BASILMA

9.3K 405 32
                                    

EYLÜL ALAŞIK'TAN,

Yatağın yanındaki boy aynasındaki yansımama bakarken yaptığım örgü her ne kadar dört dörtlük olmasa da idare edecek kadar iyi görünüyordu. Saçlarımı hafif de olsa nemli kalacak derecede kurutmuştum.
İki yana ayırdığım saç tutamlarımdan birinin örgüsünü bitirip diğerine geçmiştim.
Tam da o esnada banyo kapısı açıldı. Yavuz içerden yalnızca beline bağladığı basit bir havluyla çıktığında gözlerim aynadaki yansımasından onu takip ediyordu.

Buraya, onun yanına taşındığımdan beri iş çıkışı eve dönüp duş almak iple çektiğim bir andı. Duştan sonra beraber olup bir şeyler yapmamız ise gerçekten evli gibi hissettiriyordu. Bazen birlikte yemek yapıyorduk, bazen dışarıdan söylüyor film seyrederek geceyi kapatıyorduk. Onunla olmak çok, farklıydı, hem çocuksu hem de oldukça gerçekçi düşünen bir erkekti.

Onu seyreden bakışlarımı fark ettiğinde bana doğru yaklaştı. Dolabı odanın diğer tarafındaydı, bir an önce üzerine bir şeyler giyse iyi olurdu.

Bakışlarımı kaçırarak saçlarımı örmeye çalışan parmaklarımı hızlandırdım. Saç tutamımın ucuna kadar gelen parmaklarım lastikle örgümü bitirdiğinde tam arkamda duruyordu. Boyu benden uzun olduğu için yüzünü görebiliyordum.

Kollarını açarak bana arkadan sarıldı. Bedenimi doğruca geniş göğsüne çekerken sırtımı ona yaslarken bulmuştum kendimi.
Başını öne uzatarak dudaklarını yanağımda gezdirmeye başladı. Çok tehlikeliydi.

Kıpırdandım. "Yavuz, önce üstüne bir şeyler giy."

Kolları sıkılaştı. Arkamdaki havlusunu hissedebiliyordum. Sanırım beni baştan çıkarmaya çalışıyordu.
Kolları arasında dönerek ona baktım. Elleri belime inmişti. Kollarımı boynuna sararak onu kendime çektim. "İnat mı edeceksin?"

Güldü. "Evet, öyle yapacağım."

Tek kaşımı kaldırarak ona yaklaştım. "Demek öyle."

Başını salladı. Alnını alnıma yaslamıştı. "Aynen öyle güzelim."

Uzanıp dudaklarını öptüm. Belimde duran ellerini hızla sırtıma çıkararak beni kendine hapsetti. Boynundaki kollarımı sıkılaştırdım. Dudaklarımı ondan ayırmak istemiyordum. Dudaklarının arasında öpmekten örselenen dudaklarımı hiçe sayarak öperken buna devam etmesi için ona daha çok sokuluyordum.

Ben onun aç dokunuşları arasında eriyip biterken kolları bana güç vermek istermiş gibi sıkıydı. Kendimi ona yasladım. Havlusunun açıldığını hissetmiştim. Ayaklarıma düşen havluyu kenara iterek onu yatağa doğru götürdüğümde beni bırakmadan kucağına çekmişti. Dudakları artık boynumdaydı. Aldığı nefesleri duyuyordum.

"Nasıl oluyor da benimle aynı duş jelini kullanıp bu kadar başka, bu kadar harika kokuyorsun?"

Başımı geriye doğru attım. Boynumda dolaşan dudakları oldukça nazikti. Belimi tutan elleri ise daha fazlasını istiyormuş gibi kalçama inmişti. Elleri arasına aldığı kalçalarımı hafifçe sıkarak beni kucağında ilerlettiğinde erkekliğinin üzerinde olduğumu hissetmiştim. Duraksadım. Zil çalıyordu.

O bütün evi bir anda ayağa kaldıran zil sesini duymamış gibi işine devam ediyorken giydiğim tişörtten içeri soktuğu ellerini yakalayarak onu durdurdum. "Yavuz..."

"Efendim güneşim?"

Kucağından kalkmaya çalıştım. "Zil çalıyor, biri geldi."

Umursamadı bile. "Sen duştayken pizza söylemiştim, odur." Uzanıp yeniden ıslak dudaklarını boynuma bastırdığında elleri tişörtümden içeri girmiş tenimde hoyratça geziniyordu.

YERLE GÖK ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin