Yavaş Yavaş Yaklaş

50 9 0
                                    

"Burada ne oldu?" diye sordu Jeongin dehşet içinde. Ona kolumdaki yarayı gösterdim.
"Kolum kanıyor." dedim buz gibi bir sesle.
Rocky iç çekti. "Bir derdin varsa konuş bizimle." dedi. "Kendine bunu yapmana gerek yok."
Jeongin duyduklarını teyit etmek ister gibi bana baktı.
"Beklediğimden daha fazla kanadı sadece" dedim. "Temizleyeceğim."
Banyodan temizlik için malzeme almaya giderken Rocky, "Sadist falan mısın?" diye sordu.
"Hayır. Emin ol değilim."
"Güzel. Çünkü bu biraz...psikopatça olurdu."
Elimde temizlik malzemeleriyle döndüğümde Jeongin onları elimden aldı. "Hyung," dedi Rocky'ye. "Sen Minho Hyung'la revire git. Ben burayı temizleyeceğim."
"Hayır, hayır! Hiç gerek yok. İlk yardım çantasındaki sargı beziyle hallederim ben."
Jeongin'i burda tek başına bırakamazdım. Kimseyi burada bırakamazdım. Hyunjin'e dair deliller her yerdeydi. Onları fark etmeden önce halletmelydim.
"Güzel." Rocky odasına yönelirken Jeongin onu durdurdu. "Ciddi misin? Kolu fena halde. Revire gitmeli."
"Oradaki hemşireyle aram iyi değil. Oraya gidersem beni gebertir." dedi Rocky.
"Kadını bu kadar kızdıracak ne yaptın ki?" diye sordum ona. Teslim olur gibi iç geçirdi. "Geçen gece onunla biraz takılmıştık. O ise ona aşık olduğumu sanmış."
"Cinsel ilişkiye girmek yasak, unuttun mu?" dedi Jeongin ikinci kez dehşete düşerek.
"Kuralları takan var mı?" dedi Rocky kollarını iki yana açıp.
"Tanrım. Sandığımdan çok daha farklı biriymişsin. İnsanların duygularıyla nasıl oynarsın?" Jeongin'i ilk kez bu kadar öfkeli görüyordum. Neden bu konuyu abartmıştı ki?
"Sandığın gibiyim." dedi Rocky. "Üstelik duygularıyla falan oynamadım. Neden bu kadar abartıyorsun?"
"Hah, abartıyor muyum?"
"Evet. Sorun ne, o kadına aşık mısın? O halde git söyle. Aşık olmaya meraklı bir karıydı zaten."
Jeongin kaşlarını çatmış, Rocky'ye bakarken bakışlarım ikisi arasında gidip geliyordu.
"Sorun bu değil! Önüne çıkan herkesi öpemezsin Rocky!" dedi Jeongin yüksek sesle. Ağzım açık onları seyretmeyi sürdürdüm. Aralarında tam üç yaş vardı ve Jeongin ona ismiyle hitap etmişti. Bir şeyler dönüyordu. "İnsanların duyguları var."
"Öyleyse duygularını kabullenmeliler." dedi Rocky bir şey ima etmek ister gibi.
"Sana bu konuda hiçbir şey demedim. Ben duygularımı kabullendim zaten."
"Sorun burada, Jeongin. Hiçbir şey yapmamış olman. İnsanlar hoşlandığı birisinden bir işaret aldığında karşılık verir. İşte bu kabullenmektir. Ama sen öylece durdun, hiçbir şey olmamış gibi devam ettin!"
"Ooo," diye mırıldandım kendi kendime. Açıkçası onları seyretmek az önce birisini üç kez bıçaklayarak öldürdüğüm ve cesedini bir çekyata tıkıştırdığım gerçeğini az çok unutturmuştu. Hayır. Bir nebze dahi unutturmamıştı.
"Çünkü bunu eski kız arkadaşından bahsettikten sonra yapmıştın. Tanrım. Kızlardan hoşlandığına emindim."
"Ama seni öptüm."
"Sarhoştun."
"Değildim."
"Ne yaptığını farkında bile değildin. Nedensizce bir şeyler yapıp duruyordun."
"Nedensiz değildi. Seni öptüm çünkü her şeyin ilgimi çekiyor." Rocky rahatlamış gibi bir soluk verdi. Jeongin dili tutulmuş gibi öylece dona kaldı. Bense sırıtarak ikisini seyretmekten büyük bir zevk aldım. Sessizce orada dikilip beni hatırlamamalarını umdum.
Rocky alay eder gibi güldü. "Tanrım, yine öylece dikiliyorsun!"
"Sen de hiç ayarını bilmiyorsun."
"Ne?"
"Yavaş yavaş yaklaş. Henüz bunu kaldıramam."
Rocky bu sefer gerçekten güldü ve Jeongin'e yavaş adımlarla yaklaştı. Aynı ona söylediği gibi. Suratını ellerinin arasına alıp Jeongin'in yanaklarını sıktı. "Dünyada var olan en tatlı şeysin sen." dedi. Rocky'yi gerçek manada gülümserken görmek alışılmışın dışıydı.

END-O | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin