Yeraltı şehrinden kaçan bütün şeytanlar Shatter'a saldırıyordu. Mei ve Lyla çoktan şehre dönüp herkesi zehir hakkında uyarmışlardı ve şimdiyse şehrin tahliyesine yardım ediyorlardı.
Kucağındaki Vire ve elini tuttuğu Ostad ile birlikte kendilerini takip eden Mei eşliğinde bir evin çatısına çıktı Lyla.
[Lyla: Mei, Vire ve Ostad'ı güvenli bir yere götürmeni istiyorum. Mümkünse Shiro'nun yanına.]
[Mei: Seni bırakırsam efendim çok kızar.]
[Lyla: Shiro anlayacaktır, sadece git.]
[Mei: Peki...]
Bebeğini ve Ostad'ı öptü [Lyla: Ona gözkulak ol oğlum.]
[Ostad: Tamam anne!] Vire'yi kucağına alıp ejderha formuna dönüşen Mei'nin sırtına bindi.
Yavaşça havalanırlarken Lyla, eliyle ağzını kapatıp ağladığını gizlemeye çalışıyordu.
Mei, son sürat efendisinin varlığına doğru uçtu. Başkentin birkaç kilometre uzağında Shatter'a doğru yürüdüğünü görüp alçaldı ve yanına indi Shiro'nun.
[Mei: Efendim!]
[Ostad: Baba!] Mei'nin sırtından inip Shiro'ya sarıldı. Shiro, tepkisizdi.
[Mei: Efendim?] Shiro'yu süzdü ve gerçeği hemen anladı [Mei: Ele geçirilmişsiniz...]
[Ostad: Babam ele mi geçirildi..?]
İnsansı formuna dönüştü [Mei: Size ihtiyacımız var efendim! Kendinize gelmelisiniz!]
Shiro'nun gözleri Vire'ye kitlenmiş durumdaydı.
[Ostad: Yardım etmezsen annem ölecek baba! Herkes ölecek!]
Shiro, bilincini giderek geri kazanıyordu.
[Katsu: Buradasın.] yolun ilerisinde Orenda ile birlikte belirdi. Shiro'nun odağı anında Katsu'ya dönmüştü. Ruh İçen'i çekti.
[Shiro: Ha..?] etrafına bakındı [Shiro: Mei? Ostad? Vire? Burada ne işiniz var..? Katsu?!] kılıcını Katsu'ya doğrulttu.
[Katsu: Dinle. Sana yalan söylediğimi biliyorum fakat artık dövüşmemize gerek yok. İkimiz de Leonhardt'ı ölü istiyoruz.]
[Shiro: Senin yüzünden kaç masum öldü haberin var mı?!]
[Katsu: Eğer işbirliği yapmazsan daha fazlası ölecek. Shatter şu an cehennemden kaçan şeytanlarla savaşıyor.]
[Shiro: Ne?!]
[Mei: Doğru, Lyla bizi sana gönderdi. Durumları çok kötü.]
[Shiro: Neden onları durdurmaya gitmedin Katsu?!]
[Katsu: Ben amacıma çoktan ulaştım Shiro, sana da amacında yardım etmemi istiyorsan teklifimi kabul etmelisin.]
[Shiro: Ne teklifi?]
[Katsu: Şeytanları geldikleri yere geri sokabilecek tek şey, son günah iblisinin ölmesi. Kendisini şu an esir olarak tutuyorum, yani tek yapman gereken Ruh İçen ile onu öldürmek.]
[Shiro: Bu kadar mı? Peki, yapacağım.]
[Katsu: Getir onu Orenda.]
Yerde beliren portaldan karanlık kollarla sarılmış Ilkiya yükseldi. Kristali açıktaydı.
[Ilkiya: Bekle!]
[Shiro: İblisleri dinleyecek vaktim yok.] kılıcını hazırladı.
[Ilkiya: Ben iblis değilim aptal! Bir tanesi içimde yaşıyor sadece!]
[Shiro: Ne fark eder?]
[Ilkiya: Çok fark eder!]
[Katsu: Bitir işini Shiro.]
[Dimera: Beni öldürürsen Ruh İçen'in bedeninideki işgalini Katsu bile durduramaz. Senden bunu yapmanı istemesinin sebebi bu. Kılıcı kendisi kullanamadığı için senin aracılığınla kılıca hükmetmeyi planlıyor. Şu an tanrı güçleri yok, bu yüzden Leonhardt'ı öldürmesinin tek yolu sensin. Gelecekte sorun yaratmaman için kontrol altında olduğundan emin olmak istiyor.]
[Shiro: Neler biliyormuş şu iblis.] Katsu'ya baktı.
[Katsu: Emin ol bana karşı çıkmak istemezsin. Şu an evin dediğin yer şeytanların yuvası olmak üzere.]
[Ilkiya: Beni kurtar ve şunları beraber pataklayalım! Şeytanların da bir çaresine bakarız!]
Shiro, kılıcını kaldırıp savurdu. Ilkiya'yı bağlayan kollar kesilmişti.
[Shiro: Sana güvenme hatasına tekrar düşmeyeceğim Katsu.]
[Ilkiya: Adamsın!] Shiro'nun yanına geçti.
[Katsu: Aptal.]
[Ilkiya: Geberme zamanı tanrı olmayan Katsu! Sana var ya! SANA VAR YA O KADAR ÖFKELİYİM Kİ!] tepeden tırnağa alevlerle kaplandı [Ilkiya: KATSU BENİM! SEN OROSPUYU AL!] Katsu'ya doğru sıçradı.
[Orenda: Hm.] karanlık bir patlamayla ikisi de geri püskürtüldü ve Orenda yükselmeye başladı [Orenda: Sana ihtiyacımız olmasaydı çoktan ölmüş olurdun.] Shiro'ya bakıyordu [Orenda: Ama bu demek değil ki sefil hayatlarınızı daha beter hale getirmemeliyim.] ellerini iki yana açtı [Orenda: Ebedi Karanlık!] masmavi gökyüzü, Orenda'dan yayılan karanlık aura ile kaplandı. Gökyüzü, karanlık bir girdap gibi hareket ediyordu. Artık güneş ışığı diye bir şey yoktu. Tüm dünyaya yalnızca zifiri karanlık hakimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...