EVET

14.8K 503 33
                                    

Kaçmıştım. Cevap verememiştim. O gözlerimin içine bakmış benden evet dememi beklerken benim tek yaptığım ayak üstü bir mazeret uydurup kaçıp gitmekti. İşten çıkmıştım. Eve gelmiştim. Görünmek dahi istemiyordum. Yatağıma yatmış, yorganımın altında yok olmayı bekliyorken telefonum defalarca kez çalmıştı. Yalçın arıyordu.
Telefonumu sessize almıştım. Ona yanıt verebileceğimi sanmıyordum. Ne diyeceğimi kendim bile bilmiyordum ki.
Bir de ciddi ilişki istiyordum. Ciddi ilişki benim neyimeydi ki? Tüm bunlar ise kaderimin bana al sana ciddi ilişki deme şekliydi sanki. Bu da fazla mı ciddiydi sanki?

Ofladım. Yorganımın içinde kaybolmayı beklerken cama vuran bir şey duymuştum. Etrafı dinledim. Yanlış duyduğumu düşünüyordum. Yüzümü ekşittim. Bana evlenme teklifi etmişti, bugün gerçek miydi? Ben en son şu yabancı kadın yüzünden ona sinirliydim, hangi ara devran dönmüştü de beni yine tek bir sorusuyla bu hale getirmişti.
Gerçi ortada bir soru olduğu da yoktu, kesin bir şekilde evlen benimle demişti. Ah, sesi kulaklarımda yankılanıyordu.

Cama yine bir şey çarptığını duyduğumda yerimden kalktım. Yorganı üzerimden çektim ve yatağımdan kalkarak cama doğru yaklaştım. "E yeter ama artık! Bu cama noluyor?"

Perdeyi çekip dışarıya bakacağım an karşımdaki Yalçın'ı görünce neredeyse çığlık atacak gibi olmuştum. Camı açmamı işaret ediyordu. Mermerin ucunda duran bedeni yere düşmemek için büyük çaba veriyorken telaşla camı açmıştım.

"Senin burda ne işin var?!"

"Burda derken pencerende mi? Bak onu bende bilmiyorum güzelim."

İçeriye girmeye çalışan bedeni neredeyse düşecek gibi sendelediğinde kolunu tutarak ona yardımcı oldum. Delirmiş olmalıydı. Buraya kadar nasıl tırmanmıştı ki?
Bütün bu sessizliği bölen kalın sesi ise fısıltıdan çok uzaktı. "Biraz sessiz konuş, herkes yatıyor." dedim. Onu biri burada yakalayacak olursa bu sefer açıklama falan yapamazdım. Bu saatte burada olmasını ne açıklardı ki zaten?

"Annemlerin geldiği gün, odamda saklanacak adam olmadığını söyleyen adamın şimdi penceremde ne işi var gerçekten merak ediyorum Yalçın."

Biraz asabi çıkan sesime karşılık diğer bacağını da içeri aldı ve çok iş yapmış gibi ellerini birbirine vurarak silkeledi. "Aramalarımı açman gerekiyordu."

He şey o konu mu...

Bakışlarımı kaçırıp geriye doğru gidecekken beni bileğimden yakalamıştı. Bedenimi beklemediğim bir hızda kendine çekip kolları arasına aldığında bedenim sertçe onun göğsüne çarpmıştı.

"Bir daha sakın." Beni göğsünün içine almak istiyormuş gibi sarıyordu. Kolları öylesine sıkıydı ki bedenlerimiz birbirine yapışmış sayılırdı. Başını boynumla omzum arasına yerleştirmişken özlemle iç çektiğini duydum. "Sakın kendini benden uzak tutma. Senden haber almama engel olma. Aramıza mesafe sokma, sakın."

Ona sardığım kollarımı sırtına doğru çıkardım. Ellerimi nazikçe sırtında dolaştırıyorken bir elim çoktan saçlarının arasına girmiş ve başını boynuma doğru olabildiğince çekmeyi başarmıştı. Burnunu tenime sürttü. "Şu kadar saatte seni ne kadar özlediğimi tahmin dahi edemezsin Ada. Hayatıma girmeden önce özlemek neymiş, bilmiyormuşum."

Başımı göğsüne gömdüm. Teninden gelen kokusunu ciğerlerime doldururken kolları arasında kaybolmak istiyordum.

"Buraya gel." dedi nazik bir sesle. Parmak uçlarında duran ayaklarımı yerden keserek beni kucağına aldığında doğruca yatağıma adımlamaya başlamıştı. Önce beni dikkatli bir şekilde yatırdı. Hemen sonra o da yatağıma girdi ve yalnızca dakikalar öncesinde yalnız başıma yatıp düşüncelerim arasında neredeyse boğulduğum yerde bu sefer onunla adeta can buldum.

YERLE GÖK ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin