Aileler ve yakınlarla vedalaşıp arabaya bindiğimde Yalçın da sürücü koltuğuna oturmuştu. Etrafa attığımız gülücükler son bulmuştu. Başbaşa kalmıştık. Vakit kaybetmeden arabayı çalıştırıp düğün mekanından uzaklaşmaya başladığında eğilip ayakkabılarımı çıkardım. Bacaklarım kopacak gibiydi!
"Nasılsın?"
Karnımdaki kramplar geçmiş sayılırdı. Sadece midem bulanıyordu. Ah tabi birde bütün o kalabalığa karşılık başım ağrımaya başlamıştı.
"Daha iyiyim."
Emniyet kemerime uzandığımda midemin normalden daha fazla çalkalandığını hissetmiştim. Hareket etmeyi bırakarak camı açtım. Yalçın ters giden bir şeylerin olduğunu anlamış gibi bakışlarını yoldan bana çevirdi. "Hastaneye gidiyoruz Ada, iyi olduğun falan yok."
"Hayır. Sağa çek, biraz temiz hava alayım."
Camı açmama rağmen yetersiz gelen havayı içime çekerken ısrar ettim. "Yalçın lütfen, iyi gelmezse hastaneye gideriz. Ama önce sağa çek, arabana kusmak istemiyorum."
Dediklerimden sonra bunu kabullenmiş gibi görünüyordu. Arabayı sağa çekti. Apar topar dışarı çıktım ve sırtımı arabaya yaslayarak derin nefesler almaya başladım. Bacaklarım güçsüzleşmişti. Çıplak ayaklarım asfaltın soğukluğunu hisseder hissetmez bütün bedenimi uyarmıştı.
"Yediğin bir şey mi dokundu? Düğündeki yemeklerde mi bir sorun vardı acaba..."
"Öyle olsaydı seninde bu durumda olman gerekirdi, telaş yapma. Basit bir şey atlatmadık, stresli bir süreçti. En sonunda patlak verdi işte."
Yanıma yaklaştı. Titriyordum. Bana doğru uzanıp sarıldığında arabaya yaslanan bedenim bu sefer ona sığınmıştı. Başımı göğsüne koydum. Yoldan geçen arabaların sesi dışında kulağımın dibinde atan kalbini duyuyor olmak farklı bir huzur veriyordu.
"Yalçın..." dedim kısık bir sesle. Belki arabaların gürültüsüne beni duymaz diye düşünüyordum ama o hemen ardından "Efendim güzelim?" demişti. Gülümsedim.
"Kalbin çok güzel atıyor."
Saçlarımı okşadı. "Atmasını sağlayan da çok güzel, ondandır."
O an çok garip bir his bedenimi kaplamıştı. Sanki bütün sistem kapanıyormuş gibiydi. Göz kapaklarıma binen ağırlık önce gözlerimi kapatmama neden oldu. Hemen ardından güzel bir veda etmek istermiş gibi ona tutundum ama karanlık bedenimi öyle hızlı ele geçirmişti ki ne olduğunu dahi anlamadan bilincim bütün bu hengameye yenik düştü. Sanırım en sonunda gerçekten patlak vermiştim. Yenilmiştim. Hissettiğim son şey onun kollarının beni daha sıkı sarması oldu. Yere düşürmemek için bedenimi sıkıca tutarken adımı seslendiğini duysam da ona cevap veremedim.
"Ada?.."
Gözlerimi açmadan önce hissettiğim nazik dokunuş saçlarımın üzerinde dolaşıyordu. Saç tutamlarımı okşayarak severken bu dokunuşun Yalçın'a ait olduğunu adım kadar iyi biliyordum.
Onun dokunuşunu zifiri karanlıkta bile tanırdım.Göz kapaklarımı yavaşça araladığımda gözüme çarpan tavandaki florasan lambalar yüzünden yüzümü ekşittim. Yalçın hemen uyandığımı fark etmişti. "Ada? Güzelim? İyi misin yavrum?"
Saçlarımı okşayıp geçen elinin dokunuşuyla beraber gözlerimi bir kere daha araladım. Boğazım kurumuştu. Kolumdaki serumu fark ettim. Hastanede olmalıydık. Baş ucumda oturan adam ise endişeden deliye dönmüş gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERLE GÖK ARASINDA
RomanceEğildi. Dans pistinde yarım bıraktığımız işi bitirmek ister gibi burnunu şakağıma yasladığında tenimi takip ederek doğruca boynuma kaydırmıştı. "Saçların başımı döndürüyor." Burnunu boynuma sürttüğünü hissediyordum. Duraksadı. "Kokun..." Boynuma uza...