selam biz geldik, (fotoğraftakiler yalçın ve ada temsili değil direkt onlar ahshs)
Gözlerimi açtığımda karşılaştığım ilk şey yastığın yüzü olmuştu. Etrafımı saran erkeksi kokusunu alıyordum. Olduğum yerde biraz kıpırdandığımda Yalçın'ın üzerinde olduğumu yeni fark ediyordum. Başımı omzunun üzerinden kaldırmaya çalıştığımda üzerimdeki elleri sıkılaştı. Sırtımdaki eli belime doğru indi ve bana daha sıkı sarılarak kendine bastırdı. Kalçama inen eli ise onu hafifçe sıkarak "Günaydın." demişti. Demek çoktan uyanmıştı.Uykulu bir sesle "Günaydın." dedim. Başımı kaldırmayı nihayet başarırken benim aksime dinç görünen yüzü yüzümü merakla inceliyordu. Onun bu ilgili bakışlarına karşılık başımı eğerek gizlemeye çalıştım. "Yeni uyandım muhtemelen yüzüm çok şiş, öyle bakma."
Başımı yeniden omzuyla boynu arasına sokarken burnumun kaşındığını hissediyordum.
"Alakası bile yok, hâlâ fazla güzelsin ve ben ilk uyandığın halini de bilmek istiyorum Ada. Hafızama kazımak, hatta defalarca kez böyle sabahları tekrar etmek falan..."
Bütün bu sözlerine karşılık daha fazla utanırken kendimi daha çok gizleme ihtiyacı duyuyordum. Gülerek boynuna daha çok sokulduğumda ise kalçamdaki tutuşu sıkılaşmıştı. "Sabah sabah soluğunla dahi beni uyarabiliyorken benim için ne kadar tehlikeli olduğunun farkında dahi olmadan üzerimde duruyor olman... Ah Ada." Uzandı. Yanağımı öptüğünde beni yavaşça üzerinden yatağa bırakmıştı. Aynı anda kendimi tutamayıp burnumdaki kaşıntıya karşılık hapşurduğumda ise bakışları gözlerimi buldu.
"Hasta mısın?"
"Sanmıyorum."
"Nasıl hissediyorsun?"
Alt tarafı bir hapşuruktu. "İyiyim, sorun yok. Sadece burnum kaşındı biraz." İkinci bir hapşuruk gelmişti. Üzerimdeki gözleri ciddi bir şekilde yüzümü tarıyorken tek söylediği "Benim yüzümden." demek olmuştu.
"Dün seni evine bırakmalıydım."
Yatakta oturur bir pozisyona geçerek "Hayır, benim için sorun değil Yalçın." diye çıkıştım. Yerinden kalkmıştı.
"Sana kahvaltı hazırlayacağım. Ben kahvaltıyı yapana dek nane limon kaynatırım ve onu içersin, daha kötü olmadan önce seni iyileştirelim."
Apar topar odasında gezinmeye başladı. Dün gece çıkardığı tişörtünü bulup giyerken bende yataktan kalkmış ve onu takip ederek odasından çıkmıştım. "Kötü değilim Yalçın, bu kadar endişe etmene gerek yok."
"Olsun yine de önlem almalıyız."
Beraber alt kata indik. Mutfağa yönelen bedenini takip ederek ona eşlik ettim. Kapının önündeyken beni yakalamış ve kucağına almıştı. Birkaç saniye havada kalmıştım. Ondan fiziksel olarak küçük olmamı kullanıyordu. Kollarını arasındaki bedenimi hiç zorlanmadan birkaç metre ötemizdeki tezgahın önünde duran taburelerden birine oturttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERLE GÖK ARASINDA
RomanceEğildi. Dans pistinde yarım bıraktığımız işi bitirmek ister gibi burnunu şakağıma yasladığında tenimi takip ederek doğruca boynuma kaydırmıştı. "Saçların başımı döndürüyor." Burnunu boynuma sürttüğünü hissediyordum. Duraksadı. "Kokun..." Boynuma uza...