"Nerdesin abi, seni bekliyorlar aşağıda. Ada'yı gördün mü?"
Yalçın'ın kolunu tuttum. Kapının arkasındaki varlığımı Yağız'a belli etmeden onu durdurmaya çalışıyordum. Umarım iyi tarafına denk gelirdim de en azından bana biraz daha zaman verirdi. Hemen şimdi herkese her şeyi anlatırsa neyle karşılaşacağımdan pek emin olamıyordum. Dahası tüm bunlara hazır mıydım, onu da bilmiyordum. Çok hızlı gidiyordu.
"Lavaboya gidiyordu en son, bir sorun mu var?"
"Hayır sadece merak ettim. Ben aşağıya ineyim o zaman. Sen de bir an önce aramıza dön."
Onaylayan bir ses çıkardı. Yağız'ın uzaklaşan adımlarının ardından bana doğru dönmüş ve kolunu tutan elime bakarak kapıyı geri kapatmıştı. "Neden korkuyorsun bu kadar?"
"Karşılaşacağım tepkiden emin değilim, beni de anla biraz. Ya bütün bunlardan hoşlanmazlarsa?"
Bana doğru yaklaştı. Nazik ve bir o kadar kibar bir şekilde yüzümü elleri arasına aldı. Parmakları dudağımın biraz altında gezinerek az önce öperken dağıttığı rujumu temizlemeye çalışıyordu. "Seni zaten seven insanlardan bahsediyoruz Ada."
"Beni sevmeleri başka, oğullarının yanında olmamı kabul etmeleri başka."
Gülümsedi. "Ah küçüğüm." Ellerini boynuma doğru kaydırmıştı. Saçlarımı geriye doğru itti. "Sen beni kabul et yeter, diğerlerini ben hallederim." Yüzüme doğru uzandığında geri çekilerek onu durdurdum.
"Aşağı inmen gerekiyor artık. Seni bekliyorlarmış."
Yüzünü ekşitti. Az önce Yağız'la konuştuklarını yeni hatırlıyormuş gibi ellerini üzerimden çekti ve altındaki pantolonun ceplerine koyarak ciddi bir şekilde "Neden ikimizde buradan bir an önce ayrılıp bana gitmiyoruz?" dedi.
"O kadar da değil. Hadi." dedim onu kapıya doğru iterken. Bir yandan da gülüyordum. Bana doğru uzattığı elinden kaçarak onun için kapıyı açtım. Bedenini zorla dışarıya doğru itiyordum. "Hadi Yalçın."
"Hay ben böyle şansın. Ne vardı sanki şu an başbaşa olsaydık?"
"Şşş... Biri duyacak."
"Hayallerimizi gerçekleştiremediğimiz gibi konuşamıyoruz bile." diye homurdandı.
Koridora çıkarak onun önüne geçtim. "Madem öyle sen burda biraz daha dur, düşün ne istiyorsan. Önden ben gideyim."
Kolumu tutmak için uzandığını gördüğümde kaçar adımlarla alt kata inen basamaklara yönelmiştim. Doğruca arkamdan geliyordu. Sanki diğerlerinin ne düşüneceği umrunda değilmiş gibi neredeyse ard arda bir şekilde salona dönmüştük.
Yalçın boş bir yere oturduğunda diğerlerine bakarak "Ben artık eve döneyim." diye konuştum."Aa olmaz, daha çok erken Ada."
"Yok erkenden döneyim en iyisi, yarın şirkete gideceğim zaten erken yatarım. Her şey çok güzeldi, teşekkür ederim Zeynep teyze."
"Rica ederim Ada'cığım, eskisi gibi daha sık gel lütfen."
"Seni ben bırakayım." diye ayaklandı Orhan. Ondan bu çıkışı bekliyordum açıkcası. Hatta biraz da istiyordum. Başbaşa kalıp konuşmak istediklerim vardı.
"Çok iyi olur, teşekkürler."
Orhan bana doğru yaklaşırken diğer herkese de baş selamı verdim. Yağız bunu sonra uzun uzun konuşacağız bakışlarını atıyordu. Yavuz abi ise özellikle bana bakmıyor gibiydi. Yalçın... Yalçın'a da ben bakamıyordum. Muhtemelen şu an sinirden deliye dönmüştü. Yukarıdayken Orhan hakkında söylediklerini hatırladıkça ona hak da veriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERLE GÖK ARASINDA
RomanceEğildi. Dans pistinde yarım bıraktığımız işi bitirmek ister gibi burnunu şakağıma yasladığında tenimi takip ederek doğruca boynuma kaydırmıştı. "Saçların başımı döndürüyor." Burnunu boynuma sürttüğünü hissediyordum. Duraksadı. "Kokun..." Boynuma uza...