[Kadın: Umarım fazla bekletmemişimdir.] elindeki tepside duran yemekleri masaya yerleştirip tabureye oturdu [Madeline: Önce kendimi tanıtayım, ben Madeline.]
[Shiro: Shiro.]
[Lyla: Ben Lyla, memnun oldum.]
[Ostad: Ben de Ostad!]
[Madeline: Memnun oldum. Hiç buralılara benzemiyorsunuz, nereden geldiniz?]
[Lyla: Çok uzak bir ülkeden, yeni bir hayat kurmak için geldik.]
[Madeline: Çoğu yabancı gibi... Durumun daha iyi olduğunu sanıp başkente geliyorlar ama her yer aynı. Nereye giderseniz gidin fakirlik ve hastalıklar kol geziyor.]
[Shiro: Başkentin adı neden Wonderland?]
[Madeline: Oh, temelden başlıyoruz demek. Kurucu Kralımız Leonhardt, bu şehre, krallığın da ismi olan Wonderland ismini verdi. Kral buradayken her yerin bolluk ve bereket içinde olduğu söyleniyor ama bir anda ortadan kayboldu ve başa geçen çocukları durumu kontrol edemedi.]
[Shiro: Çocukları mı?!]
[Madeline: Huh?]
[Shiro: Pardon... Kraliçe kimdi peki?]
[Madeline: Buraların halkına zulm eden Halbad Krallığının Prensesi Severette. Kral Leonhardt'ın bu zulme son vermek amacıyla politik bir evlilik yaptığı söyleniyor.]
[Shiro: Peki kutsal varlıklar hakkında ne biliyorsun?]
[Madeline: Efsaneye göre Kral Leonhardt, bu toprakları özgürleştirmek için onlarla savaşmış. Kitaplarda, kutsal varlıkların şeytanlardan oluşan ordularıyla korku saçtığı yazıyor.]
[Shiro: Anladım.] ayağa kalktı [Shiro: Biz biraz dinlenelim.]
[Madeline: Elbette, rahatınıza bakın lütfen. Üst kattaki odalardan istediğinize yerleşebilirsiniz.]
[Shiro: Sağ ol. Sıkıntı çıkarsa haber verirsin.] merdivenleri çıktılar.
[Madeline: Elbette.]
Merdivenleri çıkınca sağdaki ilk odaya girdiler. İçeride çift kişilik bir yatak, iki sandalyeli bir masa bulunuyordu. Eşyalar biraz eskiydi.
Ostad yatağın kenarına oturdu, Lyla ile Shiro ise masanın sandalyelerine.
[Lyla: Buradaki etkisi düşündüğümden büyük olmuş.]
[Shiro: Kutsal varlıkları kötü göstererek halkın isyanını önlemiş gibi görünüyor.]
[Lyla: ...] Ostad'a baktı. Yatağın kenarına çökmüş uyuyordu.
[Shiro: Yorgun olmalı.]
[Lyla: Bir çocuk için çok fazla şey yaşıyor.]
[Ostad: Anne... Baba...]
[Lyla: Rüyasında ailesini görüyor sanırım.]
[Ostad: Lyla... Shiro...]
[Shiro: Bizi mi..?]
[Lyla: Bence bir sorun yok. Onu da kendi çocuğumuz gibi sevebiliriz.]
[Shiro: Tabii ki.]
[Lyla: Yaşasın!]
[Shiro: Bu arada beynimdeki çiplerin hepsi mahvoldu. Zamanı durdurma çipi dahil.]
[Lyla: Çantamdaki ekipmanlar ve bendeki çipler de öyle. Portaldan geçerken hepsi gitti.]
[Shiro: Lanet olsun.]
[Lyla: Shiro, şey...]
[Shiro: Hm?]
[Lyla: Sence normal bir hayat sürmemiz mümkün mü? Hazır yepyeni bir yerdeyiz ve bizi bağlayan hiçbir şey yok. Uzak bir yere gidip ailemizle yaşayamaz mıyız?] karnını tuttu [Lyla: Sürekli senin için endişelenmek ikimize de iyi gelmiyor... Hem doğduktan sonra bu olaylar böyle devam ederse ona nasıl güzel bir hayat vereceğiz?]
[Shiro: Bunu ben de düşündüm ama yapamam Lyla. Barışçıl bir hayat sürerek onu yenecek güce erişemem.]
[Lyla: Belki de yenmene gerek yoktur? O buradayken her şeyin güzel olduğunu anlattı değil mi? Geri döndüğünde hepsini ona bıraksak ve her şeyi toparlasa?]
[Shiro: Güce kavuşmayı çok iyi bilirim.] ellerine baktı.
[Shiro: RRRAAAAAARRRHHHH!]
Meka ile bütünleştiği anları hatırladı.
[Shiro: Bütün dünyaya meydan okuyabilirmişsin gibi hissettirir.]
Büyü ile şehrin ortasında yaptığı katliamı hatırladı.
[Shiro: Her şeyi tek başına yapabileceğini düşünürsün ve daha fazlasını arzularsın. İstisnalar varsa bile işimi şansa bırakamam. Üstelik o pislik yüzünden Rei ve Xander... Hayır, herkes. Aisha, Hysteria, Fargus. Hepsi Leonhardt yüzünden oldu. Onu affedemem Lyla.]
[Lyla: Haklısın üzgünüm...]
Lyla'nın ellerini tuttu [Shiro: Sizi koruyacağıma yemin ederim Lyla. Yanınızdan asla ayrılmayacağım.]
[Lyla: Seni seviyorum.]
[Shiro: Ben de seni seviyorum.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 7: Eclipse of the Wonderland
FantasyÖNCEKİ KİTAPLARI OKUMADAN OKUYABİLİRSİNİZ AMA TAM KEYİF ALMANIZ İÇİN ÖNCEKİ KİTAPLARI DA OKUMANIZI ÖNERİRİM! Ne kendisi hakkında ne de nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan bir gencin kıyamet sonrası başkalaşmış topraklarda hayatta kalma ve ku...