-
-
-"Murat abi iznin olursa. Gidip Barışı görebilirmiyim?"
Murat abi gülümsedi. "Gel götüriyim seni" Ayağı kalktı. Tam ilerlicekken Güney onu durdurdu. Parmağıyla beni göstererek konuştu
"Eğer bu abi içeri girerse bende girerim. Barış abiyi özledim! İzin vermiyorsunuz gidip göriyim ya!" Murat abi bi bana bi güneye baktı
"Tamam oğlum bi dur bakalım Fırat abin konuşsun. O zaman bakarız" Güney somurtarak koltuğa oturdu. Onun bu haline güldüm. Bana Barışı hatırlatıyordu.
Murat abinin arkasından ilerledim. En köşedeki odanın kapısında durdu. Kapı kapalıydı.
Kapıyı çaldı "Barış, yeğenim bak arkadaşın geldi. Seni görmek istiyor" "Hayır geri gönder!"
Sesi çok güçsüz çıkıyordu. İçim parçalanmıştı sanki.
"Ama bak Fırat geldi" Bu sefer ses gelmedi. Murat abiye döndüm. "Saol Murat abi, bundan sonrasını ben hallederim. Sen içeriye geç. Ben yanlız konuşayım"
Murat abi tereddütle baktı. Daha sonra kafasını sallayıp geri çekildi ve içeri döndü.
Murat abi gidince elimi kapı koluna attım. Derin bi nefes alarak kapıyı açtım. Yavaşça içeriye girdiğinde Barışı gördüm. Yatağın üstünde duvara yaslanmış, dizlerini de kendine çekmiş oturuyordu.
Göz altları morarmış ve kızarmıştı. Berbat görünüyordu.
Kapıyı örttüm ve yanına ilerledim. Yatağın yanına gelince aynı onun gibi oturdum ve sırtımı duvara yasladım.
Bi süre ikimizde konuşmadık. Aramızda ölüm sessizliği vardı. Daha fazla dayanamadım ve ona döndüm.
"Barış" Bana bakmadı. Zaten niye bakıcaktıki "Şuan nasıl hissettiğini çok iyi biliyorum. Seni en iyi ben anlarım. Bende tattım bu duyguyu. Annesizlik bir canlının başına gelebilecek en kötü şey bile değil."
Önüne bakmaya devam etti. "Barış. Biliyorum hiç yeri değil. Ama cidden çok özür dilerim. Sana öyle davranmsmalıydım. Ama sebeplerim vardı. Söz sorduğun zaman herşeyi anlatıcam ama şimdi"
Diyip kollarımı açtım. Kafasını çevirip bana baktı. Gözleri yaşardığında daha fazla dayanamayıp bana sarıldı. Kollarını boynuma doladığında bende kollarımı beline doladım.
Sarıldığım an ağlamaya başladı. "Fırat, annem. Son kez göremedim onu. Son kez sarılamadım. Son kez kokusunu içime çekemedim. Ölemez o, ölemez! Beni bırakamaz!"
Daha şiddetli ağladığında duvara yaslandım ve onu kucağıma çektim. Hiç bozuntuya vermeden yan bi şekilde kucağıma oturdu.
"Kâbus olsun istiyorum. Kâbus olsun, böyle annem gelsin beni bu kâbus'tan uyandırsın. Ben burdayım desin. Ben ona sarılayım. Ama olmuyor! Bir türlü uyanamıyorum bu kâbustan!"
Ona daha çok sarıldım. Saçlarını öptüm "Biliyorum, hemde çok iyi biliyorum. Anneni kaybettiğinde oluşan o boşluğu, birden ortaya çıkan güven eksikliğini. Hepsini. Hepsini biliyorum, ve seni çok iyi anlıyorum. Herkesden daha iyi anlıyorum. Benim o zamanlar yanımda destek olcak kimsem yoktu. Ama söz veriyorum, seni asla yanlız bırakmicam. Beraber atlatıcaz. Beraber iyleşicez."
Kafasını kaldırıp yaşlı gözlerle bana baktı "Sözmü" Gülümsedim
"Ölen annem üzerine söz veriyorum. Seni asla yanlız bırakmicam. Asla o boşluğa düşmene izin vermicem"
Gülümseyerek bana baktı. "Neden yaptın" Dediği şeyi anlamıştım. "Korktum"
Kaşlarını çattı ve doğrulup yüzümle aynı hizaya geldi. "Neyden korktun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Başkasın Yesari BxB
Fanfiction|Tamamlandı.| Asosyal olan Barış'ın tek arkadaşı geceleri sürekli camına konan yarasadır. Ama onun sadece bir yarasa olmadığından habersizdir. ~Barış ve Fırat'ın hikayesi~ -Argo ve cinsellik içerir- -BxB kurgudur-