43.

149 13 33
                                    

"Bebeğim geliyormusun!" Fıratın seslenmesiyle bağırdım. "Sen arabaya geç geliyorum ben!" Onaylar bişeyler duysamda sesimi çıkarmadım.

Hızla telefondan kargo takipe bakmaya devam ediyordum. Sözde dün sipariş vermiştik ama şansıma bugün akşama doğru kargo gelir gözüküyordu.

Birde bugün biz Güney'i parka götürecektik! Napıcam ben şimdi!?

Derin bir nefes alarak planı kafamda toparlamaya çalıştım. Tamam. Şimdi şöyle yapıcam, Güney'i Fıratın evine yakın bir yerde parka götürcek ve kargonun gelmesine yakın bir bahaneyle eve kaçacaktım! Evet. Yaparım ben bunu.

Hızla evden çıkarken anahtarıda yanıma aldım ve arabaya doğru ilerledim. Ben bunu düşünürken Efenin hali geldi aklıma. Benimki bugün geliyorsa onunkide geliyordur, ve o okulda!

Ben açığa geçmiştim bu dönem o yüzden fazla sıkıntı yapmıyordum. Ama Efe açığa geçememişti, okula gidip gelme işine devam ediyordu. Ben rahattım. Ama umarım onunkini annesi filan açmazdı. Birde babası açıyormuş- aboovv.

Ben kendi kendime gülerek arabaya bindiğimde Fırat bana bakıyordu. "Noldu yavrum neye gülüyorsun?" Ona baktığımda gülümsemem büyüdü. "Güneyle parka gidicez ya. Eski günler geldi aklıma." Aklıma gelen ilk yalanı söylemiştim. Bence başarılı olmuştum.

Ama tam yalan değildi. Şaka maka arada geliyordu eski anılar aklıma.

Fırat arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında ona döndüm. "Aşkım senden bişey istiyebilirmiyim?" Aşkım dediğimde yutkunduğum gördüm. Sen dur Fırat bugün senin iyi günün. Yarın nasıl tıpış tıpış dediğime gelicen bak gör.

Fırat boğazını temizleyerek konuştu "İste yavrum." Kendini tuttuğu çok belliydi. "Eee Güneyi senin evin yakınlarında olan bir park vardı ya oraya götürsek?" Fırat kaşlarını kaldırdı ve gözlerini yoldan ayırmadan konuştu. "Niye?"

"Ya ben orda çok güzel oyuncaklar görmüştüm de merak ediyorum." Fırat güldü. "Bebeğim Güney oyniyacak onlarla sen değil." O gülmeye devam ederken kaşlarımı çattım. "İyi! Bende Güney için söylemiştim zaten!" Kollarımı bağlayıp ona kıçımı dönerek kafamı cama yasladım.

Trip moduna girmeme rağmen hâlâ gülme sesi geliyordu. Bir yerden sonra bana seslendi. "Barıış." Uzatarak adımı söylediğinde cevap vermedim. Trip atıcam işte. Hem bu sayede kabulde eder.

"Baarıış. Bebeğiim." Gülmemek için yanağımın içini dişlemeye başladım. Kaç yaşındaki adam, yaptığı şeye bak ya!

Birden araba durduğunda kaşlarım daha çok çatıldı. "Niye durdu- Aaaa!" Konuştuğum an birden Fıratın beni kendine çekmesiyle çığlık attım. Tamam bunu beklemiyordum.

Beni yan bir şekilde kucağına oturttuğunda ona baktım. Sırtım sürücü koltuğunun kapısına değiyordu. "Minik bebek küsmüşmü bana? Hm?" Dediği şeyle kollarımı tekrar bağlayıp kafamı çevirdim. Önümüze baktığımda yolun kenarında durduğumuzu farkettim. Neyseki yolun ortasında durmamış.

Fırat bir elini çeneme koyarak ona dönmemi sağladı. Hâlâ kaşlarım çatıktı. Fırat sırıtarak tüm yüzümü izlerken dişlerinin arasından konuştu. "Şuan seni yememek için zor duruyorum!"

Dediği şeyle sırıttım. Kollarımı çozüp boynundan geçirdim ve iyice ona yaklaştım. "Aslında. Durmanı gerektirecek hiç birşey yok hm?" Dudaklarına nefesimi vererek konuştuğunda yutkundu. Ha gayret Barış! Al adamın aklını!

"Hm? Niye duruyorsun?" Kalçamı ona sürtmeye başladığımda belindeki elim kalçalarımı buldu. "B-barış dur!" Kekelemeye başladı, devam! Kalçamı daha hızla sürtmeye başladığımda yutkundu. Gözleri kararıyordu.

Sen Başkasın Yesari  BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin