MEZUNİYET

8.4K 380 17
                                    

Eksiklik hissediyordum. Her şey tamam gibiydi. Eksiksiz görünüyordu ama aslında eksik olan bir şey vardı. İçimde bir yerlerde koca bir boşluk ve endişe vardı. Yalçın o günden sonra karşıma hiç çıkmamıştı. Kaçıyor muydu yoksa gerçekten de vakti mi yoktu bilemesem de vermem gereken dersler olduğu için yoğunluktan bende bunun peşine düşememiştim. Bunu da yanlış yorumlamasını istemezdim ama o dersleri verip bir an önce okul faslını bitirmeliydim ki düğün sürecimiz sorunsuz bir şekilde geçsin.

Her zaman yanıma gelmek için bir mazeret uyduran adam bu iki hafta boyunca yalnızca mesaj atmakla yetinmişti. Ara sıra onu arayıp sesini duysam da konuşmayı fazla uzun tutmuyordu. Hâlâ kırgın olmalıydı. Ona hak veriyordum ama yalnızca kendi penceresinden bakmak yerine kendini benim yerime de koyması gerekirdi. Ortada güvensizlik diye bir şey yoktu, eğer ondan şüphem olsa zaten bu evliliğe adeta koşarak gitmezdim.

Okul bahçesindeydik. Fakültenin önünde durmuş son dakikaları oynuyorduk. Sınıftan insanlara ve yanlarındaki eşlerine bakarken imrenmiyor değildim. Yalçın'ın gelmesini isterdim ama ona bunu teklif edecek şansım olmamıştı. Bunu doğru düzgün konuşmamıştık bile.

"Hadi Ada! Kendine gel artık!"

Kolumu tutup beni yerimde sarsan Yağız'a yaslanmak zorunda kalmıştım yoksa neredeyse yere kapaklanacaktım. "Yavaş ol biraz."

"Sende dalıp dalıp gitme, her seferinde daha çok sarsmam gerekiyormuş gibi hissediyorum."

Ona ters ters baktım. Hemen yanındaki İlayda ise gözlerini devirmişti. Yağız'a bir tane çakmak istiyormuş gibi bakıyordu daha çok. Bu tavrı beni güldürüyordu.
Neden burada, yanımızda olduğuna gelecek olursak da... O kısmı çok dinleyememiştim. Sanırım Yağız'la bir sınav hakkında iddiaya girmişlerdi ve Yağız beklenmeyecek bir şey yapıp yüksek not aldığı için mezuniyet törenine beraber katılmışlardı.

Garip olan böyle bir koşul sunarak İlayda'yı yanında olmaya zorlaması değil de bir dersten bu kadar yüksek puan almak için çabalamasıydı.
O hiçbir ders için bu kadar çalışmazdı. Sanırım İlayda'yı elde etme konusunda kararlıydı. Ne var ki bunu onu sinir ederek pek başarılı olacağını sanmıyordum.

"Abimle hâlâ dargın mısınız?"

Kolumu tutan elini iterek homurdandım. Hepsi onun yüzündendi zaten. Ne vardı öyle bir soru sormak yerine susup otursaydı? Sanki bazen ilişkime çomak sokmak için dünyaya gelmiş gibiydi.

"Senin yüzünden." dedim ona hafif tripli bir sesle. "İki haftadır yüzünü görmedim."

"Çok çalışıyor diye duydum, malum artık bir aile sahibi olacak."

Nasıl olur da ona güvenmediğimi düşünürdü? Evliliğimizi şimdiden böyle bir gölgeyle karanlığa düşürdüğünün farkında mıydı acaba...

"Sence sadece bu yüzden mi?"

Omuz silkti. "Belki seni görmek istemiyordur."

Yüzümü ekşittim ve kaşlarımı düşürerek kollarımı göğsümde topladım. "Gerçekten istemiyor olabilir mi? Sence o kadar çok mu kırıldı bana? Evlenmekten vazgeçmiş midir?"

"Abartma Ada."

Ağırlığımı tek ayağıma verdim ve yerimde sallanarak ağlamaklı bir sesle ekledim. "O halde neden gelmedi?! Bugün mezuniyetim olduğunu pekala biliyordu ama o bunu kaçırdı. Herkesin sevgilisi yanında, Yalçın'ın da burada olmasını isterdim."

Gözlerim sulanmıştı. Makyajımı bozmak istemiyordum ama bu konuyu ne zaman fazladan düşünecek olsam ağlayacak gibi oluyordum. Canım hakkaten sıkkındı. Yalçın burada olsa ona sımsıkı sarılır, onunla daha ikna edici bir şekilde konuşurdum. Kendimi affettirmek istiyordum. Hatta belki de mezuniyet töreni biter bitmez yanına gitmeliydim!

YERLE GÖK ARASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin