İnsanın karnının ortasındaki o garip gerilme hissi öyle rahatsız ediciydi ki yerimde duramıyordum. Üstelik bu seferki geçecek gibi de değildi. Genelde sınav öncesi, sunum öncesi ya da ne bileyim basit ama gerici olan şeylerden önce benliğimi saran gerginliğin yanından bile geçmezdi bu seferki. Kıvranıyordum adeta. Ne diyeceğimi de bilsem yine iyiydi.
"Anne..." dedim artık bir yerden bir umut başlamak için. Yoksa sabaha kadar mutfaktan çıkamazdık. Yemek yemiştik, kahve içmek adına mutfağa geldiğinde belki konuşuruz umuduyla onu takip etmiştim. Babam hâlâ salondaydı, bu fırsatı değerlendirmek istiyordum. Annemle konuşacaktım ve annem de babama söyleyecekti. Umarım dile getirebildiğim kadar basit olurdu.
Bir süre devam etmeyip onu beklediğimde bakışları ilgilendiği kahve makinesinden bana doğru döndü. "Efendim canım?"
Şey... Söyleyemeyecektim. Bu öylesine ben biriyle tanıştım ve görüşüyorum demek gibi değildi. Merak edip daha fazlasını sorduğunda ne diyecektim? Zeynep teyzenin büyük oğlu mu? Yağız'ın abisi demek sanki daha kolay gibiydi. Ah Ada! İkisi de aynı kişi sonuçta, ne fark ederdi ki!?
"Yok bir şey. Boş ver."
Önüne döndü. Nefesimi bıraktım. Bu gece konuşmam gerekiyordu. Yalçın mesaj atmıştı, bu gece eve gideceğini söylemişti. Muhtemelen çoktan ailesiyle konuşmuş dahi olabilirdi!
"Anne."
Yine duraksadı. Kahve makinesinin tuşuna basıp bu sefer işini bitirdiği için tamamen bana dönmüştü. Oturduğum yere doğru yaklaştı ve tezgaha elini yaslayarak yumuşak görünen bakışlarını üzerime dikti.
"Söyle Ada, ağzındaki baklayı çıkar artık da rahatla."
Ofladım. "Nasıl söyleyeceğimi bir bilsem..."
Gülmüştü. "Bu konuşmayı ben yaptığımda annemlere evleneceğimi söylüyordum."
Gözlerim açıldı. Yok artık!
Tepkimi fark ettiğinde o da kaşlarını kaldırmıştı. "Biri mi var?"
Başımı salladım. "Biri var."
Ogeday'dan haberdardı. Ayrıldığımızı da biliyordu. Ama birlikteyken onları hiç tanıştırmamıştım bile. Yalçın onun için ilk olacaktı.
"Adı ne?" dedi direkt. Anne adının ne önemi var?
Dudaklarımı ıslattım. "Önce otursana biraz. Garip bir konuşma olacak gibi hissediyorum."
"Ada hadi anlat bir an önce, meraktan çatlatma insanı. Elbette hayatında birileri olacak, büyüyorsun. Bundan çekinme, Ogeday'dan bahsederdin. Yoksa onu affettin de tepkiden mi korkuyorsun?"
Başımı hızla iki yana salladım. "Hayır, o tamamen bitti. Üstelik korkmuyorum da... Sadece biraz çekiniyorum."
"Neden?"
Bakışlarımı tezgaha indirdim. Ellerimle oynuyordum. Pekala, hızlı bir şekilde söylersem bir anda kurtulmuş olurdum.
"Yaşı biraz büyük. Yani benden büyük. Evlenmeyi düşünüyor. Yani düşünüyoruz ama elbette okulumu bitirdikten sonra. Sizinle bir an önce tanışmak istiyor."
Sessizlik oldu. Ona bakmadığım için yüz ifadesini göremiyordum. Başımı iyice eğdim. Takılacağı noktanın evlilik olacağından neredeyse emindim. Yaşımı küçük bulacak olmalıydı, bu konuşmayı zihnimde bütün gün boyunca defalarca kez yapmıştım. Kendimce savunmalarım vardı.
Derin bir nefes aldım. Gözlerimi yüzüne çevirdim. Başını yana yatırmış, beni seyrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERLE GÖK ARASINDA
RomanceEğildi. Dans pistinde yarım bıraktığımız işi bitirmek ister gibi burnunu şakağıma yasladığında tenimi takip ederek doğruca boynuma kaydırmıştı. "Saçların başımı döndürüyor." Burnunu boynuma sürttüğünü hissediyordum. Duraksadı. "Kokun..." Boynuma uza...