50.

140 13 15
                                    


Vay be... 50. Bölüme geldik ha, zaman çok hızlı akıyor...

-
-
-

"Barış bak bundanda ye."

Kaşlarımı çatarak Efenin bana uzattığı tabiri caizse gözüme soktuğu ekmeğe bakıyordum. "Efe yeter lan. Şiştim!" Efe bir bana birde içimde domates salatalık olan ekmeğe baktı. "Aman be! İyilikte yaramıyor sana!"

Göz devirerek arkama yaslandım. Göz ucuyla çaprazımda oturan Fırata baktım. 'Sikimden aşağa kasıp paşa' moduna girmiş yemek yiyordu.

Onada göz devirdim ve etrafa baktım. Ormanlık bir alandaydık. Bir tarafa oturucam yerler konulmuştu ve piknik alanı gibi bir yer yapmışlardı. Alanın diğer tarafı ise ormandı. Güzel ve hoş bir yerdi.

Biz geldiğimizde öğlene bir saat vardı, ama şimdi birkaç saate akşam olucaktı. Sınav konusunu Efeyle konuşmuştum. Efe bilmediğini ve Fırata sormamın daha iyi olacağını söylemişti.

Ama Fırat benimle konuşmuyordu. Bana sinirlenmişti. Üstündeki kıyafet onu sinirlendiriyordu. Bende bu yüzden onunla hiç konuşmuyordum. O beni önemsemezse bende önemsemem değilmi.

Off kimi kandırıyorum.

Böyle bir dehşet-ül vahşet adamı kim umursamaz!?

Birde çok yakışıklı olmuştu, kafayı yiyeceğim! Bu haksızlık ya!

Gözüm masada Efe'nin yanına oturmuş Özgüre kaydı. Geldiğimizden beri bir sessizdi. Morali bozuk gibiydi. Önündeki bardağa odaklanmış kimseyle gerekmedikçe muhattap olmuyordu.

İşle ilgili bir sıkıntıdır diyeceğim ama o zaman Fırattan dolayı haberim olurdu. Başka bir şey vardı.

Derin bir nefes alarak konuştum "Özgür." Özgür transtan çıkmış gibi irkilerek bana döndü "Efendim?" "Neyin var?" Sanki bu soruyu sormamı beklemiyormuş gibi afalladı ve Efe'ye baktı. Benim sorduğum soruyla masada bir sessizlik oluşmuş ve tüm gözler Özgüre dönmüştü.

Özgür boğazını temizledi. "Yok bir şeyim. Nerden çıkardın birşey olduğunu?" Gözlerimi kıstım. Yalan söylediği apaçık ortadaydı. "Özgür bana yalan söyleme. Dökül." Özgür derin bir nefes alarak Efe'ye baktı. Efe birşey hatırlamış gibi anında bize döndü.

"Ay ben size söylemeyi unuttum!" Efe'ye döndüğümüzde kaşlarımı çattım "Neyi söylemeyi unuttun?" Efe heyecanla konuştu "MSÜ sınavını geçtim! Haziran'da mülâkatlara gireceğim!" Dediği şeyle gözlerim büyürken gülümsedim. "Ciddimisin!?" Efe kafasını salladığında hızla ayağı kalkıp ona yöneldim ve sıkıca sarıldım.

MSÜ giriş sınavları üniversite sınavından olduğu için çoktan girmişti, ve şimdide geçtiğini öğrenmek beni çok mutlu etmişti.

Efe'den ayrılıp yerime oturduğumda Fıratın Efeyi tebrik ettiğini duydum. Ardından aklıma gelen şeyle gülümsiyerek Özgüre döndüm. "Sen o yüzden böylesin yani." Özgür dediğimde yerinde rahatsızca kıpırdandı. Olayı çakmıştım.

Efe'nin asker olma olasılığı onun moralini bozmuştu. Asker eşi olmak zordu. Her yiğit babanın harcı değildi. Özgürde büyük ihtimal korkuyordu.

Efe titrek bir nefes vererek Özgüre döndü "Aşkım yapma böyle. Bak benide üzüyorsun." Özgür derin bir nefes aldı. Ardından gülümsedi "Üzüldüğümü kim söyledi? En çok ben mutluyum asıl. Sadece..." Duraksayarak derin bir nefes aldı "Biraz korkuyorum."

Efe Özgürü teselli ederken gözüm Fırata kaydı. Efeleri izliyordu. Bir anda bana baktığında anlaşmalı gibi birbirimize kötü kötü bakıp aynı anda göz devirdik.

Sen Başkasın Yesari  BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin