Kalkıp ekipmanlarını topladığı esnada çevredeki insanların hareketsiz durduğunu fark etti Shiro.
[Kadın: Kaderimdeki kişi sendin...] dedi, Shiro'nun arkasındaki kadın.
[Shiro: Ne..?]
[Kadın: Kontrolüm altında olan herkes benimle aynı zihni paylaşır. Eğer teklifimi kabul etseydin onları kurtarabilirdin ancak artık hiçbir ihtimali yok.] kollarını iki yana açtı. Etraftaki insanlar, kadının üstüne çullanıp ona tecacüz etmeye, derisini parçalamaya ve hatta onu yemeye başladılar [Kadın: AHAHHHHH! AAAAHHH!] acı dolu bir zevkin çığlığı yükseliyordu kargaşanın içinden. İnsanlar durulduğunda, yerde yatan paramparça bir ceset kalmıştı.
Grubun içinden bir erkek konuştu [Adam: Şimdi ne yapacaksın Shiro?] bu adama da az önceki kadına yaptıklarını yaptılar.
[Shiro: Kes şunu!]
Başka bir kadın konuştu [Kadın: Elinden ne gelir ki?!]
[Shiro: Tck...] kılıcını çekti [Shiro: Seni durdurmanın tek yolu buysa...]
[Kadın: Gördün mü? Aynı Katsu gibisin. Sen de amacına ulaşmak için her şeyi feda etmeye hazırsın ama her türlü geri döneceğim.]
Durup birkaç saniyeliğine düşündü Shiro. Gerçekten de istemediği birisine dönüşmeye başlamıştı [Shiro: Onları serbest bırakmak için ne istiyorsun?]
[Kadın: Benimle birlikte cehenneme gelmeni istiyorum.]
[Shiro: Başka bir yolu yok mu?]
[Kadın: Var.]
[Shiro: Dinliyorum.]
[Kadın: Beni yanında götür ve ihtiyaç duyduğumda seni kullanmama izin ver.] gülümsedi [Kadın: Ama zamanı gelip öldüğünde ruhunu cehenneme götürecek ve seninle sonsuza kadar yaşayacağım.]
[Shiro: Yanımda bir iblisle nasıl gezebilirim?]
[Kadın: Şu an yaptığım gibi varlığımı herhangi bir canlıya ya da nesneye aktarabilirim. Bunu orjinal bedenimi gizleyerek de yapabilirim.] kadının içinden süzülen pembe aura, yere bir sis perdesi gibi çöktü ve Argrok, az önceki orjinal formunda tekrar belirdi. Az önceki parçalanmış beden tamamen kaybolmuştu.
[Argrok: Bak, iyileştim bile.]
[Shiro: Eğer tek şartın buysa... Kabul etmek zorundayım...]
[Argrok: Aptal olmadığını biliyordum.] pembe sis bulutu tekrar belirdi ve dikenli sarmaşıklarla çevrili bir kalp madalyonuna dönüştürdü kendini.
Shiro madalyona uzandı ve onu boynuna taktı.
[[Argrok: Bunu taktığın sürece beni duyabilirsin.]]
[[Shiro: Etrafta başkaları varken kendini göstermen yasak.]]
[[Argrok: Anlaştık.]]
[[Shiro: Şimdi onları serbest bırak.]]
[[Argrok: Hemen hallediyorum.]]
Çevredeki herkesin ağzından pembe bir sis salınarak madalyona çekildi. İnsanlar kafaları karışmış şekilde etrafa bakınıyordu.
[Shiro: Durumun karışık göründüğünün farkındayım ama artık hepiniz güvendesiniz! Sakin olun ve beni takip edin, sizi köye geri götüreceğim!]
Az önce Argrok'un kontrol ettiği kadın yaklaştı [Kadın: Bizi o canavardan sen kurtardın... Ne yaptığımızı hatırlamıyoruz ama o canavarın sesi kafamızda yankılanıyor. Teşekkür ederiz cesur maceracı!]
[Shiro: Önemli değil...]
Çukurun bir köşesine biriktirilmiş eşyaları giydi herkes. Artık sabaha karşı, Shiro'nun önderliğinde köyün yolunu tutmuşlardı.
Köye vardıklarında öğle vakti yaklaşmıştı. Köylüler yine köprünün başında toplanmış, karşı taraftaki lorda bağırıyorlardı.
[Shiro: Durun!] diye bağırdı. Köylülerin açtığı aralıktan ilerleyerek arkasından gelen köylüleri işaret etti [Shiro: Kayıp köylüleri ve maceracıları kurtardım! Duruma sebebiyet veren şeyin icabına da baktım!]
Atının üstünde süslü giysileriyle oturan şişman lord, bıyığını okşayıp öfkeyle Shiro'ya baktı [Lord: Sen de lanetlenmişsin! Bizi kandırmaya çalışıyorsunuz!]
[Shiro: Al sana kanıt.] çukurdayken beline takmış olduğu Argrok'un boynuzunu havaya kaldırdı [Shiro: İşte iblisin boynuzu! Onu bizzat kendim öldürdüm!]
[Lord: O gerçekten de...] boynuzu tanımış gibiydi.
[Shiro: Yoldayken köylülerle konuştum. Bütün tarım arazileri ve ticaret yolları o tarafta. Eğer bu köprüyü yıkarsanız, bu taraftaki insanları ölüme terk edersiniz. O iblisin artık başınıza bela olmayacağını garanti ederim, lütfen bana güvenin.] tek dizinin üstüne çöktü.
İç çekti [Lord: Tamam, sana güveniyorum. Ödülün için benimle gelmeni isteyeceğim.]
[Shiro: Teşekkür ederim.] demesiyle birlikte bütün köylüler Shiro'yu defalarca kez havaya atıp tuttular. İki tarafın köylüleri de onun için tezahüratlar ediyordu.
Birkaç saatlik kutlamanın ardından kurtardığı 7 maceracıyı da alıp lordun ayarladığı atlarla birlikte şehre döndüler.
Şehre girerken gördüğü tabeladan, şehrin adının Shatter olduğunu ilk defa görmüştü Shiro.
Şehrin güneyindeki yamaçlara kurulmuş kaleye vardıklarında diğer maceracılar gruptan ayrıldı. Shiro ise lordun ofisine kadar gitti.
Lord, masasına oturup Shiro'ya da oturmasını işaret etti.
[Brune: Öncelikle bir tanışalım. Ben Lord Brune. Shatter lordu ve Wonderland Krallığı'nın 3. Prensi.]
[Shiro: Memnun oldum, ben Shiro...] bu, Geordit'in oğlu olmalıydı. Ne olursa olsun kimliğini açığa çıkarmamalıydı.
[Brune: Beceriksiz babam öldüğünden beri kardeşlerim ve ben büyük zorluklar çekiyoruz. Şu son zamanlarda etrafta türeyen iblisler de bu zorluklardan birkaçı. Onlardan birini avlayabildiğine göre oldukça güçlü olmalısın Shiro.]
[Shiro: Aslında buraya ailemle birlikte Wonderland'den geldik. Öncesinde de maceracıydım.]
[Brune: Başkentin durumunun pek iç açıcı olmadığını kabullenmeliyim. Değerli ailenle buraya gelmiş olmanız çok iyi.]
[Shiro: Başkent ne durumda?]
[Brune: En büyük abim Gruan, yeni kral oldu. Suikastı gerçekleştiren kişiyi arıyoruz ama yer yarıldı içine girdi sanki! Görgü tanığı dahi yok!]
[Shiro: ...]
[Brune: Her neyse, gelelim ödülüne. Ailenle nerede kalıyorsunuz?]
[Shiro: Handa.]
[Brune: Öyleyse doğu yakasındaki arazimi size hediye etmeme izin ver. Arazide güzel bir kulübe bulunuyor.]
[Shiro: Çok teşekkür ederim.]
[Brune: Senin yaptığının yanında hiçbir şey. Elbette yanında biraz nakit de vereceğim. Araziye ek olarak 5000 urn.]
[Shiro: Tekrardan teşekkür ediyorum.]
[Brune: Adamlarım seni ve aileni araziye götürecekler. Bu akşam güzel bir yemek yiyip ailecek vakit geçirin. Çocuğun var mı Shiro?]
[Shiro: Bir oğlum var. İkincisi yolda.]
[Brune: Ne güzel, ne güzel! Bize böyle yardım etmeye devam ettiğin sürece arkandayım evlat.]
[Shiro: Eksik olmayın.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantezieÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...