KARAKOL

15.4K 500 42
                                    

Müzik çok yüksekti. İçtiğimiz şeylerdeki alkol oranı öylesine fazlaydı ki kokteyl diye aldığımız şeylerin hafif olmasını beklerken kendimi çoktan çakırkeyif hissediyordum. Yalnızca bir kadehte bu hale geldiysem devamı olmayacağı kesindi. Oturduğum sandalyede sallanıyor gibiydim. Eylül de benden farksızdı. Hatta o biraz daha fazla etkilenmiş görünüyordu. Başını taşıyamamış masaya koyarak uyuklamaya başlamıştı bile. Geleli yalnızca birkaç saat olmuştu.

Durumundan tek memnun olan kişi kesinlikle Yağız'dı. İçip içip dans etmek için piste giderken açılış yüzünden olsa gerek epey hararetli bir ortam vardı. Herkes tanımadığı insanlarla içli dışlı dans ederken yerimden kalkmaya cesaretim yoktu.

Etraftaki yarı çıplak kızlar direk dansı yapıyorken kalabalık tezahürat tutturmuş onları destekliyordu. Burada ne işim vardı benim?

Boş gözlerle etrafa bakınıyorken arkamda hissettiğim hareketlilik yüzünden o tarafa dönmek zorunda kalmıştım. Bakışlarım bize yaklaşmış olan iki adama kaydı. Sanki gözlerini çoktandır bize dikmişler gibi sarışın olan doğruca Eylül'e uzanmıştı.

"Selam güzelim."

Eylül huzursuzca onu masadan kaldıran adamın ellerini itmeye çalışıyorken araya girdim.

"Dokunma kıza, defolun gidin!"

Ağzımdan çıkan kelimeler çoktan sarhoş olduğumu belli edecek şekilde dökülüyorken yanımdaki adam kolunu omzuma atmıştı. "Kıskanma güzelim, seninle de ben ilgileneceğim."

Ofladım. Adamın omzumdaki kolunu iterek "Defolun gidin! Yoksa güvenliği çağıracağım!" dedim.

Adam koca bir kahkaha atmıştı. "Güvenlik mi? Güzelim burda sen ve benden başka kimse yokmuş gibi düşün."

Güvenlik? Ah tabi öyle boktan bir yerdeydik ki güvenliğin olmamasına şaşırmazdım.

"Kes sesini, bir kere daha bana güzelim dersen o ağzının yerini değiştiririm."

Gülümsemesi genişledi. "Bende sert seviyorum bebeğim, bence harika bir ikili olacağız."

Ne yılışık adamlardı bunlar? Git demeden de anlamıyorlardı?!

"Bana bak..-"

"Hey! Noluyor burda? Kızları rahat bırakın!"

Geriden gelen tanıdık sesi duyduğumda rahat bir nefes alacak gibi olmuştum. Yağız kalabalığın arasından bize doğru geliyordu. Yanımızdaki adamların arıza çıkardığını anlamış olmalıydı. İkisinin arasına girerek olaya her ne kadar el koymaya çalışsa da yanımdaki iri adamın ona bakarak güldüğünü görünce gerçekten korkmaya başlamıştım.

Adam arkadaşına Yağız'ı işaret ederek "Bu mu engel olacak bize?" diye sordu.

Arkadaşı da onun gibi gülerek omuz silkti. İkisi de epey büyük görünüyordu. Yağız'ın zarar göreceğini anladığımda etrafa bakınmaya başlamıştım. Önümdeki tezgaha doğru eğilerek barmenin önüne doğru uzandım ve ortalıkta gördüğüm ilk şişeyi alarak arkama döndüm. Çoktan herkes birbirine girmiş gibiydi. Her şey o kadar hızlıydı ki beynim yavaşlamış gibi hissediyordum.

Yanımdaki adam Yağız'a sert bir yumruk atmış dudağının kenarını kanatmayı başarmıştı. Yağız ise bunun elindeki tek şans olduğunu bildiği için vakit kaybetmeden adamın üzerine atlamıştı.
Adam her ne kadar ondan güçlü olsa da uğraşmak zorunda kalıyordu.

Eylül ise diğer adamın saçlarını tutmuş çekmeye çalışıyordu. Arkadaşına yardım edemeyen adam ise Eylül'ü zapt etmekte zorlanıyor gibiydi.

YERLE GÖK ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin