Güneş tepedeydi. Asabiyetimin sebebi budur diye düşünüyordum. Terlememek için aldığım buz dolu kokteyli yudumluyorken gözlerim ara sıra ilerdeki Yalçın'ın bedenini buluyordu. Oh ne âlâ memleket adama.
Sinirle karışık bir şekilde kokteyl kadehinin içindeki süslemeleri masaya doğru fırlattım. Bunu yaptıktan sonra fark etmiştim karşımda Yavuz abinin oturduğunu. Tabletindeki bakışları, masaya fırlattığım gereksiz süslemelere kaydı."Bir sorun mu var?"
İkizin yarı çıplak bir şekilde otelin havuzunda yüzerken mi? Yok canım ne sorunu. Adam artık yüzüme bakmıyordu. Sanırım onu kendimle sınamadan önce bana alışmasını beklemeliydim. En azından bana alışsaydı şimdi şezlonglardaki kızlara gövde gösterisi yapmak yerine bana yapardı.
"Yok öyle sıcak oldu da biraz. Bunaldım."
Yüzünü ekşitti. Sıcak olduğunu ona hatırlatan benmişim gibi eliyle kendine hava yaptı. Omzunun üzerinden arkasına bakarak "Sen de yüzsene." diye güzel bir öneride bulunmuştu.
Hayalkırıklığıyla karışık bir şekilde üzerimdeki bikini takımıma baktım. Yalçın o havuzdayken hayatta oraya girmezdim.
"Yok ya birazdan girerim ben. Senin işin çok mu?"
Tabletine döndü. Sanki Yalçın buraya tatile, o da işe gelmişti. Geldiğimizden beri Yalçın'ın işlerle ilgili yaptığı tek şey toplantıya dahil olmaktı. Yavuz ise başını kaldıramıyordu.
"Aslında biraz var malesef."
Önümdeki kadehe uzandım. İçimden bir ses Yalçın'ı çağır, ona yaptır dememek için zor duruyordu. Hem belki o zaman üzerine bir tişört giymek aklına gelirdi.
İçeceğimin içindeki buzlardan birini ağzımın içine aldım ve beni serinletmesini umarak emmeye başladım. Bakışlarım Yavuz abinin yeniden tabletiyle ilgilenmesini fırsat bilerek havuza dönmüştü. Yalçın'ın çıplak bedeninin çoktan havuzun kenarına çıktığını görmüştüm. Etraftaki bütün kadınların ilgisini çekmişti. En köşedekinin dahi hemde. Tamam sensin be adam! Yeter.
Bulunduğumuz masaya doğru döndüğünde telaşla önüme dönmeye çalışmıştım ama yanlışlıkla ağzımdaki buzu boğazıma kaçırarak öksürmeye başlamam kendimi ele vermek için yeterli olmuştu. O masamıza doğru yaklaştıkça ben öksürüyordum. Yavuz abi ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bana bakıyorken iyi olduğumu işaret edip öksürmeyi kestim. Yalçın da masaya geldi.
Gitmeden önce boş bir sandalyenin üzerine bıraktığı saç havlusunu aldı. Bakışları bana dönmediği için onu rahatça seyredebiliyordum. Omuzlarına koyduğu havlunun kenarlarını avcunun içine almış saçlarını kuruluyordu. Uzanıp Yavuz abinin içeceğine sarıldı ve buzlu birayı tek dikişte içti. Sen adam mısın be? Ulan zalım. Hepsi beni kudurtmak içindi. Biliyordum, inadına yapıyordu. Onu reddettiğim için pişman olmamı istiyordu. Onu böyle seksi yaz kliplerinden fırlamış gibi görünce kollarına atlayacağımı falan sanıyordu heralde. Çok beklerdi.
"Yalçın yüzme işin bittiyse biraz da sen baksan şu raporlara? Dün gece çok uyuyamadım, sabah da erken kalktık malum. Odama çıkıp yatmak istiyorum biraz."
Nemli saçlarını rahat bırakıp göz ucuyla tablete baktı. Ben o saçlarına neler yapardım neler...
"Tamam hallederim birazdan, git yat sen."
Birazdan mı dedi o? Hâlâ ne birazdanı? Otur işinin başına artık. Giy şu tişörtünü be adam!
Ofladım. Sesli bir şekilde ağzımdan kaçan sese karşılık ikisinin de bakışları bana dönmüştü. Yalçın'ın nihayet gözlerinin üzerime döndüğünü görmek heyecanlandırmıştı. Kalbim anlık olarak hızlandı. Oturduğum yerde dikleşerek, taburede olmama rağmen bağdaş kurduğum bacaklarımdan birini çözdüm ve serbest bıraktım.
Bakışları ağır ağır yüzümden aşağıya kaydığında bikini takımımın üzerimde nasıl durduğunu kontrol etmemek için kendimi zor tutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERLE GÖK ARASINDA
Roman d'amourEğildi. Dans pistinde yarım bıraktığımız işi bitirmek ister gibi burnunu şakağıma yasladığında tenimi takip ederek doğruca boynuma kaydırmıştı. "Saçların başımı döndürüyor." Burnunu boynuma sürttüğünü hissediyordum. Duraksadı. "Kokun..." Boynuma uza...