19.

390 34 119
                                    


"Özgür!?" Efe'nin sesiyle kendime geldim. Hemen yolu açarak içeri girmelerini sağladık, içeri girdiklerinde kapıyı örtüp peşinden gittik.

Fırat hızla Özgürü koltuğa uzandırdı. O da oldukça endişeli gözüküyordu. "Ey gerizekalı! Senin neyine onlara diklenmek!"

Fırat sinirle konuştuğunda. Özgür zar zor "Senin hakkında ileri geri konuşuyorlardı. Dayanamadım!" Dedi. Kimden bahsettiklerini zerre bilmiyordum.

"Dayansaydın. Deydimi şimdi!" Gülerek konuştu "Bilmem deymiş mi? Artık inanıyormusun bana?" Fırat sinirle göz devirdi "Sana hep inanıyordum gerizekalı! Sence inanmasam o gün Barışa yaptığından sonra sende ağız yüz bırakırmıydım!"

Efe kaşlarını çatıp bana baktığında omuz silkerek tekrar Özgüre döndüm. Çok feci dövülmüştü. "Fıra-" Özgür çok şiddetli öksürmeye başladığında sözü yarıda kesildi. Fırat ayağı kalkarak Özgürün sırtını dikleştirdi.

"Kan lazım!" Fırat çaresiz bi şekilde bana baktı. Tam konuşcağım zaman gelen ses hepimizi dondurdu.

"Ben veririm"

Hepimiz aynı anda Efe'ye döndüğümüzde kendinden emin bi şekilde bakıyordu. Büyük ihtimalle olayı çakmıştı.

Sonuçta zeki bir çocuktu. "Kan vermesi için istemiyo-" "Biliyorum içmesi için istiyorsunuz. Ben veririm diyorum. Hem onunla konuşmam gereken bir mesele var"

Özgüre baktığımda şok bir ifadeyle Efe'ye bakıyordu. Yüzündeki yaraları önemsemeden "Sana kim-" Efe tekrar szöşerini kesti "Bana kimse bişey söylemedi. Zaten hâl ve hareketlerinizden şüpheleniyordum. Artık emin oldum."

Özgür Efe'ye bakmaya devam ederken Efe Fırata döndü. "Gel şunu odama taşıyalım. Orda hallederiz"

Fırat bişey demeden Özgürün kolunu omzuna atıp tekrar onu kaldırdığında Efe de ona yardım etti. Fırat Özgürü bırakıp geri döndü ve yanıma oturdu.

"Özgüre bunu kim yapmış?" Fırat bana döndü "Bilmiyorum, eve gittiğimde bu haldeydi" Kafamı sallayarak önüme döndüm.

-
-

-Efe'den-

Fıratla beraber Özgürü benim yatağıma oturttuk. Özgür cidden iyi görünmüyordu, ama ona hâlâ kızgın ve kırgındım.

Fırat odadan çıktıktan sonra yavaş adımlarla Özgürü ilerledim ve yanına oturdum. Ne o bana bakıyordu nede ben ona bakıyordum. Sanki göz göze gelmemeye yeminliymişiz gibi bir hava vardı şuan.

Ben önüme bakmaya devam ederken Özgür konuştu. "Niye gittin" Dediği şeyle kaşlarımı çattım ve ona döndüm. O hâlâ önüne bakıyordu. "Giden kişi sendin!"

Bu sefer bana döndü. Gözlerine baktığımda sadece kırgınlık görüyordum. Nedensiz bir kırgınlık.

"Ben gitmemiştim" Dediği şeyle kaşlarımı kaldırdım ve alayla konuştum "Hı hı zaten uyandığında arabada yanlız olan sendin!"

"Yemek almaya gitmiştim." Dediği şeyle dondum. Yemek almaya mı gitmişti cidden? Normal de buna inanmazdım, ama sesindeki ve gözlerindeki kırgınlık onun doğruyu söylediğini gösteriyırdu.

Önüme dönerek konuştum. "Kusura bakma. Sadece birlikte olduğum ilk erkek uyandığımda yanımda olmayınca kırıldım sanırım"

Derin bir nefes aldı "Bende 1 yıldır deliler gibi aşık olduğum çocuğu geri döndüğümde göremeyince kendimi kullanılmış bir aptal gibi hissettim."

Şok içinde tekrar ona döndüm. 'Aşık olduğum çocuğu' demişti. Ne yani? Bana aşıkmıydı? Hemde 1 yıldır!

"A-aşık ne?" "Aşık olduğum çocuk, yani sen" Kalbimin bu kadar hızlanması hiç normal değildi. Hemde hiç! Yutkunduğumda bi süre kendime zaman tanıdım. Ellerim terlemeye başlıyordu.

Sen Başkasın Yesari  BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin