Ağzım açık bir şekilde Özgüre bakıyordum. Bu kadarını beklemiyordum. Gerçekten beklemiyordum."Özgür! Tamam kapat konuyu! Yeterince saçmaladın" Özgür Fıratı umursamadan bana döndü "Barış yanlış anlama. Bunu sana anlattım çünkü bilmeye hakkın var. Sonuçta Fırat seni evine getirdiyse bu çok yakın olduğunuzu gösterir. Bilmeni istedim ki yanlış bir şey söyleme"
Kafamı salladım "Yok saol iyi oldu bildiğim ama Fırat anlatsa daha iyi olmazmıydı sence?" Omuz silkti "Olsun, bişey olmaz"
"Konuşun konuşun ya. Ben yokmuşum gibi konuşun siz!" Fırata baktım. Sinirle bakıyordu Özgüre, fazla üstelemeden konuyu değiştirdim. "Her neyse, Fırat benim yaptığım pasta nerde. Onu yiyelim"
Fırat bana bakınca yüzündeki sinir gitti ve gülümsedi. "Önce kahvaltı yapsan daha iyi olmazmı?" Omuz silktim "Yiyelim işte ya. O kadar yaptım."
"E iyi o zaman. Dolaba koymuştum bozulmasın diye" Kafamı sallayıp ayaklandım. Tam salondan çıkarken arkamı döndüm. "Sizde yermisiniz?"
"Valla ben yerim. Yemiyeli uzun zaman olmuştu." Kafamı sallayarak Fırata baktım. "Bende yerim" Gülümseyerek mutfağa ilerledim. Arkamdan gelen fısıltılara aldırış etmedim.
Büyük ihtimalle Fırat bu konuyu benim yanımda açtığı için Özgüre kızıyordu.
Mutfağa girince hzıla dolaptan pastayı çıkartıp tezgaha koydum. Mutfak dolabından 3 tane düz tamam ve üç çatal alıp tazhaga koydum. Pastayı dilimleyip tabaklara yerleştirdim.
İki tabağı alıp salona gittim. Salona girdiğimde hızla içeri koştum. "Hop hop! Ayrılın!"
Fırat Özgür'ün yakalarından tutup onu ayağı kaldırmıştı. İkiside birbirine sinirle bakıyordu.
Fırat benim sesimi duyunca ondan ayrıldı. Koltuğa oturduğunda ilk ona sonrada Özgüre pastasını verdim. Kendi pastamı almaya giderken konuştum
"Ben gelene kadar o koltuklardan kalkılmicak!" Ben konuştuktan sonra Özgür'ün bağırdığını duydum "Tamam anne!"
Dalga geçerek bağırıyordu. Fazla üstelemeden tabağımı alıp geri salona döndüm,ve kendimi koltuğa bıraktım. Ben üçlü koltuğa oturmuştum. Fırat ve Özgürde karşılıklı tekli koltuğa oturmuştu. Özgür pastadan bir çatal alırken Fıratta sinirle bakıyordu ona.
Niye onu sevmiyordu ki?
Özgür Fıratı seviyordu ve yanında duruyordu. Ama Fırat öyle değildi. Neden sevmiyordu ki? Ne kötülüğünü görmüş olabilirdi acaba?
"Oha lan çok güzel" Özgürün sesiyle ona baktım. İştahla pastayı yiyordu. "Beğenmene sevindim." "Valla tadı güzel derlerdi ama bu kadar güzel olduğunu tahmin etmemiştim. Cidden yemeye değermiş"
Dediği şeyle güldüm. "İyi o zaman bundan sonra ne zaman yapsam sana bir dilim ayırırım aklımda bulunsun"
O kafasını sallarken Fırata baktım. Hâlâ yememişti. "Yicekmisin?" Sorduğum soruyla ilk bana sonra pastaya baktı. Cevap vermeden bir çatal alıp azına attı. Ağzındakini bitirince gülümsedi
"Çok güzel olmuş eline sağlık" Gülümseyerek teşekkür edip kendi pastamı yemeye başladım. Uzun bi süre sessizce pastalarımızı yedik. Bu sessizliği Fıratın çalan telefonu bozdu.
Fırat telefonuna baktığında gördüğü isimle kaşlarını çattı. Ardından bana dönerek "Şuna cevap verip geliyorum"
Kafamı salladığında ayağı kalkıp salondan çıktı. Kimdi ki şimdi onu arayan? Neyse. Önemli birşeyse bana söyler öyle diğilmi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Başkasın Yesari BxB
Fanfiction|Tamamlandı.| Asosyal olan Barış'ın tek arkadaşı geceleri sürekli camına konan yarasadır. Ama onun sadece bir yarasa olmadığından habersizdir. ~Barış ve Fırat'ın hikayesi~ -Argo ve cinsellik içerir- -BxB kurgudur-