Ebedi Karanlığın başlangıcından 1 yıl sonra...
Şeytanların yeryüzüne hükmettiği bir çağ başlamıştı. Güneş ışığı olmadığı için dünyanın büyük bir kısmı tamamen donmuş haldeydi ve buna bağlı olarak fotosentez yapamayan bitkiler ölüp gitmişti. Ekosistem çökmüş, insanların beslenebileceği gıda sayısında ciddi bir düşüş yaşanmıştı. Her geçen gün dünya daha da soğuyor ve oksijen giderek azalıyordu.
İnsanlar artık küçük kamplarda yaşamaya başlamışlardı. Çoğu mağaralar gibi yerlere yerleşmiş olsa da bu kadar şanslı olmayanlar da vardı elbette.
Shiro ve ailesinin yanında Shatter'dan kaçıp hayatta kalmayı başarmış 3 kişi daha kurumuş bir ormanın içerisinde tahta surlarla çevreledikleri bir kampta kalıyorlardı. Depoladıkları yiyecek neredeyse tükenmek üzereydi.
Soğuktan kızarmış burnu ve yanaklarıyla Vire, kamp ateşinin başındaki annesinin kucağında uyuyordu. Shiro ve diğerleri de ateşin başındaydı. Nymera ortamı yumuşatmak için gitarını çalıyordu. Herkesin üzerinde kalın kıyafetler vardı. Shiro zırhını çıkarmıştı çünkü soğukta zırh giymek aptallık olurdu. Onun yerine siyah bir kaban bulmuştu. Ostad da babasının tarzına benzer bir tarzda giyiniyordu.
[Ilkiya: Böyle giderse bitiğiz.]
[Jubilee: Elimizden ne gelir ki? Köşeye sıkıştık.]
[Ilkiya: Çok şey! Tekrar seyahat etmeye başlamalıyız!]
[Lyla: En son seyahate kalkıştığımızda grubun yarısını kaybettik. Bu eski asker kampı olmasaydı bizim de sonumuz aynı olabilirdi.]
[Ilkiya: Hatalarımızdan öğrendik işte! Burada oturup ölümü mü bekleyeceğiz?! Bir şey söylesene şef!] Shiro'yu dürttü.
[Shiro: Daha fazla kayıp riskini göze alamam.]
[Ilkiya: O zaman tek başıma giderim!]
[Mei: Orman şeytanlarla kaynıyor. Ostad ile gözetleme yaparken gördük.]
Mei'nin yanında oturan Ostad ayağa kalktı. Belinde bir kılıç asılıydı [Ostad: Kampı taşıyamayız ama keşif mesafemizi arttırmamız lazım. Yemek bulmalıyız.]
[Shiro: Ben aramaya giderim. Kampı korumak için olabildiğince fazla kişi burada kalmalı.]
[Ostad: Ben ve Mei daha kolay gideriz.]
[Shiro: Hayır.]
[Ostad: Bize ne zaman güveneceksin?!]
[Shiro: Seni ölüme mi göndereyim?! Kampın etrafında uçmanız bile ne kadar tehlikeli haberin var mı?!]
[Ostad: Eninde sonunda bizi bulacaklar zaten! Savaşacak enerjimiz olmadan ne yapacağız?!] sinirli bir şekilde çadırların arkasına gitti.
[Mei: Ostad...]
[Shiro: Peşinden git.] Mei'ye kafasıyla işaret etti.
[Mei: Emredersiniz.] kalkıp Ostad'ın peşine takıldı.
[Lyla: Bu süreç onun için de çok zor Shiro, biliyorsun.]
[Shiro: Biliyorum ama bu kadar bencilce davranmamalı.] ayağa kalkıp kılıcını sırtına astı [Shiro: Yemek aramaya gidiyorum.]
[Ilkiya: Birkaç şeytan getir de mangal yapalım!] herkes iğrenir gözlerle Ilkiya'ya baktı [Ilkiya: Ne? Yemek seçmenin sırası mı?]
[Lyla: Dikkatli ol Shiro.]
[Shiro: Endişelenme.] eğilip Lyla'yı ve Vire'yi öptükten sonra kamptan ayrıldı. Ağaçların arasında ilerlerken üstünden uçup giden Mei ve Ostad'ı fark etmişti [Shiro: Dalga mı geçiyorsun?] peşlerinden koşmaya başladı fakat karanlık yüzünden onları kaybetmişti.
[Mei: Bunu yapmalı mıyız emin değilim Ostad, efendim çok kızacak.]
[Ostad: Geçen yemekleri dağıtırken seni gördüm. Babam kendisinin payını da diğerlerine bölmeni söyledi. Sonra sen kendi payını da bölmeye karar verdin. İkiniz de hiçbir şey yemiyorsunuz.]
[Mei: ...]
[Ostad: Bizim için acı çekmenizi istemiyorum Mei. Ben de bir işe yaramak istiyorum.]
[Mei: Bunu yapmanın başka yolları da va-] bedenine sarılan halatlarla birlikte ağaçların arasına düşerek yere çakıldı.
[Ostad: Mei!] düştüğü yerden kalkıp etrafına bakındı ama kendisini izleyen onlarca ateş kırmızısı gözden başka hiçbir şey göremiyordu [Ostad: Şeytanlar...] kılıcını çekti.
[Mei: Ostad!] ses, Ostad'ın arkasından geliyordu. Ostad, elinde küçük bir ateş yaratarak hemen arkasını dönüp Mei'yi aradı ve onu bulduğunda bedenindeki ipleri kesti.
[Ostad: İyi misin?]
[Mei: Kanadım yaralandı...] yaklaşan şeytanlara doğru ağzından buzdan hançerler fırlattı.
[Ostad: Kampa çok yakınlar!]
[Mei: Formumu koruyamıyorum...] insansı formuna dönüştü.
[Ostad: Gidiyoruz!] Mei'yi sırtına alıp koşmaya başladı. Şeytanlar arkasından geliyordu.
[Mei: Kampın yerini öğrenmek için bizi takip ediyorlar.]
[Ostad: Kampa gittiğimi kim söyledi?] elinde bir alev topu yaratıp önündeki ağaçlara fırlattı ve sola döndü. Yine önündeki bir alev topu daha atıp yine sola döndü ve aynısını tekrarladı. 4. alev topunu attığında dümdüz koşarak alev topu attığı noktaların birbirlerine bağlanışını izledi. Şeytanlar kare şeklindeki alevlerle çevrili bir alana hapsolmuştu [Ostad: Şimdi!]
Mei, Ostad'ın büyü akışına bağlanarak alevleri soğuk aleve dönüştürdü. Alevler giderek büyüdü ve içerideki şeytanlar alev alev yandı.
[Ostad: Başardık Mei!]
[Mei: Evet!]
Alevlerin arasından bir silüet göründü. Yaklaşan kişi Shiro idi.
[Ostad: Eyvah...]
[Shiro: Siz...] Ostad'ın önünde eğilip başını okşadı [Shiro: İyisiniz...]
[Ostad: Kızmayacak mısın..?]
[Shiro: Hayır ama kampın temizliği bir haftalığına sende.]
[Ostad: Kabul!]
[Shiro: Yaptığının farkındasın değil mi?]
[Ostad: Evet... Kendimi ve Mei'yi tehlikeye attım... Özür dilerim.]
[Shiro: Mei özrünü kabul ediyorsa benim için sorun yok.]
[Mei: Ediyorum!]
[Shiro: Güzel, şimdi kampa dönelim. Şeytanların bize bu kadar yakın olması endişe verici ama şimdilik panik yaratmamak adına aramızda kalsın tamam mı?]
[Ostad: Tamamdır.]
Kampa döndüler ve ateşin başına oturdular.
[Shiro: Hiçbir şey yok.]
[Ilkiya: Şeytan getirecektin işte! Cidden çok lezzetliler bak!]
[Shiro: Tabii, tabii. Ostad ve Mei için bir görevim var.]
[Ostad: Nedir?]
[Shiro: Yarın gidip bize güvenli bir rota planlamanızı istiyorum. Gilgenroam'a gidiyoruz.]
[Ostad: Anlaşıldı!]
[Mei: Emredersiniz!]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...