SINIRLARI OLAN ADAM

19.6K 510 62
                                    

EYLÜL ALAŞIK'TAN,

Basamakları zorla çıkıyordum. Dengemi sağlamak oldukça güçtü. Ortadan kaybolan Ada'ya bunun hesabını ayılır ayılmaz soracaktım ama hemen öncesinde ayılmam gereken konular vardı.
Temiz hava alsam kendime gelirim gibi geliyordu ve bu yüzden herhangi bir pencere arıyordum.
Parti genel olarak alt katta olduğu için kalabalık ve tanımadığım insanlardan oluşan grup beni oldukça darlamıştı. Başım da ağrıyacak gibiydi.

Bütün hissettiğim olumsuzluklara karşılık yüzümü ekşiterek çıktığım üst kata bakındım. Gördüğüm uzun koridor haricinde hiçbir şey yoktu. Sanırım bütün pencereler odalardaydı.

Birkaç adım attım ve daha fazla yürüyemeyeceğimi anladığımda karşıma çıkan ilk kapıyı araladım. İçeriye girer girmez odanın ortasında telefonla konuşan Yavuz'la karşılaşmıştım. Durakladım. Dilim hareket etmeyi dahi beceremezken zorla "Kusura bakma, burada olduğunu bilmiyordum." diyerek dışarı çıkmaya çalıştım ama araya girerek beni durdurdu.

"Sorun değil gelebilirsin, bir sorun mu var?"

Sendeleyerek içeri girdiğimde telefonda konuştuğu kişiye kapatması gerektiğini söylüyordu. Gözlerini benden ayırmamıştı. Muhtemelen sarhoş olduğumu çoktan anlamıştı.
Çok garipti, sanırım bugün aramızdaki buzları kırmıştık. Aşağıda henüz partinin başlarındayken güzel sohbet ettiğimizi hatırlıyordum. Tabi sonrasında herkes kendi arkadaş grubuyla vakit geçirmeye başladığında bende Ada'yla birlikte içmeye başlamıştım. Bünyem alkole karşı zayıf değildi, bu gece fazla içmiştim.

"Hava alacak bir yer arıyordum." Pencereye doğru yaklaştım. Beni seyrediyordu. Perdeyi araladım ve pencereyi açarak başımı dışarıya doğru uzattım. Kendimi fazla kaptırmıştım, neredeyse dışarıya doğru kayacakken belimi tutan elleri beni son anda yakalayabilmişti.

"Bu haline göre fazla tehlikeli şeyler yapıyorsun."

Beni pencereden içeri çekip dengemi sağlamama yardımcı olduğunda gülümsedim. "Burası senin odan mı?"

Etrafa bakındı. Sanki benim gibi ilk kez görüyordu. Etrafı kontrol etti. "Burada kaldığım zamanlarda kullanıyorum, çok sık değil." dedi. Başımı anlamışım gibi salladım.

"Siz erkekler ayrı eve çıkma konusunda fazla kararlısınız."

"İnsan otuz yaşına gelince tabi."

Gözlerimi açtım. "Yaşın yüzünden mi yoksa kadınlarla daha rahat ilgilenebilmek için mi?"

Durakladı. Bakışlarını kaçırıp ensesini ovuşturduğunda dudaklarımı birbirine bastırdım. Hiç de öyle bir erkek gibi görünmüyordu, sadece onu denemek için böyle demiştim. O ise sanki itiraf ediyormuş gibi "Kadınları evime davet etmekten pek hoşlanmam aslında." demişti. "Ev daha çok benim özel alanım."

Gözlerim daha da açıldı. Dudaklarımda oluşan gülümsemeye engel olamıyordum artık. Sırıtarak ona doğru yaklaştığımda geriye gidecek gibi olsa da kaçmamayı tercih etti. Düşecek gibi salınan bedenimi tuttu. Ona doğru sokuldum. "İlla ki malum özel alanına almak istediğin birileri vardır?"

Yutkundu. "Sanmıyorum."

"Kestirip atma." diye çıkıştım.

Güldü. Gözlerini kıstı. "Peki madem, bir düşüneyim."

Başımı salladım. Beni kollarımdan tutan elleri usulca sırtıma kaydığında daha rahat ayakta durmamı sağlamıştı. Bir süre sonra "Ayakta duramayacak kadar kötüsün." dedi konuyu değiştirerek.

Yüzümü ekşittim. "Soruma cevap ver. İstediğin bir kadın yok mu, eminim elde edebilirsin." Kıkırdadım. Gözlerimle yüzünü işaret etmiştim. "Yani bu aurayla alamayacağın yok bence."

YERLE GÖK ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin