-Barış'tan-Kulağıma gelen bir kaç sesle istemsizce gözlerim titiredi. Yavaşça gözümü açtığımda beni yoğun bir ışık karşılamıştı.
Anında gözlerimi kapattım. Işığa alışınca tekrar usulca göz kapaklarımı araladım. Ölmemiştim? Hayattaydım! Yaşıyordum!
Ama sağ omzumdan koluma kadar korkunç bir ağrı hissediyordum. Gözlerimi sağ omzuma doğrulttuğumda omzumdan avuç içlerime kadar alçıya alındığını gördüm.
Sonrasında diğer sağlam elimin üstünde bir baskı hissettiğimde o tarafa döndüm. Sağ elime doğru baktığımda yanımda bir adet hastane kıyafetiyle yere çömelmiş ve elimi anlına dayamış bir Fırat beklemiyordum.
İlk önce bocalasamda elimin üstünde hissettiğim ıslaklıkla kaşlarımı çattım. Ağlıyordu? Fırat ağlıyordu?
"Biliyormusun ben artık bi karar aldım." Dediğinde dikkatle onu izlemeye devam ettim. Derin bir nefes alarak konuştu. "Bence artık beraber yaşamalıyız. Hm? Nedersin. Güzel olur bence." Duyduğum şeyle gülümsedim. Tabikide güzel olurdu. Hatta olur. Cidden çok güzel olur.
"Ama ilk önce uyanman lazım diğil mi?" Duyduğum şeyle gülümsemem yüzümde büyüdü. Dudaklarımı aralayarak susuzluktan kuruyan boğazımı umursamadan konuştum. "Uyandım ben ne zaman taşınıyoruz."
Konuştuğum an Fırat kafasını kaldırarak şok içinde bana baktı. Göz göze geldiğimizde gerçekten ağlamış olduğunu gördüm. Gözleri kıpkırmızı ve şişti. Ama bir şey dikkatimi çekmişti. Haddinden fazlamı çökmüştü bu adam? Ben ne zamandan beri uyuyordum ki?
"Barış!?" Fırat sevinçle bağırarak ayaklandığında güldüm. Ama güldüğüm için kuruyan boğazım ağrıdığından kaşlarımı çattım. "Su-" Dediğim an Fırat hızla konuştu. "Bekle bebeğim bekle ben sana su da getiriyim doktoruda!" Hızla odadan çıktığında arkasından baka kaldım.
Adamın çöktüğü yüzünden bile belliydi. Bu bile üzülmeme yetiyordu ama kurtulduğu için mutluydum.
Fırat koşarak tekrar içeri girdiğinde elindeki şu şişesini gördüm. 'Ne ara aldın' diye soracakken arkadan gelen Özgür ve Efe soruma cevap olmuşlardı.
Fırat yanıma gelir gelmez beni nazikçe doğrulttu ve yüzümdeki oksijen maskesini çıkardı. Elindeki şişenin kapağını açıp bir yudum almamı sağladı. Boğazımdan geçen suyla daha çok rahatladığımı hissettim.
Suyu içtikten sonra tekrar beni yatırdığında doktorun geldiğini gördüm. Başımda durmuş elindeki stajyer dosyasına şeyler yazıyordu. "Nasıl hissediyorsunuz Barış bey? Ağrınız varmı?"
Kafamı salaldım. "Sağ omzum ağrıyor." Adam kafasını sallayıp tekrar bişeyler yazdı ardından bana döndü. "Birazdan normal odaya alınırsınız o sırada ağrı kesici serum da bağlanır."
Kafamı sallayarak onu onayladım. "Barış iyimisin?" Efe'nin sesiyle ona döndüm. Gülümseyerek konuştum "İyiyim biraz ağrım var sadece." "Çok korktuk." Özgürün sesiyle gülümsememi bozmadan ona döndüm. Ardından mahcup bir ifadeyle konuştum "Sizi korkutmak istemedim." Özgür anında konuştu "Saçmalama! O anlamdamı dedim ben!"
Dediği şeyle Efeyle beraber güldük. Ardından Fırata baktığımda gülümseyerek beni izlediğini gördüm. Gözleri fıldır fıldır her yerimi inceliyordu.
Yanımızdaki doktoru umursamadan sağlam elimi Fırata uzattığımda anında tuttu. Elimi sıkarak ona iyi olduğumu belirttiğimde gözlerinin parladığını gördüm. İşte bu bana acımı unuttururdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Başkasın Yesari BxB
Fanfiction|Tamamlandı.| Asosyal olan Barış'ın tek arkadaşı geceleri sürekli camına konan yarasadır. Ama onun sadece bir yarasa olmadığından habersizdir. ~Barış ve Fırat'ın hikayesi~ -Argo ve cinsellik içerir- -BxB kurgudur-