Ona Güvenmeli Miyim?

49 9 3
                                    

Gece 01.00'de eve dönmüştüm. O pisliğe inanmıyordum -ya da öyle olmasını umuyordum- ama yinede sinirliydim. Onu görmek istemiyordum. Kimseyi görmek istemiyordum. Sürekli kendime hatırlatıyordum.
Yalan söylüyordu.
Sadece yalandı.
Buna rağmen sürekli aklımdan geçen ya gerçekten bana bunu yaptıysa? düşüncesi beni deli ediyordu. Belki de kanıtı göstermeden önce gitmemeliydim.
Han'a güven.

Eve kimsenin beni fark etmemesini umarak sessizce girdim ama Han zaten salonudaydı. Neyseki koltuğa uzanmış uyuyordu. Onunla konuşmak zorunda değildim.
Sessizce yanına gittim ve onun yüzünü seyrettim. Öyle huzur vericiydi ki bir an için tüm olanları unuttum ve gülümsedim.
Hızlıca odama gidip bir battaniye aldım ve üstünü örttüm. Kapalı gözlerini örten perçemlerini geriye attım ve ipeksi saçlarını okşadım. Ona istesem bile kızamazmışım gibiydi. Ona hak etse bile kızamazmışım gibiydi.
"Sana güvenmek istiyorum." diye fısıldadım beni duymasa bile. Elimi yanağına koydum ve baş parmağımı biçimli dudaklarında gezdirdim.
Dudakları küçük hareketlerle kıpırdadı ve ismimi bir sır gibi fısıldadı.
"Minho.."
"Hı?"
Dudaklarındaki elimi tuttu ve ağrı ağır gözlerini açtı. Dudaklarını elime bastırdı ve beni öptü. "Saat kaç?"
"Bir falaln." diye cevapladım sorusunu.
"Yeni gelmişsin. Neredeydin?" uzandığı yerde kenara kayıp bana yer açtığında yanına uzandım. "Okuldan bir çocuk içmeye davet etti. Ben de gittim."
Bana sarıldı ve suratını boynuma gömüp beni öptü. "Kendin gibi kokuyorsun."
"Fazla içmedim."
Uykulu uykulu gülümsedi. "Şarjın mı bitti? Seni aradım ama açmadın."
Başımı salladım. Ona gülümsemediğim için suratındaki neşe silindi.
"Bir sorun mu var? Durgun gibisin."
Kollarından kurtulup yanından kalktım. "Yorgunum. Uyuyacağım."
Ben odama doğru giderken arkamdan konuştu. "Yarın konuşalım. İyi geceler."
"İyi geceler."

Yorganımın için egömüldüm ve telefonumu açtım. Aniden gelen bildirimlerin çoğu Han'dandı. Ama en çok dikkatimi çeken yabancı bir numaranın gönderdiği bir videoydu.

0825 *** ** 58: İstediğin kanıt.

Telefonu tutan ellerim o kadar şiddetli titriyordu ki ekrandaki yazıyı okuyamıyordum. Yatakta doğrulup telefonu elimden bıraktım ve derin bir nefes aldım. Nefesim titriyordu. Boğuluyor gibiydim. Nefes almak zorlaşmıştı. Ölmem gerekiyordu. Ama bu derin sularda boğulmaya devam ediyordum sanki.
Odadaki tek ışık kaynağı telefonuma öylece baktım. Videoyu izlemek istemiyordum. İstiyordum ama bilmeliydim. Belki de Hyunjin'in berbat bir şakasıydı ve videoda bana orta parmak çekiyordu sadece. Bunu umuyordum. Şaka olmasını umuyordum.
"Ona güvenmeli miyim?" diye fısıldadım kendi kendime.
Hayır. Ona güvenme.
Han'a güvenmek istiyordum. Eğer güvenirsem kalbim kırılacaktı. Kimseye güvenmek istemiyordum.

Gözleri sıkıca kapadım ve derin, titrek r nefes daha aldım. Ve videoyu oynattım.

END-O | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin