33.

282 20 18
                                    


-
-
-

Bulunduğum yerde yayılarak iyice Fırata sokuldum. Sabahki yaşanan olaydan sonra Fırat beni duşa sokarak güzelce temizlemişti.

Duştan sonra yatmamı istemişti, ama ben canımın sıkıldığını söyleyince salona geçmiştik.

Kalçam ağrıdığı için koltuğa oturamamıştım. Bu yüzdende Fırat beni kucağına oturtmuştu.

Şuan yan bir şekilde Fıratın kucağında oturuyordum. Biz salona geçtikten birkaç dakika sonra Özgürler gelmişti. Şansıma daha yeni uyandıkları için hiçbirşey duymamışlardı.

Özgür mutfakta yiyecek birşeyler hazırlarken Efe yanımıza oturmuş Fıratla sohbet ediyordu. Fırat'ta bir elini belime koymuş, diğer eliyle de saçlarımı okşuyordu.

Bu hareketi beni daha çok mayıştırırken Özgür'ün sesini duydum. "Yemek hazır! De yahde!" Özgür'ün söylediği şeyle Efe gülmeye başlarken Fırat yavaşça beni dürttü.

"Barış?" Kaşlarımı çattım ama gözümü açmadım "Hmh?" Saçlarımı okşamaya devam ederken konuştu. "Hadi gel birşeyler yiyelim." Omuz silktiğimde güldü.

Birden beni kucağında yüz yüze oturttutdu. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda kalçalarımdan tutarak ayaklandı. Ağzımdan küçük bir çığlık kaçırarak kollarımı ve bacaklarımı ona sardım.

Hiç zorlanmadan beni kendiyle mutfağa götürdüğünde Efe'nin dalga geçtiğini duyuyordum. Ama yerim rahattı. Şuan hiç ona karşılık veremezdim.

Fırat sandalyeye oturduğunda ona daha çok sokuldum. Bir kere alışyım artık, daha salcağımı hiç zannetmiyordum.

Zorla beni dürttüğünde kaşlarımı çatarak doğruldum. Tam ana avrat sövme modumu açmıştımki ağzıma tıkılan sucuklu yumurta buna engel oldu.

Gözlerimi kırprıştırarak ona baktığımda gülerek yanağımdan öptü. "Bakma şöyle öldüresiye sevmek istiyorum seni." Ağzımdakini çiğneyip yuttuğumda kafamı çevirerek arkamda kalan masaya göz gezdirdim.

Tekrar Fırata baktığımda mesajı anlamış gibi gülerek bir lokma daha yaptı ve bana yedirmeye başladı. Valla şuna hiç kolumu kaldırcak hâlim yoktu.

Böyle böyle kahvaltımızı etmiştik. Fırat tekrar kucağında benimle beraber salona geçmişti. Efeyle Özgürde sofrayı topluyordu.

"Yavrum." Fıratın sesini duyunca birkaç ona mırıltısı çıkardım. "Çok mu yordum ben seni? Hm? Çok üstünde geldim diğilmi." Sesinin üzgün çıkması kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.

Anında kucağında dikleşerek yüzüne baktım. Cidden üzgün bakıyordu. "Fırat saçmalama istersen. Üstüme filan gelmedin!" "Ee niye bu haldesin o zaman?" Sesi hâlâ buruk çıktığı için dudaklarımı dişledim.

Omuz silkelen konuştum. "Valla yerim rahat diye sesimi çıkarmadım ben." Cevabına karşılık tip tip baktığında son kozumu oynadım. "Hem niye aşkım kilonu almışım ben? Taşıyamıyormusun beni? Şişkomu demek istiyorsun sen bana? Tamam tamam anladım ben seni!" yalandan burnumu çekerek ayaklanıcakken Fırat buna izin vermedi.

"Senin o aşkım diyen ağzına kurban olurum ben ne rahatsızı. Ömür boyu otursan gıkımı çıkarmam, çıkaran en adı şerefsizdir." Büzdüğüm dudaklarıma öpücük bırakarak devam etti. "Ve hayır kilo filan almadım, daha çok vermişsin."

Dediği şeyler beni tatmin edince gülümseyerek kafamı salladım ve tekrar boynuna sokuldum. Bundan sonra benim mekan belli oldu arkadaşlar. Buldunmu rahat beleş yeri sikseler kaçırmam.

Sen Başkasın Yesari  BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin