardt: Ufak bir yürüyüşe çıkıp geliyorum hayatım!]
[Veronica: Görüşürüz aşkım!] mutfaktan bağırdı.
Lincoln'ü takip edip siyah jipin arkasına bindi ve araba hareket etmeye başladı. Lincoln ile karşılıklı oturuyorlardı.
[Lincoln: Zor kullanmak zorunda olduğum için üzgünüm fakat bu iş için evrenin en zeki adamından başka birisine güvenemeyiz.]
[Leonhardt: Sadece basit işlerle paramı kazanıp ailemle mutlu mesut yaşamak istiyorum.]
[Lincoln: Ne yazık ki bilgi ile lanetlendiniz ve bu hayalinizden biraz uzaktasınız profesör. Amerika size bu hayaliniz için bir şans tanıyacak. Eğer bu projede bize destek olursanız, aileniz ile mutlu bir geleceği garantileyebiliriz.]
[Leonhardt: Şu an yeterince mutluyuz.]
[Lincoln: Üçüncü Dünya Savaşı hâlâ devam ediyor profesör. Almanya'nın bir geleceği olmadığını ikimiz de gayet iyi biliyoruz. Kaçınılmaz olanı engellemek için bir fırsat sunuyoruz.]
İç çekti [Leonhardt: Proje neyi kapsıyor?]
[Lincoln: Anlatmamı istiyorsanız teklifi kabul etmek zorundasınız, aksi taktirde sizi öldürmem gerekecek.]
[Leonhardt: Tamam, kabul ediyorum. Anlat.]
[Lincoln: Harika. O zaman izninizle size Wonderland'den bahsetmeme izin verin. Yaklaşan nükleer savaşa karşı inşa edilecek devasa bir adayı hedefliyoruz. Kendi idealleri ve yapısı olan yepyeni, barışçıl bir ülke. Sadece seçilmiş kişilerin yaşayabileceği bir ülke.]
[Leonhardt: Dünyanın geri kalanını terk mi edeceksiniz?!]
[Lincoln: Suç oranları ve savaş en üst noktada profesör. Böyle bir dünya artık düzeltilemez. Bizler sıfırdan başlamayı ve mükemmel medeniyeti yaratmayı amaçlıyoruz. Herkesin eşit ve ölümsüz olduğu bir dünya.]
[Leonhardt: Ölümsüz?! Öyle bir şey mümkün değil!]
[Lincoln: Bir yolunu bulmanız gerek profesör, Amerika size istediğiniz bütün kaynakları sunacak.]
[Leonhardt: Size öyle bir şey bahşetmeyeceğim!]
[Lincoln: Onlara da mı etmeyeceksin?]
[Leonhardt: Ne..?]
Koltuktaki tableti aldı ve ekrana Leonhardt'ın evinin içini gösteren bir kameranın görüntüsü geldi. Karısı ve iki çocuğu kanlar içerisinde yatıyordu ve başlarında takım elbiseli adamlar vardı [Lincoln: Ölü değiller ama çok yakınlar. Keşke onları hayatta tutabilecek bir şeyler olsa.]
[Leonhardt: ŞEREFSİZLER!] adamın suratını yumrukladı ama Lincoln'ün attığı tek yumrukla sersemledi.
[Lincoln: Nein Profesör, nein. Enerjinizi boşa harcamayın lütfen.]
Leonhardt bayıldı.
Ertesi gün kendine geldiğinde tanımadığı bir odada uyanmıştı. Kalktı ve odadan dışarı çıktı. Lincoln kapıda bekliyordu.
[Lincoln: Günaydın Profesör, çalışmaya hazır mısınız?]
[Leonhardt: Ailem nerede?]
[Lincoln: Çalışacağın yerdeler.]
İkisi birlikte enstitünün derinliklerine inip üç kapsül ve çeşitli deney malzemelerinin bulunduğu odaya girdiler.
[Lincoln: Ailen bu kapsüllerde donduruldu ve saklanıyor. Ölümsüzlüğü bulduğunda sadece onlar üzerinde kullanmaya iznin var. İstediğin bir şey olursa, kapının yanındaki tuşa basılı tutup isteğini belirt. Yemek, para, kadınlar... İstediğin her şey sağlanacak. Sana güveniyoruz Profesör.] Leonhardt'ın omzuna vurup odadan çıktı ve tek taraflı kapıyı kapatıp kilitledi.
Kapsüllerin içindeki ailesiyle baş başa kalmıştı Leonhardt. Kameralarla izlendiğini biliyordu ve başka çaresi olmadığının farkındaydı. Kapının yanındaki tuşa yaklaştı ve ilk isteğini belirtti [Leonhardt: Canlı insan deneklerine ihtiyacım var.] çok geçmeden kapıdan içeriye mahkum kıyafetleriyle üç kişi gönderildi. Hepsi kelepçeliydi, ağızları bantlanmıştı ve boyunlarında şok tasmaları bulunuyordu.
Üç mahkumu yan yana dizdi ve monitöre bağladığı bir cihaz ile odayı izleyen kameralara bağlandı.
[Leonhardt: İyi çalışıyor gibi.] mahkumlara döndü [Leonhardt: Kamera ve ses sistemlerine sızarak görüntü ve sesi yapay zeka ile sahteleştirdim. Artık burada ne yaptığımı göremezler.] mahkumlar tepkisizdi [Leonhardt: Size bir şey yapmayacağım beyler.] ağızlarındaki bantları söktü [Leonhardt: Yalnızlık insanı delirtir, birkaç arkadaşım olsun diye sizi getirttim.] siyahi adamın göğsünde yazan isme baktı [Leonhardt: Naber Jacob?]
Jacob tepkisizdi.
[Leonhardt: Neden ölü gibisiniz?] cevap alamayınca pes edip çalışmalarına başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...