Yüzümden silemediğim sırıtışla hazırlanıyordum. Ama bir yandan da sinirliydim. Bugün iki haber almıştım. Biri beni mutluluktan havalara uçururken diğeri mahcup etmişti ve birazcık sinirlendirmişti.Büge çocuk gelişim mezunu olduğu için onunla Onur hakkında konuşmuş ve olayları anlatmıştım. Ve saolsun bugün benim için bir şekilde onu görmeye gitmemiz için izin almıştı! Ben, Büge ve Fırat gidecektik.
Diğer haber ise aslında kötü bir haber değildi. Ama kendimi mahcup hissettiğim bir haberdi.
Fıratın işleri iyiye gitmeye başladığı için aldıkları maaşlarda artmıştı. Ve Fıratla Özgür'ün çocukluktan kalma bir hayalleri varmış. Eğer işleri iyi giderse yan yana olucak şekilde iki villa tarzı ev alıp komşu olmak istiyorlarmış. Normalde gerek yok derdim. Ama anlatırken gözlerinin parladığını ve çocukluk hayalleri olduğundan bahsettiği için kabul etmiştim.
Yani kısaca bugün Onuru gördükten sonra, ev bakmaya gidicektik.
Aynadan üstümü kontrol edip odadan çıktım. Mavi bir tulum içinede beyaz bir tişört giymiştim. Çok çocuksu duruyordu, ama tatlıydı.
Salona girdiğimde Büge ve Fıratın sohbet ettiğini gördüm. "Ben hazırım!" Fırat sesimle cümlesini yarıda kesip anında bana baktı. Üstüme baktığında gülümsemesi büyümüştü.
"Ayy! Barış bune!? Çok tatlı olmuşsun!"
Bügenin tepkisiyle gülmeye başladığımda Fırat ayaklanarak yanıma geldi. Elini belime atarak beni kendine çekti ve saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Çok güzel olmuşsun."
Dediği şeyle gülümsemem büyürken konuştum. "İkinizede teşekkür ederim, ama artık çıksakmı? Ben beklemek istemiyorum." Dediğim şeyle güldüklerinde Büge de ayağı kalktı ve kapıya yöneldik.
Onuru çok özlemiştim!
-
-
-"Bayış abi baaak!" Onurun arkasından çıkartıp bana gösterdiği oyuncakla gülümsedim. "Aaa seninmi bu?" Hızla kafasını salladı.
Evden çıkar çıkmaz yetimhaneye gelmiştik. Büge saolsun. İşlemleri halledip Onur'u görmemiz için izin almıştı.
Şimdide ben Onurla oynarken Fırat diğer çocuklarla uğraşıyordu. Yetimhanenin bahçesine girer girmez bütün çocuklar Fıratın etrafına doluşmuştu. Bir sürü soru soruyorlardı ona mesela 'Gözlerin gerçekten mavimi?' 'Gözlerine dokunabilirmiyiz?' 'Boyun nasıl bu kadar uzun?' ve daha niceleri.
Tabi Büge ne yapıyor derseniz söyliyim. Fırata anıra anıra gülüyor. Bügeye bu birkaç günde bile hızla alışmıştık. Çünkü cidden benim kız halimdi. Hareketleri falan aynı bendi yani.
Büge ona gülerken Fırat ona ölümcül bakışlarını gönderiyordu. Ama Bügenin umrundamıydı? Hiç sanmıyorum.
Onur aklına birşey gelmiş gibi hızla ayağı kalktı. "Bayış abi ben sana bişi gösteyicektim!" Kaşlarımı kaldırdım. "Ne göstericektin fıstığım?" Onur hızla etrafa bakarak bizi izliyen biri olup olmadığına baktı. Ardından beni ayağı kaldırıp yürütmeye başladı.
"Kimse göymesin Bayış abi hadi hızlı!" Gülerek onu takip ettim. Yetimhanenin arkasında duvar köşesine geldiğimizde kaşlarımı çattım. Onur hızla köşede duran büyük koliyi kaldırıp bana getirdi. Koliyi ondan alıp yere koydum. İçini açtığımda gördüğüm şeyle gözlerim büyüdü.
Bir tane van kedisi vardı. Ve hamile olduğu her halinden belliydi. "Yuyttaki yemekleyden veyemiyoyum. Sen götüyüysen ona iyi bakaysın dimi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Başkasın Yesari BxB
Fanfiction|Tamamlandı.| Asosyal olan Barış'ın tek arkadaşı geceleri sürekli camına konan yarasadır. Ama onun sadece bir yarasa olmadığından habersizdir. ~Barış ve Fırat'ın hikayesi~ -Argo ve cinsellik içerir- -BxB kurgudur-