Ben Kaçtım

63 10 5
                                    

Felix'le LoL oynamaya başlamamızın üzerinden ne kadar geçmişti bilmiyorum ama bu oyun bir harikaydı. Lix'i iki kez yenmiştim. Bana biraz sinirlenmiş ve daha fazla oynayıp beni yenmek için her şeyi yapmıştı. Eh, sonuçta yedi turun ikisini kazanmıştım. İlk oynayışa göre fena sayılmazdım.
"Bir tur daha." dedi hevesle bana bakıp, ama sonra bir anda kaşlarını çattı. "Han neden hala gelmedi lan."
Felix'in "lan" demesi garibime gitmişti. Normal bir şey elbette. Ama o söyleyince garipti işte.
"Bilmem ki?" dedim omuz silkerek. Felix oturduğu harika armut koltuktan kalkıp salona gitti. O gittiği an telefonumu açıp mesaj var mı diye bir baktım.

Psikopat Herif: Ben kaçtım

Bir tek bu mesaj vardı. Ardından Felix geldi ve suratı karman çormandı.
"Ne oldu?" dedim ona sakin bir sesle.
"Eşyaları gitmiş. Sanırım o geldi ve eşyalarını alıp gitti ama biz duymadık." dedi.
"Kimin umrunda, bir tur daha oynayalım." dedim ve oyun konsolunu elime aldım. Ama o ikna olmamış gibi başını iki yana salladı. "Hayır. Onu aramalıyım." dedi ve telefonunu çıkarıp Han'ı aradı.
Neden bu kadar büyütmüştü ki? Fazla belli etmemiştik.
Başını eğmiş telefonun açılmasını bekliyordu.
"Han?" dedi başını kaldırıp. "Neredesin... Haa... Evde eşyaların kalmıştı da..hı-hı... Hee iyi..tamam." ardından vedalaştılar ve Felix telefonunu kapatıp televizyonu kapatmak için oyundan çıktı ve ardından konsolları kapattı.
"Daha oynamıyor muyuz?" diye sordum.
"Bu kadar yenilmek yetmedi mi?" diye alay etti benimle.
"Seni iki kez yendim!" diye karşı çıktım.
"Hadi ama, oyunu almana ben izin verdim." dedi.
"Ne? Hayır. Bizzat ben kazandım. Kaybettiğini kabul etmelisin."
Bana ters ters baktı. "Seni beş kez yendim be, ne diyorsun?"
Gözlerimi devirdim ve ardından odama geçtim. Felix peşimden geldi ve ben birkaç saat önce Han'la yiyiştiğim yatağımı toparlarken dağınık etrafa göz gezdirdi. Yatağa bulaşan hafif bir ıslaklığı görmemle zorlukla yutkundum. Bu esnada Felix masamın orada geziniyordu öylece.
"Han'la aran nasıl? Bu gece biraz iyi oldunuz mu?" diye sorduğunda bir an için her nasılsa fark ettiğini düşündüm. Ancak merakından sormuştu.
Felix'in görmemesi için yataktaki küçük lekeyi yorganla hızlıca örterken "İyi gibiyiz." dedim.
"Hımm. İyi bari. Yapmamı istediğin bir şeyler var mı? Onunla konuşabilirim."
"Hayır, teşekkürler." dedim hızlıca. O esnada kendi benim yatağıma attı ve kıvrandı. "Aaa, çok uykum var."
"Hey, hemen kalk oradan." dedim aniden.
"Tamam be. Yemedik yatağını."
Feci halde stres olmuş onu odamdan kovmak için her şeyi yapmaya hazırlanmıştım. Yatakan kalktığı esnada bakışları arkamdaki bir şeye takıldı.
Hızlıca dönüp baktım. Han'ın tişörtüydü.
Lanet olası tişörtünü buraya bırakıp dışarıya çıplak çıktı bu?
"Bu..." diye geveledi Felix. Tişörtü hızlıca kapıp arkama sakladım. "Bu Han'ın sürekli giydiği tişört."
Doğru ya. Han'la birlikte uyumadan önce üstünü değiştirmesi gerektiğini söylemiş ve üstünü çıkarıp bir pijama üstü giymişti. Tabii onu çıplak ilk görüşümdü... Biraz gaza gelmiş ve aklını başından almaya çalışmıştım. Gerçi başarmıştım. Sonuç olarak onunla birazcık takılırken o tişört yerde unutulmuştu.
"Hayır." dedim. "Bu..." tişörtü açıp üstüme tuttum. "Bu benim."
Berbat bir oyuncu olmayı ben seçmedim tamam ?
Felix şaşkın şaşkın güldü. "Hiç sanmıyorum." dedi ve başını iki yana sallarken fal taşı gibi açılmış gözleriyle bana imalı imalı baktı. Ve lanet olası ima ettiği şey kesinlikle yaşanmıştı. "Dostum düşündüğümden daha hızlısın."
"Ne? Hayır! Ben..ben çok yavaşım ve ciddiyim bu benim." diye gevelemeye devam ederken ondan saklamamızın bir nedeni bile olmadığınıhatırladım ve az buçuk rahatladım. Bana inanmayan bakışlarla bakınca kollarımı iki yana açtım. "Hızlı olan ben değilim. O."

END-O | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin